çalmadan cirpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç,bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli hatta bu kadar tehlikeli mi olmalıydı. demiş bir yazısında. bulgaristan sınırında öldürülmüştür öldüren kaçmasına yardım eden insan musveddesidir. dört yıl olarak tayin edilen cezasi ilk yılından sonra af sonucu sona ermiştir. bunu ogrendigimden beri üzülürüm ve kanım çekilir adeta.
Sabah sabah aklıma gelen olağan üstü tanımına en çok uyan insandır.
Çocukluğumdan beri kitap yazmayı hayal etmiş biri olarak okuduğum tüm kitaplara yazarın gözünden bakmayı alışkanlık haline getirdiğimden dolayı hep empati kurmuşumdur. Dostoyovski, Tolstoy gibi yazarları bile bir seviyeye kadar anladım ama Sabahattin Ali çok başka yani bir türlü onun gibi bir yazar olabilmeyi hayal dahi edemiyorum. Mucize gibi geliyor bana yazdıkları.
Büyük ihtimalle gözümde büyütüyorum tamam dünyanın en iyi yazarı Bile olsa sonuçta insan yani bir insan psikolojisi ile belli bir pencereden kendisine göre bir bakış açısıyla yazıyor.
Kürk mantolu Madonna yı okuyan bilir sanki o kitabı okuduktan sonra diğer kitaplar onun sadece bir kopyası gibi hissedilir.
Yaşamasını ve tanışmayı en çok istediğim insanlardan birisidir.
keşke daha çok eser verebilecek kadar yaşasaymış dediğim, kuyucaklı yusuf, içimizdeki şeytan ve kürk mantolu madonna'sını okuduktan sonra gerisinin olmadığını bildiğiniz için ağzınızda olabildiğine güzel ama eksik bir tat bırakan yazardır. nazım hikmet'i bu devletin ellerinden kurtaran da onun kötü ölümüdür. edebiyatımıza kattığı 3 muhteşem eseriyle ölümsüzdür.
69 yıl önce aramızdaki ayrılan şair,yazar,aydın insan.çoğu kitabını ve Markopaşa yazılarını okuduktan sonra saygımın oldukça arttığı insan.inandığı değerler uğruna yaşamış ve doğruları söylediği için öldürülmüştür.karısına yazdığı mektuptan alıntıyla düşünce dünyasını paylaşayım:
--spoiler--
Dünyadaki bütün felaketlerin,uygunsuzlukların,bayağılıkların sebebi kendini düşünmektir.ilk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır.
--spoiler--
(bkz: içimizdeki şeytan)
herhalde psikanalizin Türkiye topraklarında bilmeden doğrulanmasında en çok rol alanlardan biri. Zira içimizdeki şeytan, tam bir psikanalitik hikaye.
Az önce hakkında yazılan kitabı okuduğum yazar.
Gençliğinde karşısına çıkan hemen her kıza ilan-ı aşk etmiş. O aslında aşka aşık bir yazarmış. Öyle anlatıyor kitap. Hayatı zorluklar içinde geçmiş.inandığı savunduğu doğruları dile getirmekten vazgeçmeyen bir kişiliği varmış.bittabi bu kişiliği baştakileri rahatsız etmiş. Bir oyuna getirip bu güzel insanı öldürtmüşler.
Velhasılı kelam güzel insandır kendileri.
Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer
Çalmadan , çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalıydı?
Genç arkadaş...
Birbirini boğazlamadan yaşamak isteyen bütün insanlara dostluk göster.
Müdafaa edilecek fikirleri olmadığı için her türlü fikre düşmanlık edenleri ve etraflarına sadece kabiliyetsiz cahil sürüler toplamak isteyenleri arana sokma.
Biz istiyoruz ki bu memlekette yapılan her iş üç beş kişinin çıkarına değil , bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun.
Biz istiyoruz ki bu topraklar üzerindeki insanlar, fikirlerinden dolayı değil, bu yurdun yararına veya zararına yaptıkları işleriyle hesap versinler.
Koltuğuna ısınmış beş on hazır yiyicinin keyfi, menfaati değil, ülkenin hayrı düşünülsün.