bugün

90 ların en iyi albumu. by radiohead.
gelmiş geçmiş en iyi 10 albüm arasında sayılan masterpiece. cd kıtapcıgında polikacılara, amerikan ailesi kavramına, teknolojiye, aslında en nihayetinde küreselleşmeye karşı tepkileri yer almaktadır. ancak belirtmek gerekir ki bunu radiohead değil bir sanat studyosu hazırlamıstır.
(bkz: injektilo)
(bkz: the politicians make up the future going to all tables and shaking hands)
leziz bir radiohead albümüdür. geceleri çok güzel gider özellikle.
mukemmel sarkilar iceren ve sarkilarin birbirleriyle baglantilari super olan album.
(bkz: 1984)
16 Haziran 1997'de piyasaya sürülmü$ radiohead albümü.Prodüktörleri Radiohead ve Nigel Godrich'dir.Tracklist'i $u $ekilde olan albüm;

01. Airbag
02. Paranoid Android
03. Subterranean Homesick Alien
04. Exit Music [For A Film]
05. Let Down
06. Karma Police
07. Fitter Happier
08. Electioneering
09. Climbing Up The Walls
10. No Surprises
11. Lucky
12. The Tourist

cd,kaset,minidisk ve plak formatında piyasaya sürülmü$tür.ingiltere listelerinde birinci sıraya kadar gelen albüm amerika listelerinde dördüncü sıraya
gelmi$tir.

Albümden çıkan single'lar ise $u $ekildedir;

Lucky
Paranoid Android
Karma Police
No Surprises

Albümde yer alan $arkılara çekilmi$ videolara ise $öyledir;

Paranoid Android
Karma Police
No Surprises

Radiohead'ın sitesinde Ok Computer'de ki her $arkıya videoklip çekme projelerinin doğru olduğuna söylemi$ler ama bu i$in zaman ve para kısıtlaması nedeniyle ertelediklerini belirtmi$lerdir.

Albüm hakkında Radiohead'ın söyledikleri ise $öyle;

"I was really amazed of how people described the sound. Like the sound of Ed´s guitar at the start of No Surprises or the way Airbag starts. One sounds like a child´s toy, the other sounds like a car accident. And for people to pick up on those things was a real fucking kick." - Thom Yorke

"We weren't listening to guitar bands, we were thoroughly ashamed of being a guitar band. So we bought loads of keyboards and learned how to use them, and when we got bored we went back to guitars." - Thom Yorke

"I don't think it's that good an album, really. There are good songs on it but there are songs that just sound like dead ends, that sound like it's the last time we can do that. I don't think we've finished yet." - Jonny Greenwood

"If you thought there were no singles on The Bends, you should hear this one !!" - Colin

"It's not The Bends, the Sequel, or of The Prequel. But, there's a continuity. You don't get the feeling we've ripped up all the songs from The Bends and re-invented ourselves in a horribly pop-tastic way." - Colin Greenwood

"I think the third album will be celebratory and maybe not so inward-looking, that would be great. I think thinking is a good thing but there are times when you say fuck it. We're allowed to make mistakes." - Ed O'brien

"When we first delivered the album to Capitol, their first reaction was, more or less, `Commercial suicide.' They weren't really into it. At that point, we got The Fear. How is this going to be received?" - Phil Selway

Ayrıca Radiohead'ın ok computer turnesinden ne kadar sıkıldığını görmek isteyenlere kaynak;

(bkz: meeting people is easy)
tüm zamanların en iyi 1000 albümü adlı kitapta the beatles'ın hakimiyetini tehdit eden ilk ve tek albüm olduğunu açıklamaktadır.
bu albüm üzerine yorum yapılamayacak kadar derindir.
(bkz: 1984)
radiohead'in değişim sinyallerini verdiği 1997 çıkışlı albümü. çıktığı zaman birçok otorite tarafından yere göğe sığdırılamamış albümdür. bence de öyledir. zannımca böyle olmasının sebebi radiohead'in ilk çıktığı zamanlardaki rock sounduyla daha sonradan denemeye başladıkları elektronik alt yapıyı iyi biçimde birleştirip bu albümde kusursuz sunmalarıdır. ok computer her zaman kült bir albüm olarak hatırlanacak.
çok abartılan grubun çok abartılan albümü.
hiçbir tedavisi olmayan radiohead hastalığının evrelerinden biri.
radiohead'in en güzel albümü. bir yılbaşı sabahı hediye olarak bu albümün size verilmesi ise ayrı bi güzellik. playliste atılır bütün şarkılar, ve hiç sıkılmadan dinlenir.
içinde bir adet bile baştan savma şarkı bulamayacağınız muhteşem bir radiohead albümü. baştan sonra dinlenmesi tavsiye edilir. melankolik terapi yönteminde çığır açmıştır. albümü bitirip ayağa kalkmaya çalıştığınız anda şöyle bir sendeleyip gerisin geriye oturabilirsiniz. korkmayınız. basit bir yan etkidir bu. 1-2 saat sonra bambaşka bir insan olduğunuzu hissedersiniz. hayatınız değişir.

