bugün
- ichbinmaschinenbau8
- trt'nin osmanlı dizileri15
- köpeğe ekmek verip tecavüz eden adam21
- allahın emirleri sorgulanabilir mi15
- bu gece intihar edeceğim65
- fener'i kimse eleştiremez hatalıyken de savunurum8
- otobüste görülen kıza aşık olmak8
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması11
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır10
- albay kemal16
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar15
- fener niye şampiyon olmuyor diye ağlayan çocuk13
- icardi190514
- galatasaray34
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi10
- allah neye benzer15
- fenerbahçe30
- son 22 yılın özeti13
- anın görüntüsü8
- hadise'nin külotla marş söylemesi30
- şarap içip entry girmek8
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz16
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle8
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi9
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- müslümanların anadili arapçadır13
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi22
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- sevgiliyle uyumak13
tersin daha psikopat söylenişi.
Toplumun değil ama, kişinin bir anlamsızlığı var hayatın içinde. Hele her türlü duygu açlığı bittiği zamanlarda. Para ilgilendirmiyor, kadın ilgilendirmiyor, gelecek ilgilendirmiyor, geçmiş ilgilendirmiyor. Yaşamanın anlamsızlığından doğan bir can sıkıntısı, bıkkın bir yorgunluk, vücudu taşıma hamallığı...
Camus'nün Veba'sında şehrin doktoru bir gece yarısı şehrin dışına çıkar usulca ve yıldızlı bir gök altında yüzer sularda... Dramdan ve düşünceden kopar kopmaz, canın anlamsızlığını duyduğu andır o; can kendinden ibarettir ve o kadardır ve anlamsızdır.
***
Havaya elbiseler giydirebilir misiniz? Giydirdiğinizi farz edin. Muayyen bir boşluğu don, gömlek, çorap, pantolon, ceket, palto, şapka ve pabuçla katılaştırın... Sonra yeniden teker teker soyun bunları. Bir de bakacaksınız ki, boşluğun çırılçıplaklığı, yokluk ve anlamsızlıkla bir anda karışıverecektir. Tıpkı o çırılçıplak boşluk gibi, can da düşüncelerden, meselelerden, ihtiraslardan soyundukça, bir anlamsızlık içine düşüyor. Bu, dış dünyadan kopup, iç dünyaya dalma da değil... Ne iç dünya, ne dış dünya... Öyle her türlü duyu ve hayalle ilişiğini kesmiş, anlamsız bir can... Tam bir apathie.
***
Körlük, sağırlık gibi de değil bu. Körün, sağırın öteki duyuları çok keskindir. Tam tersine görmeden bakmak, duymadan işitmek gibi bir şey. Görmesine görüyorsun, duymasına duyuyorsun ama, hiçbiri idrakte şekillenmiyor, yansımıyor.
***
Kendi kendine karşı bir yabancılaşma... Büyük acılardan, büyük depresyonlardan sonra olur bu çokcası... Bir de büyük sarhoşluk sabahlarında...
***
Canın kendinden ibaret kaldığı ve anlamsız kaldığı o tuhaf anda; başka zamanlar, çeşitli aldanışlar yüzünden, yakalanamayacak bir gerçek varmış gibi geliyor bana...
Belki de tek gerçek bu anlamsızlık. Tek gerçek belki bu da, biz bu gerçekten uzaklaştıkça avunuyoruz, yaşıyoruz zannediyoruz...
Hani çocuklar vardır, tahtadan bir sopaya at gibi binerler. Onun at olduğuna öylesine inanırlar ki, okşarlar, severler, yem verirler ona. Ve bir an:
- At değil o, odun parçası deyiverseniz...
O uyanışta görülen gerçek asıl gerçektir ama, çocuk yüz yüze gelmek istemez o gerçekle... Düşte yaşarken aldığı zevki, o gerçek vermez kendisine...
***
Bu anlamsızlık da, belki gerçeğin ta kendisi!.. Bu anlamsızlığa elbiseler giydiriyoruz, davalar, meseleler icat ediyoruz. Odunu at yapıyoruz, ülkeler fethediyoruz.
Bu gerçeğe kılıç gibi, şöyle bir bakıvermenin zevki var mı acaba diye yokluyorum kendimi. O zevk de yok... Mutlak bir anlamsızlık.
***
Duyusuz kalınca can, o anlamsızlık içinde ölümle karışıyor gibi oluyor. Tek fark ölümde anlamsızlığı da artık kavrayamıyorsun. Ölmeden ölmüş gibi olmaktaki can sıkıntısının tek tesellisi; kesin ölümde, bu son duyunun da kaybolacağı inancı.
Yaşamak mı, ölmek mi; ister istemez ikisi de...
çetin altan
Camus'nün Veba'sında şehrin doktoru bir gece yarısı şehrin dışına çıkar usulca ve yıldızlı bir gök altında yüzer sularda... Dramdan ve düşünceden kopar kopmaz, canın anlamsızlığını duyduğu andır o; can kendinden ibarettir ve o kadardır ve anlamsızdır.
