vatandaşlarımızın önemli bir kısmının hak, hukuk, adalet, demokrasi gibi bir arayışı yok, kafalarında öyle bir nosyonun kırıntısı dahi yok.
ülkenin ana muhalefet partisinin sivrilen ve etkin muhalefet yapan istanbul il yönetimi, usulen de esasen de hukuksuz bir şekilde görevden alındı. yerine ise kılışşşdarın adamı gürsel tekin'i atamışlar. mart'tan beri yaşananları tekrara gerek dahi yok zaten.
perşembenin gelişi çarşambadan belli derler ya. belli ki iki hafta içinde görülecek ya da başka bir zamana ötelenecek duruşmada chp yönetimine kayyum atayıp kenarda ısınma koşuları yapan kılışştarı geri getirecekler (belki bu dönemde patlatacaklar ya da erken seçim takvimi belli olunca ona göre etkisiz bırakacak bir anda). görünüşe göre o da dünden razı "chp'yi boş mu bıraksaydım" diyerek kendini meşrulaştırıp 14. seçimi kaybettirmek için kolları sıvamaya.
tcmb'nin bu kadar rezerv toplamasının ve mehmet şimşek'in de ödemeler dengesi krizi çıkartmamak haricinde herhangi bir kalıcı çözüm oluşturacak politika gütmemesinin sebebi de belli ki, bu yargı operasyonlarının ekonomik zararını minimize etmek.
"adalet" bakanımız da artık otomatikleşmiş şekilde "türkiye bir hukuk devletidir" diyecek tabi milyonuncu kez; borsanın devre kesmesine ağlayanlar, ülkenin içine düştüğü durumu umursamadan borsadaki parasını düşünecek ve ağlayacak, gsliler fbliler kerem aktürkoğlu, ederson, osimhen, uğurcan falan fıstık muhabbeti yapıp atışmaya devam edecek...
yaşamdan gram keyif alamıyorum. başta atatürk'ün ve binlerce şehit ve gazinin ödedikleri bedelleri akla getirip, medeni ülkelerdeki kimselerin hayat rutinlerine ve gündemlerine bakıp, kıyaslayıp sonrasında iç geçirmemek mümkün değil.
bir kişinin ve dar çevresinin istikbali için 86 milyonun düşürüldüğü duruma ve bunun yıkıcı demokratik, ekonomik ve sosyolojik maliyetine bakınız. en kibar tabirle akıl tutulması bu.
zaten iyimser senaryoda yaklaşık 70-75 sene yaşayıp ölüp gideceğiz (o da, salınmış sabıkalı bir manyak tarafından sokakta bıçaklanmazsak, depremde enkaz altında kalmazsak, otelde yanarak ölmezsek, trafikte levye ve pompalı ile öldürülmezsek, kevgire dönmüş sınırlardan geçen bir o.ç. tarafından kalabalıkta bombayla patlatılmazsak, rezil-denetimsiz gıdalardan kanser olmazsak vs.) denk gelip, şahit olduğumuz şeylere bak.
