herkes kendi youtube kanalını kura kura, yakın zamanda tarih olabileceğini düşündüğüm izleme aracı. dizilerde internette var zaten. çok şey değişiyor iyi mi kötü mü bilemedim.
insan arada bir düşünüyor televizyon izlerken aslında bizler mi ekranı izliyoruz yoksa o ekrandaki içerikleri hazırlayanlar mı bizleri izliyor ?
insanları kendi istekleri doğrultusunda yönetmiyorlar mı? herhangi bir içeriği izlememize göre insanları sınıflandırmıyorlar mı? belki zamanın değişmesiyle birlikte artık bunları farklı bir mecrada çok daha rahat bir şekilde yapabilecekler.
artık eskisi kadar kalitleli yapımlar diziler olmayınca komple belgesellere kafayı taktım. keşke kurtlar vadisi gibi bir dizi daha nasip etse allah tc devletine.
bilinçlice izleyen ve beyin hücrelerini kontrol edebilen, iradeli, zeki ve kültürlü bireyler için esasında oldukça faydalı ve gerekli bir araçtır.
Televizyon, aslında insanın ufkunu açabilir ve dünyayı insanın gözünün önüne getirir. Cok önemli bilgi ve tecrübeler belletebilir.
en basitinden haberler sayesinde gündemi takip etme olanağı buluruz. Bu noktada tabii tek bi kanaldan değil, birden fazla kanaldan malumat edinme çabasına girmeli ve çok boyutlu düşünmeyi öğrenmeliyiz.
eğlence ve komedi programları sayesinde ise mizah duygumuz gelişir ve hoşça vakit geçirebiliriz..
dizilerle hayattan kesitler izler, adeta roman okur gibi karekterleri ve olayları izleyip etkileniriz.
tartışma programları sayesinde de çok farklı paradigmalara sahip insanları dinleriz ve bu da fikirlerimizin gelişmesine yardım eder.
en büyük tehlikesi ise, tek taraflı olmasıdır. yani, ekran neyi verirse onu almamalı sorgulama içine girmeliyiz. Ve elbette sadece tv den değil, daha farklı kaynaklardan da bilgi edinmeliyiz.
Mesela su an dünyanın gündemi olan koronavirüs ile ilgili aslinda birçok yerden kolayca edinemeyeceğiz malûmatları zahmetsiz ve pratik biçimde alabiliyoruz. Pek çok alan için de geçerli bu.
Hulasa, televizyon bazılarının söylediği gibi aptal kutusu filan değil, sosyal medyanın da bunca gelişmişliği ve yaygınlığına rağmen konveksiyonel medya hala geniş halk kitlelerine ulaşabilme adına mühim bir araç olup epeyce uzun bir vadede böyle kalmaya devam edecektir...
hatta dikkat edersek, çoğu büyük tv efsanesi bu zaman dönemi içerisinde üretilmiştir.
"çok ama çok hızlı tüketim" konsepti geldikten sonra yavaş yavaş ölmeye başlamıştır. günümüzde (örnek olarak) bir "six feet under" çıkmamasının nedeni de budur.
Garip bir alet. Şüphesiz ki bundan 15 sene önceki televizyon denen aletle daha doğrusu sistemle bir alakası kalmadı. Günümüz televizyonları sadece bir görüntüleme aracı. Smart tvler ile izleyeceğini seçme özgürlüğü tanındı insanlara. 15 sene önce kanalların yayınlarını izlemekten başka bir şansımız yoktu. Harici medya oynatıcılar hariç dvd/bluray player hariç hatta daha da eskileri Cd ve VHS/betamaxlar hariç.
Mesela 15-20 sene önce bilgisayara tv kartı takıp bilgisayarda tv yayınları izlemek çok büyük bir işti en azından bana göre. Hatta kayıt almak o yayından, müthiş bir şeydi. Bugün hiç bir kıymeti yok zira yutup var. Digiturk tivibu gibi platformlar yayınları geriye dönük izleme şansı veriyor ki tivibu 7 güne kadar geri gidebiliyor. Çok şey değişti bu 10-15 senede.
marksist iletişim teorisine göre, kamu hizmeti değil, reklam aracıdır. televizyonda aslolan reklamdır. reklam içerik değildir. reklam seyretmek için film, dizi, yarışma, eğlence programları gibi içerikler araya sıkıştırılır. izleyici reklamlardan şikayet etse de tv kanalları reklamlardan gelir elde eder. şikayet eden izleyici ise kaba tabirle reklamları izlemek için angarya çalıştırılan gönüllü amelelerdir.
