türkler'e ve türklük'e hakaret ettiği romanından sonra nobel ödülü kazanan, hem de bunu bir kitaptan bağımsız, kişisel olarak kazanan(buradaki amaç, ödülü bir kitapla ilişkilendirip tepki çekmemek) damarlarında hiç de asil kan dolaşmayan, atatürk ve cumhuriyet düşmanı, avrupa'da başarının yolunun türkiye'ye hakaretten geçtiğini bilen yazar.
kitabını okursun beğenmezsin anlarım-anlamam da anlamış gibi yaparım-, ama hiçbir kitabını okumadan ''adam ermenileri katlettik dedi diye nobel aldı abi'' cümlesini kurmak cahilliktir.
bu ülkenin açık ara en iyi yazarlarından biridir. inanılmaz bir yaratıcılık inanılmaz bir kurgu yeteneği vardır. okuyucuyla alay eder kitaplarında. kitaplarını kronollojik sıra ile okumakta fayda vardır. eski kitaplarına göndermelerde bulunur çünkü. öyle müzik eşliğinde filan okuyarak anlayamazsınız kitaplarını. bir okumayla da anlayamazsınız bazen. öyle bir yazardır işte orhan pamuk. bir cümleye bin anlam yükleyebilir.
--spoiler--
yeni hayat isimli kitapta bir fabrika önünde cinayet işlenir. o fabrika cevdet bey ve oğulları isimli kitabındaki fabrikadır.
--spoiler--
büyük bir yazarı ana dilinde okumak büyük şanstır.
benim ülkemde gün aşırı gazete köşelerinde orhan pamuk kitaplarını anlamamakla övünen tuhaf şahsiyetler cirit atıyor. hadi bırakın anlamamayı kin ve neferet tohumları ekip sonra de gevrek gevrek özgürlük diye bıyık altından gülenler çokça bu memlekette. evet bahse girerim yazara bok atanlar bir iki kitabını yarım yamalak o da büyük bir önyargı ve saldırma içgüdüsüyle okuyup bu da yazar mı be peh!! gibi sözlerle ortalıkta dolaşıyorlar. tamam sıkıcı gelebilir, ulysses de sıkıcıdır ancak james joyce kötü bir yazar mıdır? bu tamemen edebi zevklerin kişiye göre değişmesinden kaynaklanan bir durumdur. kitabevinde iki yıl çalıştım. öyle tiplerle karşılaştım ki; kitap önermemi istediklerinde onlara büyük bir iyilik yaptığımı hissederek kara kitabı gösteriyordum. ağız büküp düşmanca bedenimi süzen bakışlara maruz kalıyor, nasıl olur da bu vatan hainini okuyorsunuz gibi insan aklına hakaret öğütlerle karşılaşıyordum. ve bunlar doktor, mühendis, prof ve en önemlisi öğretmen şahsiyetler. tamam orhan pamuk'u insan olarak eleştirebilirsin, sevmeyedebilirsin ancak insanlara onu okumayın diyemezsin. ve bu ülke senin gibiler yüzünden nobele bile sevinemediği gibi her başarılının paçalarına asılmayı alışkanlık haline getirir...
"kar" adli romaninda kis mevsimi, kar lapasi bu kadar mi güzel anlatilir dedirten yazar.
Ancak "masumiyet müzesi" adli romaniyla beni hayal kirikligina sürükleyen de ayni yazar.
büyük özenle saklanmis izmartiler, kibrit kutulari ve tuzluklara ragmen bir türlü kemal ile füsun askini hissedemedim. oysa ipek ile ka arasinda gecen tuhaf duygulari da
kadife ile lacivet arasinda yasanan tuhaf duygulari da anlayacak kadar dugu yüklü bir okurdum.
bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti sözüyle başlayan yeni hayat'ın
hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum la başlayan masumiyet müzesinin ve
daha nice mükemmel kitabın yazarıdır.
bir gün bir kitap okudum çok şey değiştirdi dedirtmiştir.
Benim Adım Kırmızı adlı eseri Time dergisinin, Kar adlı eseri de ingiliz Guardian gazetesinin "muhakkak okunması gereken 100 roman" listelerinde yerlerini almış yazar.
kitaplarında aradığımı bulamadığım, dili yalın fakat üslubu henüz oturmamış, ermeni meselesi konusunda kendi ülkesiyle hem fikir olmadığını belirterek dış neferlerin ilgi odağı olan bu sayede nobel alan ilk türk yazar olamamış nobelli sıradan bir satılmıştır. şu ara cemaatle pek içli dışlıdır. (bkz: mehmet barlas)'ın yol versiyonudur. (bkz: yanar döner)
Harika bir yazardır. Önemli olan fikirleri değil eserleridir. Bu durum bütün sanatçılar, şairler, yazarlar için geçerlidir. Önemli olan kişinin halka ne verdiği, ne ürettiğidir.
sırf düşünceleri yüzünden kendisine kötü yazar nitelemesinde bulunan beyin yoksunlarını akl-ı selime davet ediyorum.
--spoiler--
hiçbir zaman inandiramadım seni kahramansız bir dünyaya neden inandığıma. hiçbir zaman inandiramadım seni o kahramanları uyduran zavallı yazarların neden kahraman olmadıklarına.hiçbir zaman inandiramadım seni o dergilerde resimleri çıkanların bizden başka bir soydan olduğuna. hiçbir zaman inandiramadım seni sıradan bir hayata razı olman gerektiğine. hiçbir zaman inandiramadım seni, o sıradan hayatta benim de bir yerim olması gerektiğine.
--spoiler--
asla bir baltaya sap olamayacakken abisinin çevresi sayesinde nobel'e kadar uzanmış yazardır.
baştan sona kadar ödülü alacağından da haberdardır.
karşılığında olmayan soykırımı kabul etmiştir. bu kadar da vatan ve milletine nankördür. kişisel arzuları için bütün bir ırkını satmıştır.
hadi diyelim hümanistsin falan filansın. onu da anlarım. bunu yapacaksan bile nobel uğruna yapmasaydın o zaman saygı duyabilirdim. ama bir nobel uğruna başkalarının dayatmalarıyla hareket edenin saygı duyulacak ve sevilecek bir yanı yoktur.
Kitaplarının çoğunu okuduğum yazar, neden Türkiye Cumhuriyeti kişilerinin çoğunun bu kadar nefret ettiğini merak ediyorum açıkçası, tamam Ermeni soykırımı hakkındaki düşünceleri insanlar tarafından benimsenmeyebilir ama biraz objektif bakmalarını rica ediyorum Ermeni soykırımı değil de başka açıdan, yazarlığı açısından değerlendirmelerini rica ediyorum en azından alın bir tane kitabını okuyum diyorum. Kitap yazmak için yazmayan sonuna kadar savaşan yazarlığın hakkını tam veren yazardır. Masumiyet Müzesi romanında Masumiyet müzesini açıp Füsunun sigara izmaritlerini bile sergilemesi çok hoş bir durumdur. Müzeyi açmadan önce eşyaları toplamaya başlamıştır. Ayrıca Sessiz evdede "Ruhsal Portre" olgusunu dibine dibine yaşatmıştır okuyucularına.
kar hariç tüm kitaplarını okuduğum yazardır. ermeni soykırımıyla ilgili ne dediğini bilmediğim yazardır. siyasi tercihleri ve düşünceleri beni ilgilendirmeyen yazardır. okumayı en çok sevdiğim, masumiyet müzesi adlı kitabını 3 kez okuduğum, üslubuna bayıldığım yazardır.