ancak bir kötü tarafı vardır bu albümün, çok feci bağımlılık yapıyor. gittikçe dozu arttırmanız gerekiyor. bu da bir noktadan sonra ok computerin yetersiz geldiğini gösteriyor ne yazık ki. ve o andan itibaren 2 haftada bir dinlenilecek nostalji albümü gibi oluyor. kötü bir şey tabi ancak thom yorke abinin hayatını okuyunca daha da bir manalı olur. bunu da bir kenara koymak lazım. çünkü zor bir dönemin ardından çıkartılan bir albümdür.

edit: bir zamanlar böyle demişim... bu benim acizliğimi ve albümü yeteri kadar sindiremediğimi gösterir. ibret olarak kalsın burada. müzikle ne kadar çok şey anlatılabileceğinin en güzel ispatıdır. ve dark side of the moon'la beraber hayatımda dinlediğim en harika albümdür. ve hatta çok rahatlıkla hayatımın albümü diyebilirim.

bu neslin insanları ölene dek bu albüm geçerliliğini sürdürecektir. yani ta ki yeni bir dünya düzeni gelene dek. çok ama çok derin anlamlar barındırıyor. anlamak ve sindirmek gerçekten çok güç. göt ister. hah tamam, ben ok computer'i anladım ve tamamen sindirdim diyen insan mutlaka bi yerlerde eksik kalmıştır ve yalan söylüyordur. buna inanamam.

ayrıca 1984'le olan bağlantıları da yalan değildir. doğrudur ne yazık ki-buradaki ne yazık ki diye yakarışım kişisel sebeplerimdendir- bu kitabın soundtracki diyebilirim rahatlıkla. çok harika derecede hem paralel, hem de reverse (ters) biçimde uyuşuyorlar. ağzım açık bakakalıyorum...
Radiohead'in The Help Album projesi için Lucky ve Romeo Juliet filmine yaptıkları Exit Music (For a Film) parçaları Ok computer'ın ilk iki şarkısı olmuştur.Ardından bir elma ambarında yaptıkları kayıtlardan 4 parca daha ürettiler ve albümün yarısını tamamlamıs oldular.
1996 yılında ingiltere/Liverpool'daki küçük bir pub'da çok büyük bir süpriz olmustu.Kimseden habersız kapıdan Radiohead üyeleri girmişti ve bu yeni 6 sarkıyı söylemıstı.Ne o pub'ın sahıbıyle anlasma yapmıslardı,ne de o pub'dakı kimse Radiohead'in gelecegını bıliyordu.Bilmemeleri normal çünkü Radiohead kendi capında bir deney yapmak istiyordu.Bu 6 sarkıyı insanlar aniden dinleyince ne diceklerdi cok merak ediyorlardı.Ve Radiohead'in sahneye cıkıp sarkı soylemesiyle o pub tıklım tıklım dolmaya basladı.Ama genede Thom Yorke insanların söyledıklerı sarkıyı begenıp,begenmemelerini anlayamamıstı.
Bu olanların ardından bu sarkıları daha fazla kişinin canlı duymasını istiyorlardı ve Alanis Morissette'in turnesınde ön grup olarak çıktılar.Ama Thom Yorke gene insanların sarkları begenıp,begenmedıgını anlayamadı.Turnenin ardından bir malikanede geriye kalan parcaları tamamlamaya calıstılar.Kayıtları yaparken ise birbirinden farklı türde sanatcılar dinlediler.Sonunda kayıtlar bitti ve Rolling Stone dergisinin "hayata yön veren albümler" listesinde yer alan OK COMPUTER albümü tamanlanmıs oldu.

OK COMPUTER albümünün en büyük önemi bu albümden sonra tarz degıstırmelerıdır.Albümden sonra KID A dönemi ile elektronik müziğe geçiş yaptılar.O yüzden OK COMPUTER onların son pop-rock albümüdür.Diğer bir önemi ise Radiohead'in en büyük ticari başarı yaptıgı ve tüm dünyaya çok özel bir grup olduklarını "tamamen" belli etmeleridir.Listelere 1 numaran giriş yapmanın yanı sıra Radiohead bu albümle ilk Grammy'sini "En iyi Alternatif Albüm" ödülü ile almıstır.

