bugün

bir trevanian romanıdır.
kitabın kahramanı nicholai aleksandroviç hel adında ,çok güçlü,kadınların karşı koyamadığı,yakışıklı,silahsız adam öldürme tekniklerini çok iyi bilen,hepsinden önemlisi şibumi felsefesini benimsemiş,üst düzey kiralık bir katildir.
ilk sayfalarının ağır gitmesine sabır gösterildiği takdirde alıp götüren psikopat kitap.
kelime anlamı: * * * * * * sıradan olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükler
"o kadar gerçek ki gerçekçi olmasına gerek yok"
trevanian adlı, kitabın kahramanı * gibi ne idüğü belirsiz bir yazarın yazdığı, inanılmaz sürükleyici, gerçekçi, derinlemesine bir başyapıt...
bursa'da bulunan kültür park'ın stad girişi kapısının hafif çarprazında kalan, iyi garsonlara sahip güzel mekan. *
(bkz: chaos)
(bkz: kehribar)
güzel bir roman yanlız ben bir tane yabancı dili öğrenirken bile tepki gösteren bir bünyeye sahip olmama karşın kitabın kahramanının bir sürü dil bilmesi sinirime dokunmuştu* *
hayran olunası nicholai hel karakterine hayat veren sürükleyici bir trevanian eseri. kitap, "şibumi'nin oyun planı" adı altında 6 bölüme ayrılır.

--spoiler--
1. bölüm | fuseki: oyunun açılış bölümüdür, üzerinde oynanılan tahtanın tümü gözönüne alınır.
2. bölüm | sabaki: güç bir durumdan çabuk ve esnek bir manevrayla kurtulma çabasıdır.
3. bölüm | seki: nötr bir durum olup taraflardan hiçbirinin avantajı yoktur.
4. bölüm | uttegae: bir özveri hamlesidir. rizikoludur.
5. bölüm | shicho: hızlı bir saldırıdır.
6. bölüm | tsuru no sugomori: taşların kendi yuvalarına çekilmesidir. rakip taşların zarif bir manevrayla ele geçirilmesi demektir.
--spoiler--
--spoiler--
doğruyu yabana atmayın, iyi kullanıldığında çok etkili bir silahtır. Ama unutmayın ki silahlar çok kullanılırsa yalama olurlar.
--spoiler--
kategorizasyona zor yapılabilecek bir roman. birçoklar macera diye kalıplıyor ama kesinlikle felsefik bir kitap. go oyunu öğrenesin geliyor. ama en çok yakını algılama yeteneğini niye kaybettik be dostum repliği dile geliyor.
içinde Muazzam amerika tasvirleri bulunmakla birlikte; 1979 yılında yayınlanmasına rağmen hala günümüzde bile geçerli olan durumu gözler önüne sermesi bakımından aşmış bir kitaptır.

