Adamın kişiliğine ve siyasi görüşüne istediniz deme hakkına sahipsiniz, fakat edebiyatına orda dur kardeşim daha fazla kendini rezil etmeden uzaklaş. böyle bir yazardır orhan pamuk.
kar kitabının son sözünde "romancı, okurlarının bilmek, anlamak istemediği, hatta tehlikeli bir düşman olarak gördüğü "öteki"nin insanlığını da ortaya koymalıdır." cümlesi ile gönlüme taht kurmuş yazar. bugüne kadar kendisinin hiçbir kitabını okumayarak aynı kitaptaki karstaki faşizan tutumlar gibi ben de edebiyat faşizanlığı yapıyordum ki aslında ne kadar sığ düşündüğümün, orhan pamuk'un türkiye devleti düşmanı olduğu sözlerine gözlerim körmüşçesine inanmışım bugüne kadar tüm bunların farkına varmamı sağladı. aslında orhan pamuk tam da benim penceremden bakıyormuş dünya'ya, kars'a. mavi gezegende aynı hisleri paylaşabildiğim yeni bir insan tanıyabilmekten dolayı mutlu oldum. soğuk ve karlı bir kış günü türkiye'nin en batısından doğusuna doğru seyir alan bir otobüsün içinde kar romanına başlarsanız eğer eminim orhan pamuk'un ve kar romanının yeri sizde de çok farklı olacaktır. kaleminize sağlık bayım.
hiçbir kitabını okumayıp hatta bir kitabını okumaya başlayıp da okuyamayanların hiçbir şekilde eleştirmemesi gerektiğine inananların ihtarlarına rağmen ve ancak hiçbir kitabını okumayıp hatta ve hatta bir kitabını okumaya başlayıp da bir bok anlamamışların bile nefretini toplamış yazar.
son yazdığı " kafamda bir tuhaflık" kitabında bir bozacının hikayesinden yola çıkarak çarpık kentleşmeyi, an be an değişen istanbul'u, köyden göç eden ve tutunmaya çalışan insanını , şehirlere yerleşen sevimsiz muhafazakarlığı ve gerçek bir aşkı anlatan yazar.
Kalemi gerçekten çok çok iyidir. Lakin kendisini siyasete atması cidden o kadar saçma ki. Bir sanatçının milletine bir faydası yoksa, bilmediği hatta bildiği konularda bile yorum yapması cidden çok gereksiz. Sen niye sanatçı kişiliğine gölge düşürüyorsun ki, niye milyonları kendinden nefret ettiriyorsun ki? Sen o malum açıklamayı yapmasan da nobeli alabilirdin, örnekleri var mesela (bkz: Aziz sancar) Yılmaz erdoğan'da öyle mesela. Herkes kendisinden tiksinir ama yazdığı dizi filmlere çoğunlukla kimse kötü bir yorum yapmaz. Milletin tiksinmesinin sebebi de siyasete balıklama atlaması, menfaatleri için bi yerlerini bile verebilecek seviyelere düşmesi.. Neyse velhasıl insanları kitap okumaktan da bu tarz yazarlar soğutuyor bence. Ne bileyim liseli veya üniversiteli bir genç kitap alacak; Orhan pamuk var yok o ermeni vatan haini, zülfü livaneli alacak yok o kominist, elif şafak'ı alsaaam yok yok onun ne olduğu belli bile değil.. ne yapsam ne yapsaaaam hahh Allah de ötesini bırak'ı alayım, eyvallah'ı alayım sınıftakilere havam olsun, sen 17 yaşımsın'ı alayım beynimi mayın tarlasına çevirsin filan diye düşünüyordur herhalde.. Tabi Necip fazıl seviyorum ben diyen veya Nazım Hikmet için ölürüm diyenlerin de %85inin şiirle veya kitapla pek bir ilgisinin olmadığını varsayarsak yazarlara afedersiniz bok atmak da gerçekten çok saçma olur. Konudan konuya oldukça hızlı atladığım ve kendimin bile ne anlatmak istediğimi anlayamadığım için, sizin de pek bi şey anlamamanız oldukça normal.
(bkz: Kafamda düşünürken böyle değildi bu)
(bkz: Ne saçmaladım bee)
orhan pamuk'a olan ön yargılarınızı bir kenara bırakın kar romanını okuyun, masumiyet müzesini okuyun. cevdet bey ve oğullarını okuyun. cidden kitap okumayı seven biriyseniz ve orhan pamuk'u ıskalarsanız pişman olursunuz. adam büyük edebiyatçı.
roman kahramanlarının çoğu efsunlu şeyler gören, tuhaf halleri olan, bugün kaybolmuş meslekleri yapan ( bozacı, kuyu ustası) kimseler. belli ki batı mitolojisinden ve doğu' nun hikayelerinden çok etkilenmiş. bir de sanki böyle insanları seçerek hiçbir hayatın sıradan olmadığını , her insanın bir hikaye olduğunu göstermek istiyor. orhan pamuk bence çok ilginç bir yazar.
orhan pamuk un bir kitabında "imam ikindi namazı saatinde caminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu" şeklinde bir cümle geçmesi üzerine ilber hoca dan aldığı ayardır.ilber hoca şöyle ayar vermiştir;
1. namazın saati olmaz vakti olur. saat ve vakit ayrı kavramlardır.
2. minarenin balkonu olmaz şerefesi olur. üstelik ezan şerefeye çıkarak değil içeriden okunur.
3. ezanı imam değil müezzin okur.
ortaya çıkan sonuç şu olmalıdır ki; toplumunun alışkanlık ve kültüründen haberi olmayan bir yazarın doğru eserler ortaya koymuş olması nobel almış bile olsa mümkün değildir.
Nobel ödüllü bir yazarı eleştirmekle başıma bir hal gelmeyecekse sanki birilerinin sen bir şeyler yaz biz seni destekleriz dediğine inandığım bir yazar. Salt yazarlığını değerlendirdiğimde beni etkileyemeyen, anlattıklarıyla kafamda bir şeyleri canlandıramayan, bitse de kurtulsam diyerek kitaplarını okuduğum bir yazar. Umarım kitaplarını "okuyamıyorum" diye entellektüel insanlardan tarafından dışlanmam.