" çocukların uçurtmalarına benziyorsun
biliyor musun…
rüzgarı hiç dinmeyen bir mavilikte
güneşli sular gibi gülümsüyor yüzün.
ve ben çok aşağılarda
katı ülkesinde toprağın
tutulmuş heyacanına
titreyerek izliyorum süzülüşünü…
bir hazin hızla uzaklaşıyor her şey... "
Bütün duygularımı nasıl tükettiysem sende , ne aşk ne sevgi ne hoşlanma yok devam edemiyorum. Bazen diyorum ya ruhsuz kalpsiz birine dönüştüm yada büyüyorum. Büyüdükçe eksiliyor güzel hislerim her şey yerini mantığıma bırakıyor. Eski çocuksu gözünde parıltı olan halimi özlüyorum , nasıl dönücem bilmiyorum. Sen yolunu çoktan çizdin, bizimde bir yolumuz yoktu tamam ama ben neden şimdi geçmişi bu kadar yaşıyorum o kadar yıl sonra niye rüyalarıma giriyorsun
" Dönüp dönüp sana geldikçe anladım özgürlüğün aşk olduğunu. Alışkanlıklara yenilmedim ben, seni bir alışkanlığa dönüştürmek istemedim yalnızca. Işıklı bir korunak arayacağım sesinin kıvrımlarında. 'Gelmen iyiliktir' diyeceğim. Yüreğimden başka yanıtım olmayacak. Bir sorudan bir soruya vuracağım seni yine. Dünyanın bütün yağmurları yağacak iki söz arasında. Ellerimi geçmişe mi geleceğe mi koyacağımı şaşıracağım. Küller altındaki köz için bir yudum soluk isteyeceğim... "
sırf özeleştiriye ve eleştiriye tahammül edemediğin, objektif olamadığın için beni sevmediğini biliyorum. tahrik ve hakaretlerin de bunu kanıtlıyor. senin tarafından sevilmemek benim için bir gururdur.
" Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen
Herkesin perde perde çekildiği bir akşam
Siyah bir su gibi yollara akan
yalnızlığı öpüyorsun.
Ağzında eriklerin aceleci tadı
Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası
Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun.
Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor
Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı
Bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen
Uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun. "