çok çapkın olduğu söylenen yazar. Sosyalist olduğu söylenir, nazım hikmet'in defalarca yanına çağırdığı kendi çizgisinde ilerlemesini istediği de söylenir. Faili meçhul cinayetinin nedeni Bulgaristan'a kaçmak istediğini hapishanede bir adam ile paylaşınca kandırılıp edirnenin bir köyüne götürülüp oradan da sınırdan kaçmak istiyormuş izlenimi verilip tekrar hapishaneye dönen, sorgusunda kimlerle bağlantın var denilerek işkence gören ardından da bu sebepten öldürülen yazardır.
Sabahattin Ali'nin benim için yazdığını düşünüyorum ben. Bir gün benim doğacağımı biliyordu ve benim ihtiyacım olan kişi olmak istedi. Üstadım, hayat ışığımdır kendisi. Kitaplarını her zaman okumam gerektiği zamanda okumuş olmam bile iddiamı kuvvetlendirir. Bunun dışında Madonna, Muazzez ve Macide benimdir. Neden tüm kadın karakterlerinin baş harfi M ile başlıyor acaba? Benimle sadece kitaplarında konuşuyor bu aralar. Neyse yazdığı karakterlere bürünmüyorum ben karakterler bana bürünüyorlar, ben oluyorlar.
Sabahattin Ali, büyük adam kör zihinlerce öldürüldü, öldürenlere yazık oldu. Çünkü Sabahattin Ali söylemesi gereken her şeyi söylemişti ve söylemesi gerekenleri bana söylüyor zaten.
edit: hayatında hiç Sabahattin Ali okumamış bir insanla beraber olmayacağım.
genç yaşta saçma sapan bir şekilde ölen yazar.
kürk mantolu madonna , kuyucaklı yusuf gibi kitaplarını okuduktan sonra erken ölmesi daha çok üzer insanı.
yaşasaydı kim bilir hayatımıza raif bey , yusuf gibi kaç tane daha unutulmaz karakter sokacaktı.
yarım kalan güzel bir yemek gibi oldu sabahattin ali.
hayata erken veda eden yazardır. var olan romanları (bkz: kuyucaklı yusuf), (bkz: kürk mantolu madonna), (bkz: içimizdeki şeytan) bence başyapıttırlar. daha uzun yaşasaydı da daha çok yazsaydı üstat. saygıyla anıyoruz.
sabahattin ali deyince aklıma hep o edebiyat kitaplarındaki gözlüklü fotoğrafı gelir. resmin altında da 1907-1948 yazar. gencecik bir insanın o masum ve bilgili bakışları, 41 yaşında hayattan koparılması hep içimi burkmuştur. savunduğu düşünceler yüzünden, kimseye bir zarar vermemiş olmasına rağmen bilinmeyen bir takım kişilerce katledilip adı faili meçuller listesine alındı. ama kendisininde de dediği gibi " böyleymiş kara yazımız" (bkz: kara yazı)
ahmet kaya, geçmiyor günler ve kara yazı şiirlerini besteleyip; ilk albümü olan ağlama bebeğime koymuştur.
burda çiçekler açmıyor
kuşlar süzülüp uçmuyor
yıldızlar ışık saçmıyor
geçmiyor günler geçmiyor
avluda volta vururum
kah düşünür, otururum
türlü hayaller görürüm
geçmiyor günler geçmiyor
dışarda mevsim baharmış
gezip dolaşanlar varmış
günler su gibi akarmış
geçmiyor günler geçmiyor
bartın sanat tiyatrosuyla, "sabahattin ali" ismiyle bir oyun çıkarıyoruz. duvar adlı hikayesindeki yaşlı bir amca var ya hele gurban, o benim işte. sabahattin ali'nin olduğu bir eserde rol almak benim için büyük bir onur. teşekkürler tiyatro, bıraktığın miras için teşekkürler sabahattin abi...
şaşkın edit: yazar yazma eksiledin ya, can sıkıntısından bunu yaptıysan, daha çok canın sıkılsın lan. can sıkıntısından patla emi! allah'ın diablosu...
sabahattin ali;
25 Şubat 1907 doğmuştur. 2 Nisan 1948 ölmüştür. Şair ve yazardır. En ünlü kitaplarından biri de kuyucalı yusuf dur.
NOT: güzel bir kitap dır tavsiye ederim.
bi ara bu adamın kitaplarının hastasıydım neyse geçti ama mükemmel tasvirleri vardır. hele ayran adlı öyküsünü okurken etkilenememk mümkün değildir. sadece o öykü değil elbette bütün öyküleri mükemmel kürk mantolu madonnası var ki çok orjinal bi hikayeyi mükemmel anlatmıştır.
sanat anlayışını benim kanaatimce sanat insanı ve hayatı ve bunların manasını öğretmekle muvazzaftır. ancak bu takdirde geniş bir kitlede daha çok insani olmak, daha iyi bir hayata varmak arzuları belirir. sanat bütün teferruatıyla hayatı ihtiva etmeli, insanca yaşamak, insan gibi yaşamak, daha iyiye, daha yükseğe, daha temize doğru koşarak yaşamak arzusunu, hatta ihtiyacını uyandırmalıdır. şeklinde açıklayan, tek bir kitabını bile okumamış olmama rağmen bu sözleriyle sempati duyduğum önemli yazar.