--spoiler--
Başarılı bir diplomat sayılmazdım. insanın kendisine kaypak bir vicdan edinmesi gerekiyor. başarılı olmak için geleceğe karşı esnek bir tutum gerekli bu meslekte. bendeyse bu nitelikler yoktu. ama bu arada amerikalılar'ı tanımaya, iyi ve kötü yanlarını görmeye olanak buldum. çok başarılı tüccarlardır onlar. parasal başarılara büyük saygıları vardır. bu tutum sana fazla yüzeysel ve değersiz gibi görünebilir. ama endüstri dünyasına çok iyi uyuyor. sen amerikalılar'a barbar diyorsun, hakkın da var. bu yönlerini senden daha iyi bilirim. tutuklularına işkence ettiklerini, cinsel baskı yaptıklarını bilirim. insanları uçan alevlerle tutuşturduklarını, yere düşünceye kadar kaç metre koşabileceklerini seyrettiklerini bilirim. evet, anlatılmayacak kadar korkunç ve zalim şeyler gördüm. ama nikko, bizim kendi askerlerimiz de tıpkı buna benzer şeyler yapıyorlar. savaş, nefret ve korku, bizim insanlarımızı da hayvanlaştırdı. oysa biz barbar değiliz. ahlak anlayışımız binlerce yıllık uygarlık ve kültürün etkisiyle daha bir sağlamlık kazanmış olmalıydı. amerikalılar'ın barbarlığı onlara bir özür oluyor... yoo hayır, böyle şeylerin özrü olamaz tabii. ama onların hareketleri için bir açıklama sağlıyor. biz kendimiz, binlerce yıllık saf kanımız, geleneğimiz ve dikkatli yetiştirilişimize karşın böyle insaf ve insanlık dışı hareketler yaparken, yamalı kültürel geçmişi yüzyıllarla değil, ancak on yıllarla sayılabilecek amerikalılar'ı nasıl vahşilikle suçlayabiliriz? amerika halkı alt tarafı avrupa'nın istenmeyenlerinden, orada başarı sağlayamayanlarından oluşmuş bir halk. bunu düşününce onları masum saymamız gerekir. bir sıtlan kadar, bir çakal kadar masum. evet, tehlikeli, evet hilekar... ama günahkar değil. sen onlardan adı anılmayacak bir ırk olarak söz ediyorsun. onlar ırk değil. bir kültür bile değil. avrupa ziyafetinden kalan artıkların yeniden ısıtılıp sofraya konulmuş hali onlar. yalnızca bir teknoloji. ahlak yerine, onlarda uyulacak kurallar var. bizde nitelik dikkate alınırken onlarda nicelik dikkate alınıyor. bizim onur ve onursuzluk dediğimiz şeyin karşılığında, onlar kazanma ve kaybetmeyi kullanıyorlar. aslında ırk diye düşünmemelisin. ırk demek hiçbir şey demek değildir. kültür ise her şey dir. ırk olarak sen beyazsın. ama kültürel açıdan değilsin. dolayısıyla da beyaz sayılmazsın. her kültürün kendi güçlü ve zayıf yönleri vardır. çeşitli kültürler birbirleriyle karşılaştırılıp ölçülemezler. yapılabilecek tek bir mantıklı eleştiri var. bir kaç kültür karıştığı zaman ortaya her seferinde, bu kültürlerin en kötü niteliklerinin karışımı çıkar. bir kültürün veya bir insanın kötü yanları, içinde gizli olan güçlü bir hayvandır. aynı kültürün veya insanın iyi yanları ise, uygarlığın baskısıyla gelişen ve oluşan ince, hassas, kolay kırılabilen bir kılıftan ibarettir... kültürler birbirleriyle karıştığı zaman elbette ki içteki güçlü varlıklar ortaya dökülür.cyani sen amerikalılar'ı barbarlıkla suçladığın zaman onları aslında duygusuzluk ve yüzeysellik sorumluluğuna karşı savunuyorsun. yalnızca melezliklerine değindiğin zaman en büyük kusurlarına parmak basmış oluyorsun. kusur kelimesi de en doğru kelime mi acaba? geleceğin dünyasında, tüccarlar ve teknisyenler dünyasında böyle melezlerin içgüdüleri üstünlük sağlayacaktır. teknoloji gerçi otomasyondur ama gelecek de odur. sen bu geleceği yaşamak zorundasın oğlum.Amerikalılar'ı tiksintiyle bir kenara itmek hiç işine yaramayacaktır. onları anlamaya çalışmalısın. hiç değilse sana verebilecekleri zararlardan korunabilmek için.

--spoiler--

--spoiler--
Amerika'nın onur kavramı, kalorifere duyduğu ihtiyacın yoğunluğuna göre değişir. bir amerikalı'nın en tipik yanı, cesaretinin ve fedakarlığının kısacık süreler için geçerli olmasıdır. bu yüzden savaşta iyidirler de barış sorumluluğunu taşımakta yetersizdirler. tehlikeye dayanıklı olmakla birlikte, rahatsızlığa dayanıklı değillerdir. sivrisinekleri öldürmek için kendi havalarını zehirlerler., elektrikli ekmek dilimleme aletleriyle de enerji kaynaklarını tüketirler. unutma ki vietnam'daki askerler hiçbir zaman coca cola'sız bırakılmadı.
--spoiler--
yazarının, daha önce* hırsızlık üzerine yazdığı bir kitaptan esinlenilerek italyada müze soygunu yapılması sonucu bu kitapta çıplak elle adam öldürme tekniklerini açıklamadığı kitap.
efsane bir roman.yazarının çok uzun süre kimliği belirlenememiş fakat sonra texas üniverstesinde bir profesör olduğu ortaya çıkmıştır.romanın kahramanı nicolai hel bence herkesin olmak isteyeceği bi idol
Şişko denen alet ile google benzerliği ilginçtir.
--spoiler--
Amipler her zaman kaplanlardan çok yaşar.
--spoiler--

Fena kitap efendim. Bu kadar geç tanışmış olduğum için de ayrıca sinirliyim.
(bkz: shubuo)