92 yılında falandı sanırım ruslar bavul ticareti yapardı. Karaköyde rıhtıma yakın yerlere tezgah sererdi. Kimileri kadınları eller veya arkalarına geçmeye çalışır bizi rezil ederdi. Radyakmetre vardı kaç liraydi unuttum. Plaklar da güzeldi.
30 ekim 2020 depreminde başka eşyalarımın yanında tüm koleksiyonumun kırıldığı müzik zevkini tavana çıkaran ses depolama aygıtı. tekrardan biriktirmeye başladım, çevresinde reo speedwagon'ın hi infidelity ve pearl jam'in ten albümlerinin plağını gören eden duyan olursa beni yeşillendirsin.
Ses kalitesi, akış hızı, atlama, kolay deforme gibi
Sorunları olan ses depolama nesnesi, ben sik gibi sesi olsa da takılsa da cızırdasada toplamaya ve dinlemeye devam edeceğim. Seviyorum ya yok daha ötesi.
plaklarda, makara kayıtlardan aktarım önemli bir yer tutar. sesi, gitarı, kemanı, piyanoyu vs. şarkıda çalan her şeyi gözeneklerine kadar kaydettiğinden tek tek duyarsınız. dijital kayıtlarda bu verim alınamaz.
son yıllarda dönem filmlerinin çekilmesiyle birlikte eski plaklar yeniden gündeme geldi. yeni neslin bu filmlerde plakları, pikapları görmesi yeni bir akım oluşturdu. bu plaklar, değeri fazla anlaşılmamış, çöpe atılmış ya da tavan araları, bodrumlarda çürümeye terk edilmişti. şimdi ne kadar değerli olduğu anlaşıldı.
bit pazari denilen yerlerde oldukca fazla fakat plak satan bi dukkanda da alsan ucuza mutlaka bulursun onemli olan fiyati degil ne kadar degerli oldugudur ve plagin kondisyonuna gorede fiyat degisir. 5 tl den baslar sonunu alamazsin.
Plaklardaki sesin o kadar iyi olmadığı; dinamik aralığın daha düşük olduğu doğrudur. Olabilir. Fakat insanların da aradığı bence sesin kalitesi değil. Dijital mastering işlemleriyle bütün frekans aralıkları doldurulmuş, müzikten daha çok gürültüye dönüştürülmüş müzikten kaçıyor insanlar. Yani bence esas sorun ortamda değil. Müziğin işlenmesinde. Dijital mastering'de. Çünkü bir ses kaydında dinlediğiniz ses ile canlı olarak dinlediğiniz ses farklı. Dijital mastering uygulanmış şarkılar ne kadar berrak, pürüzsüz ve mükemmel sesler verse de doğallık duygusundan uzak. Plağın sesi mekanik olsa da, plaktaki sesin gerçekçilik gibi bir derdi yok. Plaktaki ses kaydedilmiş ve sonradan dinlenilen bir ses. Yani sesin bir kopyası. Nasıl bir kopya, aslına benzemiyorsa o da benzemiyor. Ancak bu dijital teknolojilerde böyle değil. Ses kaydı "kayıt" gibi değil. aslı gibi...
Ha bir de tabi plakların böyle büyük resimli somut (elle tutulan, gözle görünen) bir nesne olmasının da etkisi var tabi. Kimi insan dinlemediği halde alıyor.
Müzik dinlemek için en boktan ve kalitesiz yöntemdir. Bütün entryleri okudum herkse metiyeler dizmiş. sanki herkes adeta pavlov'un köpeği gibi şartlı refleks göstermiş övmek için. Arkadaşlar siz nostalji ile müzik keyfinin ayırdına varamıyorsunuz sorununuz bu. Ayrıca plak sesini sevmenizin sebebi kaliteli ses vermesi değil çıkardığı çıtırdı ve hıss sesinin beyninizin alpha ve tetha dalgaları ile uyumlu olması tıpkı şömimede yanan odunları çıkardığı sesler gibi, rüzgar ve su sesi gibi. Ama bu demek değil ki plak kaliteli ses veriyor alakası bile yok. Stereo sesi bi güç bela üretebilen bir teknoloji bu siktiğimin icadı. Plaklar daima berbat ses verir hatta veremez dahi çalabildikleri frekans aralığı oldukça dardır bu da büyük oranda ses kaybına yol açar çalarken çıkardıkları hısss sesi de cabası. En kaliteli plak dahi her çalışta biraz daha bozulur ve çıkardığı ses kalitesizleşir. Kimi de demiş evde ki ses sistemini çöpe atma sebebi. Plakların digital sistemlerden daha iyi olduğunu iddia etmek whs kasetlerin blu ray disklerden daha iyi olduğunu iddia etmek kadar saçma. Blu ray demişken bir de 24 kare fetişistleri var amk adam kamera alacak neymiş illa 24 kare çekecekmiş sinamatik seviyor çünkü halbu ki sinemanın 24 kare olarak çekilmesinin sebebi de yanlış bilmiyorsam mecburiyetten başka bir şey değil çünkü ses ve görüntüyü senkronize etmenin başka yolu yoktu makara filmlerde. Kaliteli görüntü vermesi ile alakasız yani. Neyse banane amk ne yaparsanız yapın.