Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık dönemlerindeki hizmetleri değerlendirildiğinde, çeşitli olumlu ve olumsuz yönler ortaya çıkabilir. Bu değerlendirme, Erdoğan'ın politikalarının ve hükümetlerinin kapitalist sistem içindeki rolüne odaklanırken, işçi sınıfının ve toplumun genel çıkarlarını da dikkate alır.
Olumlu Yönler:
Sosyal Yardımlar: Erdoğan döneminde sosyal yardım ve destek programları genişletilmiş ve dezavantajlı gruplara yönelik bazı iyileştirmeler yapılmıştır. Ancak, bu programlar genellikle seçim zamanlarında popülist politikaların bir parçası olarak kullanılmış olabilir.
Altyapı Yatırımları: Erdoğan'ın hükümetleri döneminde altyapı yatırımları ve büyük projeler hayata geçirilmiştir. Ancak, bu projeler genellikle büyük şirketlere ve sermaye gruplarına avantaj sağlamış, işçi sınıfının yaşam koşullarını iyileştirmekten ziyade sermaye birikimine katkı sağlamış olabilir.
Asgari Ücret Artışları: Erdoğan döneminde asgari ücret artışları yapılmıştır. Ancak, bu artışlar genellikle enflasyonun altında kalmış ve işçilerin geçim koşullarını iyileştirmeye yeterli olmamıştır.
Olumsuz Yönler:
işçi Haklarına Yönelik Saldırılar: Erdoğan döneminde işçi haklarına yönelik saldırılar artmıştır. Sendikalaşma özgürlüğünün kısıtlanması, grevlerin engellenmesi ve işçi sağlığı ve güvenliği konusunda yetersiz önlemler alınması gibi uygulamalar işçi sınıfının çıkarlarına zarar vermiştir.
Gelir Adaletsizliği: Erdoğan döneminde gelir adaletsizliği artmış, zenginler daha zenginleşirken işçi sınıfı ve emekçilerin yaşam standartları düşmüştür. Vergi politikaları ve sosyal yardım programları, genellikle zenginlerin lehine düzenlenmiştir.
Baskıcı Politikalar: Erdoğan döneminde demokratik hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamalar artmıştır. Basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne ve adil yargılanma hakkına yönelik saldırılar, toplumun genel çıkarlarına zarar vermiştir.
Önceki hükümetlerle kıyaslandığında, Erdoğan dönemi hükümetlerinin işçi sınıfına ve emekçilere yönelik politikalarının genellikle daha olumsuz sonuçlar doğurduğu görülebilir. Ancak, bu değerlendirme, geniş bir perspektiften ele alınmalı ve her politikanın ve hükümetin kendi dönemi ve koşulları içinde değerlendirilmelidir.
istanbul büyükşehir belediye başkan adayı olan siyasetçidir.
sabah karanlıkta yola çıktığımdan çok göremiyorum ama gün içerisinde bir yerlere giderken veya akşam eve dönerken çevreyolu kenarındaki bilboardlar olsun yan yollardaki afişler vs olsun her yerde kendisinin "içleri ısıtan gülümsemesi" olan posterleri asılı. altında da büyük şehir belediye bişeyleri yazıyor. demek ki 2019 daki gibi gene ibb adayı kendisi. murat kurum denilen arkadaşın vesikalığı da ayıp olmasın diye kıyıya köşeye sıkıştırılmış ismi de cücük kadar yazıyor kenarda.
Yahudi cesaret madalyalı Bop'çudur. Kendisine tapınanlar ve kendisinden nefret edenler olmak üzere insanları bölmeyi başarabilmiş nadir bir numunedir. Diploması olmadığı halde erişemediği hiçbir şey ve yer bulunmamaktadır: Allah'tan gayrısına tapmayan temiz ve saf insanların o güzel gönülleri dışında...
Yazarken 2 kere düşünüyon di mi? Bu fani hakkında!
Atatürkün kurduğu bu ülkede başkan oldu bir diğer bu vatandaş!
O yüzden korkmuyorum! Hatta emekli maaşları vs derken o korksun kim nasıl onu anacak diye!!!
Erdoğan, 2019 yılında, yenilenen seçimleri iki kez üst üste kazanan Ekrem imamoğlu için “Bu şahıs nasıl olduysa bir yanlışlık oldu bu görevi aldı. istanbul yeniden çöp çukur çamur oldu mu? Maalesef oldu. Yatırım var mı? Yok. Diyoruz ki, yeniden istanbul. 32 gün kaldı” ifadelerini kullandı ve parti kadrolarına “durmak yok” diye seslendi. ama istanbul'a metro yaptı imamoğlu. erdoğan'la imamoğlu'nun da siyaseten bir farkı yok ama ikisinin de hizmet ediyor olması güzel.