90 yıldır kötü tanıtılmaya çalışılsa bile gerçek osmanlı torunlarının hiçbir zaman kötü yad edemeyeceği,halkına her zaman en adil şekilde davranmış tek Türk devletidir.
asıl gücün askeri değil ekonomik güç olduğunu unutunca erimeye başlamış ve bitmiş ata devleti.
zamanının en iyi silahlarına sahip ve kendi üretebilirdi.
beylikten devlete geçiş ardından imparatorluk filan derken gene devlet olarak faaliyetine son verilmiştir. Yerine türkiye cumhuriyeti kurulmuştur. eskiye rağbet bit pazarında bile yoktur.
yıkılışının üzerinden 1 asır geçmesine rağmen, neden yıkılma aşamasına geldiği hakkında milletimiz tarafından oldukça saçma ve sığ yorumlar yapılan devlettir. iyi tarihçilerimiz de var üstelik, yabancı tarihçilerden de osmanlıyı derin bir şekilde araştıranlar, inceleyenler ve objektif yorumlar yapanlar var ama okumuyoruz ki bir türlü. birisi çıkar "avrupa gelişirken, ilerlerken; bizimkiler bakmışlar, yobazlık etmişler, şeytan icadı demişler" bilmem ne. birisi çıkar " elinin altındaki milletleri asimile etmemiş, hep ondan olmuş bunnar". ulan bi defolun gidin artık. ilkokulda, lisede size bilimsellikten uzak bir "milli tarih" öğrettiler, iyi tamam. ama 30 yaşına gelmiş adam hala "almanlar yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık" diyor yazık yahu.
7 asırlık bir tarihi bu kadar basit bir şekilde anlayabileceğini, anlatabileceğini zanneden adamlara ne diyeceğimi şaşırıyorum. ciddi bir önyargıyla bakılıyor bizde tarihe. dolmabahçe sarayını gezerken tarih hocası karı koca gidiyordu önüm sıra. padişahların kaldığı yatağı gösterdi rehber, adam bize dönüp "yaa işte çocuklar, görüyorsunuz. sizin ecdadımız dediğiniz insanlar memleketin en zor döneminde en muhteşem yerlerde yatıyorlardı" deyince rehber kadın "atatürk de bu yatakta son nefesini vermiştir" deyince adam kıpkırmızı oldu tabi. karısı da arkasını toplamaya çalışarak "ama o son döneminde kalmış burada, yaa" minvalinde bir şeyler söyledi tabi. ben kendimi tutamayıp gülmüştüm. ulan bu adamlar tarih öğretmenliği yapıyor bu ülkede. gerisini varın siz düşünün.
farklı versiyonları da var bunların. mesela bazıları da asla fatih hakkında yavuz hakkında olumsuz eleştiri kabul etmez. adam çıkar elinde osmanlı arşivinden belgelerle konuşur. bizim genç ve ecdadını seven! vatandaşımız ağzından tükrükler saça saça "milleti kandıramazsınız, ecdadımızı bize kötü gösteremezsiniz" diye bağırır. ulan sorsam dedenin dedesinin ismini bilmezsin, ne ecdadı? adam çıkmış, elinde belgelerle konuşuyor. varsa bir yanlışı, sen de çıkarsın dersin ki benim elimde şöyle şöyle bir kaynak var. oradaki bilgilerle sizin söyledikleriniz çelişiyor vs. ama yok.
işte bu iflah olmaz cahil bakış açısı yüzünden osmanlı devletini de anlayamıyoruz malesef. iyi veya kötü, altı buçuk asır boyunca üç kıtada nam salmış, hükmü geçmiş bir devlet. öyle bir coğrafya ki, o topraklarda bugün bile barış ve istikrarı sağlamak imkan sınırlarının çok üzerinde. öyle bir şey ki, 15. yyda bu devlet o topraklara sahip oldu diye avrupalılar yeni kıtalar keşfetmek zorunda kaldı. düşünün belki böyle bir olay olmasa yeni kıtaların keşfinden tutun da endüstri devrimine, 1. ve 2. dünya savaşına kadar her şey bambaşka olacaktı. her gün gitmezsen öleceğini sandığın starbucks şirketi belki hiç bir zaman kurulamayacaktı. ama biz hala padişahın yattığı yatağı, haremde dönen entrikaları merak ediyoruz. elin batılı ilim adamları da bizim okumadığımız tarihçilerimizi konferanslara çağırıyor, üniversitelerinde kürsüler açıyorlar.
kanuni zamanında sadece Sivas şehrinden gelen aylık vergisi 21 bin altındır. aynı dönemde dünyanın 2. büyük devleti ingilterenin ise tüm ülkedeki aylık vergisi 7 bin altındır. bu bilgiyi niçin verdim onu da bilmiyorum dostlar. ama şu bir gerçek ki Türk nesli olarak övünebiliceğimiz sınırlı konulardan biri.
