Funda Özkalyoncu'nun Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna isimli romanını okuduğunu söyleyerek okuduğunu yanlış yorumlanmasıyla anılan yazarımız.. Ah Sabahattin Ali, ah güzel insan... Onu anlamak, onun yaşadığı zamanı anlamaktan, onun hislerini anlamaktan geçer.
Kuyucaklı Yusufa ne oldu be sabahattin abi?
Yusufa yapılır mıydı o? muazzez o hale nasıl gelebildi?
nice yusufları aşık olmadan korkulara saldın, ya sevdiğime yabancı eller dokunursa korkusuna.
En azından Yusuf mutlu olsaydı.
hayata 3-0 geride başlayanların öne geçisini görseydik.
düşenin hep yerde kalmadığını.
üzdün.
üzdün üzdün de ne bileyim seviyorum seni hala.
kitaplarını alıp kahveyle fotoğraflarını çekip sağa sola atmayı değil.
bir kitabın neredeyse yarısının altını çizip, dönüp dönüp tekrar tekrar okuyarak seviyorum.
ama yusufa yazık oldu.
o eve girdiği zaman muazzezi o halde gördüğü zaman elini beline attığı zamanki ruh hali uzun süre çıkmadı aklımdan.
Benim beklediğim aşk başka! O bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka; istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!.
Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti…
insan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.
Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan insanı vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat hep böyle değil midir ? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?
Halbuki en çok okuduğum bir kitabın, en çok okuduğum bir satırı bile bana bazen başka şeyler söyleyebilir…
*Sabahattin Ali’nin Mustafa Kemal’e hakaret ettiği gerekçesiyle hapse atılmasına sebep olan şiir:
Memleketten Haber
Hey anavatandan ayrılmayanlar
Bulanık dereler durulmuş mudur?
Dinmiş mi olukla akan o kanlar?
Büyük hedeflere varılmış mıdır?
Asarlar mı hâlâ hakka tapanı?
Mebus yaparlar mı her şaklabanı?
Köylünün elinde var mı sabanı?
Sıska öküzleri dirilmiş midir?
Cümlesi belî der Enelhak dese,
Hâlâ taparlar mı koca terese?
ismet girmedi mi hâlâ kodese?
Kel Ali’nin boynu vurulmuş mudur?
Koca teres kafayı bir çekince
………………..
iskendere bile dudak bükünce
Hicabından yerler yarılmış mıdır?”
**Memuriyetinin iade edilmesi için, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Bayur tarafından bağlılığının ispatlanmasının istenmesi sonrasında yazdığı şiir. 15 Ocak 1934 tarihli Varlık’ta (13. Sayı) yayınlanmıştır.
Benim Aşkım
Bir kalemin ucundan hislerimiz akınca
Bir ince yol onları sıkıyor, daraltıyor;
Beni anlayamazsan gözlerime bakınca
Göğsümü parçala bak kalbim nasıl atıyor.
Daha pek doymamışken yaşamın tadına
Gönül bağlanmaz oldu ne kıza, ne kadına
Gönlüm yüz sürmek ister yalnız senin katına
Senden başka her şeyi bir mangıra satıyor.
Sensin, kalbim değildir, böyle göğsüme vuran,
Sensin Ülkü adıyla beynimde dimdik duran
Sensin çeyrek asırlık günlerimi dolduran;
Seni çıkarsam, ömrüm başlamadan bitiyor.
Hem bunları ne çıkar anlatsam bir dizeye?
Hisler kambur oluyor dökülünce yazıya
Kısacası gönlümü verdim Ulu Gazi’ye
Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor.
“dünyada bir tek insana inanmıştım. o kadar çok inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanma kudreti bırakmamıştı. ona kızgın değildim. ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkan olmadığını hissediyordum. ama bir kere kırılmıştım. hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.”
2018 ile birlikte Sabahattin Ali'nin eserlerinin "Kamu malı" olacak olması ile birlikte sanırım bu kitapların üzerindeki korumayı sürdürmek için bu işi yaptıkları açık.
Çünkü "Telif hakkı" ülkemizde "yazarın yaşamı+70 yıl". Ama "Marka tescili" "sınırsız süre" ile korunur.
Ama eser üzerinde bir koruma oluşturmuyor tabii ki bu. Sadece tescil edilen Markayı koruyor.
Yani izinsiz bu ibarelerin olduğu bir kitap çıkaramazsınız. Ama tabii ki bu durumun da açıkları bulunabilir. Çareler tükenmez:
En basitinden kitabın üzerine defterlerdeki gibi bir alan koyarsın. Kitabı satın alan okuyucu onun hangi kitap olduğunu üzerine yazar *
Bir insan ne demek istediğini bu kadar net ifade edebilir mi? Edebilir.
Eğip bükmeden, ağdalı yapmadan, bulandırmadan dupduru bir Türkçe ile yapmış bunu sabahattin Ali. Okurken kendisini kırk yıllık dostunuz zannedersiniz. Keşke o kalem daha çok yazabilseydi. Stefan zweig tadı almak mümkündür. Kürk mantolu madonna,popüler olmayı ve edebi olmayı başarmış bir kitabıdır. Yeni liman arayan okurlara sabahattin ali ıssız bir yerdeki koy gibi gelecektir.