***
Havaya elbiseler giydirebilir misiniz? Giydirdiğinizi farz edin. Muayyen bir boşluğu don, gömlek, çorap, pantolon, ceket, palto, şapka ve pabuçla katılaştırın... Sonra yeniden teker teker soyun bunları. Bir de bakacaksınız ki, boşluğun çırılçıplaklığı, yokluk ve anlamsızlıkla bir anda karışıverecektir. Tıpkı o çırılçıplak boşluk gibi, can da düşüncelerden, meselelerden, ihtiraslardan soyundukça, bir anlamsızlık içine düşüyor. Bu, dış dünyadan kopup, iç dünyaya dalma da değil... Ne iç dünya, ne dış dünya... Öyle her türlü duyu ve hayalle ilişiğini kesmiş, anlamsız bir can... Tam bir apathie.
***
Körlük, sağırlık gibi de değil bu. Körün, sağırın öteki duyuları çok keskindir. Tam tersine görmeden bakmak, duymadan işitmek gibi bir şey. Görmesine görüyorsun, duymasına duyuyorsun ama, hiçbiri idrakte şekillenmiyor, yansımıyor.
***
Kendi kendine karşı bir yabancılaşma... Büyük acılardan, büyük depresyonlardan sonra olur bu çokcası... Bir de büyük sarhoşluk sabahlarında...
***
Canın kendinden ibaret kaldığı ve anlamsız kaldığı o tuhaf anda; başka zamanlar, çeşitli aldanışlar yüzünden, yakalanamayacak bir gerçek varmış gibi geliyor bana...
Belki de tek gerçek bu anlamsızlık. Tek gerçek belki bu da, biz bu gerçekten uzaklaştıkça avunuyoruz, yaşıyoruz zannediyoruz...
Hani çocuklar vardır, tahtadan bir sopaya at gibi binerler. Onun at olduğuna öylesine inanırlar ki, okşarlar, severler, yem verirler ona. Ve bir an:
- At değil o, odun parçası deyiverseniz...
O uyanışta görülen gerçek asıl gerçektir ama, çocuk yüz yüze gelmek istemez o gerçekle... Düşte yaşarken aldığı zevki, o gerçek vermez kendisine...
***
Bu anlamsızlık da, belki gerçeğin ta kendisi!.. Bu anlamsızlığa elbiseler giydiriyoruz, davalar, meseleler icat ediyoruz. Odunu at yapıyoruz, ülkeler fethediyoruz.
Bu gerçeğe kılıç gibi, şöyle bir bakıvermenin zevki var mı acaba diye yokluyorum kendimi. O zevk de yok... Mutlak bir anlamsızlık.
***
Duyusuz kalınca can, o anlamsızlık içinde ölümle karışıyor gibi oluyor. Tek fark ölümde anlamsızlığı da artık kavrayamıyorsun. Ölmeden ölmüş gibi olmaktaki can sıkıntısının tek tesellisi; kesin ölümde, bu son duyunun da kaybolacağı inancı.
Yaşamak mı, ölmek mi; ister istemez ikisi de...
çetin altan
hali ahvalidir bazilarinin kaderidir iste.
carlos tevez'e tevez'den bile daha çok benzeyen insan evladı. türk filmlerindeki replikleri mıh gibi aklına kazıyan muazzam şahsiyet.**
dördüncü nesil bir yazar.
tanım yapmamakta ısrar eden yazar.
adı bende saklı sözlükte ki uzun süreli serüveni bitmek üzere olan ve yeni ufuklara yelken açan efsane yazar. Buralara sefa getirmiş hoş gelmiştir. Benden duymuş olmayın ama o sözlüğün en cefakar, en emektar 5 yazarından biridir.
tribün ortamlarında hem parasız hem de saldırgan tiplere denir.
no al calcio moderno
çünkü tribün çok terso.
no al calcio moderno
çünkü tribün çok terso.
birinden para istenirken kullanılır.
laz kapital kitabını define kitabı zannedip bir plazanın önünde ''hanginiz ulan burjuva''diye iki tane zengin herife diklenirken iki saniyede nakavt olan karakterdir.
bir aralar pişmiş kelle dergisinde boy göstermiş bir nevi tutunamayan tiplemesidir. hep parasızdır ve başı dertten kurtulmaz.
pişmiş kelle'de engin ergönültaş üstadın çizdiği müthiş bir tiplemedir. tabii zamanında çizdiği.
cumle içersinde şöyledir; karıya kıza terso yapılır mı lan?
argoda parasız.
nedense söyleniş tarzı hoşuma gidiyor.
- bize nasıl terso yaparsınız oğlum?
- bize nasıl terso yaparsınız oğlum?
italyancada üçüncü anlamına geliyor .evd.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar