bugün

yalan yok tanıdım. aramaya devam edin bence.
güldürür. evet.
aslı astarı olmayan goygoydur.
vallahi de yalan dolan olan goygoy. birkaç istisna dışında tanıdığım kimseden hayır görmedim. hadi öptüm hepinizi.
sözlük, insan kaleydoskopudur (çiçek dürbünü).
Yeniyim ya belki ondan denk gelmemiştir.

Şöyle yıllar geçsin kaşarlanalım.
2 sene önce kadıköy pub station'da gittiğim zirve gayet güzeldi, iyi insanlar tanımıştım gerçekten. yalan değildir..
(bkz: kazaklı bey)
trajikomik bir goygoydur.
ipsiz sapsız, yalancı, allahın kompleksli pislikleri olduğu kadar minnoş insanlar da tanıdım 10 küsur senede.

Hala görüştüğüm, sosyal medyadan takipleşip iletişim halinde olduğum dolu insan var.
Tamamen goygoy.
Çok terbiyesiz insanlar var.
Kendimden biliyorum.
Bazen optimistlikten fazlası olan goygoy.
Sözlükte insan tanımadığım için beni ilgilendirmeyen goygoy.
ben 1,5 senedir başka bir sözlükte mi yazıyorum acaba dedirten goygoy.
Son bir haftadır 'goygoy' kelimesi kadar itici bir kelime görmedim.
Evet her gün kendi profilime girip entrylerim arasında gezerek en az 1 iyi insan görmüş oluyorum. Bence ben iyi biriyim çünkü e kendimide tanıyom. Gerisini siktiret sanki para veriyolar sözlükteki iyi insanlar bize.
sikiyim sözlükteki iyi insanları. bize ne amk.
ara sıra denk gelinen, güldüren goygoy.
tanımış olduğumu kendimi kandırmak için de olsa isteyeceğim şeydir. hiç yazanım soranım yoktur şu mahallede.
vardır illa ki ama 2 tane iyi insan tanıyacağım diye de 100 tane teneke ile muhatap olmaya gerek yok.
iyi insan elbet vardır sözlükte lakin iyi olup olmadığını burada anlayamazsın dedirten goygoy.
Tanımayanların goygoy diyeceği, tanıyanların siklemeyeceği bir konudur bu konu.
Edit: imla şeysi
tam da goygoy değildir. çok insanlar tanıdım bu sözlükte geçirdiğim yaklaşık on senede. çoğuyla muhabbetimiz koptu ama içlerinden biri var ki 9 yıldır arkadaşım demekten gurur duyduğum birisi. onca ilginç insan tanıdım,

sözlüğe üye olduğumda ya 12 ya 13 yaşındaydım. 9 sene falan ediyor. o zamanlar da sözlüğün ne kadar kalitesizleştiğini konuşurduk, hala yapıyoruz bu arada merak etmeyin. çok az şey değişti o zamandan beri. neyse, konu bu değil.

sekizinci sınıf şubat civarları, sözlükte yaşıtım bir insan olduğunu duydum. gittim yazdım ben de, meğer birçok kişi varmış. o zaman 18+ insanlardan çok daha kaliteli olan birçok insan yaşıtımmış hatta. ben hiçbir zaman o kadar kaliteli olmadım tabii ki, kendi adıma konuşmuyorum asla. mesaja attım ben bu kişiye, lise tercihlerinden falan konuştuk. kısmen boş muhabbet, kısmen dertleşmek. hatta bir süre ben ince ince yürümüştüm ona. şimdi hatırlar gülerim, biraz yüzüm kızarır.

neyse, çok kısa bir muhabbetten sonra yaza kadar konuşmamak üzere muhabbeti bitirdik. yazın haziran civarları tekrar mesaj attım. sınavı ne yaptın, tercihlerde karar kıldın mı falan derken bu sefer mesajlar uzamaya başladı. gitgide daha fazla konudan konuşmaya başladık. en son kısa romanlar yazıyorduk birbirimize, msn'e geçtik. msn kapannınca skype'a geçtik ama skype beni pek sarmadı. whatsapp'ı keşfettikten sonra oradan devam ettik.

lise ortalarına doğru sözlükten yavaş yavaş koptuk ama arkadaşlığımız kopmadı. o en son 2014'te entry girmiş, ben de yılda iki kere falan gelip bir sürü şey yazıp terk eder oldum. whatsapp'ta da kısa kısa mesajlar atmayı başaramadık bu arada. belli bir uzunluğun üstüne çıkınca daha fazla oku çıkıyor whatsapp'ta. çoğu insan görmez onu zaten. bizim mesajlarımızda o yazıya minimum altı kere tıklamak gerekiyor.

eskiden bu kadar depresif değildim, attığı cevaplara anında cevap verirdim ya da en geç iki üç güne geri dönmeye çalışırdım. depresyonum ilerledikçe kimseyle çok konuşamaz oldum ama yine de anlayışlı oldu. ben ayda bir cevaplamaya başladım, o aynı haftada geri dönmeye çalıştı.

ikimiz de üniversitedeyiz şimdi. onun son senesi, benim 3 senem daha var. * hayatımın neredeyse yarısını onun arkadaşlığıyla geçirdim. birbirimizin büyüyüşüne, sorunlarına. çözümlerine şahit olduk. ilgi alanlarımız çok değişti ama ortak noktalarımız daha da arttı. birçok şeyi onun sayesinde öğrendim. şu an en rahat konuşabildiğim, sevgilimden daha çok içimi döktüğüm tek insan.

belki o bir istisnadır ama bu olayın goygoy olmadığına dair elimdeki neredeyse tek kanıt.

uzun süredir cevap yazmıyorum, şimdi yazmaya başlasam sabah 7 gibi biter sanırım. ne işim gücüm var* * ne de uykum. gidip güzel bir şeyler yazayım, belki uyanınca görür de bir keyfi yerine gelir.

edit: 7.30 gibi bitti, beklediğimden biraz daha fazla yazdım ama özlemişim.
gönül rahatlığıyla kurabileceğim cümledir. çünkü kişi nasıl yaklaşırsa, karşısındaki insan da o şekilde geliyor ona.
Bunu diyen ya gidecektir ya da gitmeyeyim hadi destekleyin beni diye ayar veriyordur bir nevi. Ulusa seslenişin sözlük versiyonu gibi bir şey.
Sözlükte iyi insan yoktur.