ecdatlarımdan birisidir. kökü ta orta asyaya dayanır. mustafa kemalle devam eder. kim ne derse desin hepsi bir birisinin devamıdır. hepsi benim, kanımın bir parçası. helal olsun hepsine, yediği yemeğe, kılıç tutan eline.
ilk kez 1683 yılındaki viyana kuşatması sonrasında " imdad ı seferiye " adı altında ve 327.500.000 akçe miktarında bir iç borçlanmaya giden devlet. bu miktar, daha sonradan devreye sokulan " varlık vergisi " uygulaması ile toplanmıştır.
saldırı halindeyken olabilecek bir karşı saldırıya önlem almamak tarihi bir hatadır. osmanlı bu hataya düştü. mesela araplar da islamiyeti yaymak için ispanya'ya girip, fransa kapılarına kadar dayanırken karşı saldırıyı düşünemedi ve geri çekildiler. atila avrupa'ya korku ve nam salmıştı ancak o da bu hataya düştü. osmanlı'nın bununla birlikte çok büyük bir hatası daha vardı. bu kadar geniş toprakları olan bir memlekette azınlık durumundaki yabancılar ve bu topraklar üzerinde kültür, örf, adet ve ülkü bakımından birbirinden alakasız onca milleti zaptedemedi.
osmanlı'nın tarihine çok kısa bir göz atarsak: islamiyet'in kabulunden sonra kurulan oğuz-selçuklu türkleri anadolu'ya kalıcı olarak yerleşti ancak ömrü çok uzun olamadı. selçuklu'nun yıkıntıları üzerinde kurulan osmanlı devleti anadolu beyliklerinin en küçük olanlarından biriydi. ama coğrafi konumunun elverişli olması ve başarılı geçen seferleriyle bunu bir şansa çevirdi. önüne geçilemez bir büyüme içine girdi. her geçen gün büyüyordu. fatih sultan mehmet ile istanbul'u fethedip doğu roma imparatorluğu'nu himayesi altına alınca koca bir tarihi çağı tek başına değiştirdi. dünyaya damgasını vurdu. yavuz sultan selim cihat ve müslüman milletleri tek çatı altında toplama amacıyla mısır'ı aldı ve halifeliği bize getirdi. kanuni sultan süleyman da avrupa'ya egemen olmak düşüncesiyle avrupa'ya seferler düzenledi. viyana kapılarına kadar dayandı. ancak bir talihsizliktir ki ömrü gerisini getirmeye yetmedi.
bundan sonra osmanlı devleti önce bir duraksama, sonra gerileme ve şimdi de bu rezil hallere düştü. avrupa'daki yeniliklerin, tekolojik gelişmelerin, sanat ve düşünce akımlarının yüzyılların köhneleşmiş dini fetvaları yüzünden takip edilememesi, her geçen gün artan borçlar, idari ve askeri yapıdaki huzursuzluklar, sık sık girilen harpler ve neredeyse hepsinden de bozgun bir şekilde ayrılmaya, bir de kadın düşkünlüğünden başka bir özelliği olmayan birbirinden beceriksiz padişahların devletin başına geçmesi eklenince devletimizin düşüşü önlenemedi. son dönemlerde 2. abdülhamit ve 2. mahmud gibi iyi padişahlar yetişse de devletin içinde bulunduğu kötü durum yüzünden geminin batışını engelleyemediler, en fazla geciktirdiler.
beyler. osmanlı'nın en büyük hatası neydi biliyor musunuz? osmanlı'da bir ''türk'' kavramı olmayışı idi. bu devlet sınırlarında yaşayanlar ''osmanlılı'' olarak kabul ediliyordu. buna karşın 1789 fransız ihtilaliyle avrupa'da patlak veren milliyetçilik akımının etkisiyle osmanlı himayesindeki azınlıklar, devlet anlayışı hala herkesi ''osmanlılı'' sanma hülyası içindeyken birer birer ayaklanma, isyan ve huzursuzluk başlattılar. işin can alıcı noktası şudur ki bu osmanlı, yükselen bu milliyetçilik fikrine karşı, kendi yapıtaşını meydana getiren bir ''türk milleti'' kavramını ortaya atamadı ve buna bağlı bir milliyetçilik anlayışı geliştiremedi.
tarih, doğruları ve başarılarıyla övünme sahnesi kadar, yanlışlar ve yenilgilerle de ibret alma sahasıdır. genç kuşaklar bu yanlışlardan ibret almalı ki ileride aynı hatalar yapılmasın. işte biz; atalarımızın yaptığı bu tarihi hatayı tekrarlamamak için adı ''türkiye'' olan bu yeni ulus devletini kuruyor, osmanlının unuttuğu ''türk milleti'' kavramını yeniden yükseltiyoruz.
Yüzyılına yakışmayan bir yönetim şekline sahip, kardeşin kardeşi taht için öldürdüğü, dikta bir rejim , 3 kıtaya uzanan topraklara sahip olmuş ejdadımızdır.