Albümdeki en iyi sarkılar ise kuskusuz Karma Police ve Paranoid Android'dir.Bunun dısında No Surprises,Lucky ve Let Down parcalarınıda dinlemelisiniz.Ama şunuda demem gerek her ne kadar Karma Police,Paranoid Android gibi en güzel Radiohead hitleri bir ara bulunsada ve rock müziğini dinlemeyen insanları bile kendine çekebilicek,hayran bırakabilicek parcalar olsa da bazı sarkları dinlemesi zor.Bu zorlugunda nedenı albumdeki karamsar hava.Ama 2-3 Defa dinlemenizden sonra bu zorluk kalkıyor,alısıyorsunuz.Ve bir anda ruh halınız degısıyor.Size değişik duygular yasatıyor.Özellikle moralinizin bozuk oldugu günlerde size çok iyi "depresyon sarkıları" sunabilir albüm ama aşırıya kacıp sizi intihara bile itebilir bu albüm uyarım olsun!

Thom Yorke'un gene harika vokallerinin bulunduğu bu albümde iki kişide çok dikkatimi çekiyor.Bunlardan biri grubun gitaristi Jonny Greenwood..Çok ön plana çıkmasada gercekten o olmadan olmaz! inanılmaz bir gitarıst.Gitarı öyle bir kullanıyorki,cok özel bir insan.ikinci kişi ise albümün muhtesem kapagını yapan Stanley Donwood ..Pablo Honey dışında Radiohead'id tüm albümlerini ve Thom Yorke'un kendi albümü The Eraser dahil tüm görselleri o yapıyor.Ve şunu demem lazım yaratıcılıklta en son noktada.Basit bir şey değildir albüm kapagını yapmak.Satıslarını bile etkiyelebilir yada öyle bir kapak olur ki albümle özdeslesen,albümü efsane yapar.işte Stanley Donwood'da albümü dahada harıka hale getiricek görseller yapmıs.

Son olarak sunları belirtmem lazım.Albüm yayınlandıktan sonra müzik otoritelerinden inanılmaz derece övgü aldı.Bu övgüler sonucu Thom Yorke sonunda albümde vermek istediklerı mesajı ve müziği insanların aldıgını anladı.Bunun dısında albüm Radiohead tarihininde bir dönüm noktası oldu.OK COMPUTER ile pop-rock dönemi bitti ve KID A dönemiyle elektronik müzik dönemi acıldı.
Umarım OK COMPUTER'ı kesinlikle dinlemeniz gerektıgını anlamıssınızıdr.
Albümdeki en çok sevdıgım sarkı olan Karma Police'in en can alıcı sözü olan "I lost myself" ile de bu yazıyı bitiyorum.**
amı götü dağıttıran bi albüm.
biraz abartı olacak ama hayatımın albümüdür. bunu dememde albümün çok sevdiğim bir insan tarafından hediye olarak bana verilmesinin katkısı olabilir, bilemedim şimdi.
sonuna kadar hakettiği gelmiş geçmiş en iyi albümlerden gibi ünvanlarını tamamen geçin, ilk dinlediğiniz anda kanınıza giren ve bir daha da bünyenizden çıkmayan albümdür. bu albümü ilk dinlediğim anı asla unutamam. sanki sihirli bir değnek değdi beynime. müzik anlayışım tamamen değişti. bu albüm artık modern kültürümüzün ayrılmaz bir parçası. yere göğe konmuyor, evet sebebi var. albümdeki her şarkı bir şaheser olduğu gibi tamamen birbiriyle bağlantılı. modern hayatın insanlığı getirdiği berbat durumu, yalnızlığımızı, bencilliklerimizi yüzümüze vurması, inanılmaz güzel ve derin melodiler barındırması, muhteşem çığır açıcı soundları ile bir başyapıt. artık bu albümün kayıtlarını kutupta mı saklarlar onu bilemem ama dünyanın başına bir felaket gelirse bu albümün hayatta kalması lazım, o kesin.
her notasında ayrı bir anımı ayrı bir duygumu barındıran yeri asla dolmamış albüm. çocukluğuma gidiyorum. bugüne dönmem için müziği kapatmam gerekiyor. hipnotik.
hiç kuşkusuz en iyi radiohead albümü.
radiohead'in müziğindeki özgünlüğü yansıtan albümlerden biridir. ok computer sonrası her albümde farklı bir tad, yeni bir şeyler vardır ancak bu albümün yeri ayrıdır.
thom airbag'de tekrar doğuyor, bir araba kazasından son anda kurtuluyor. yaşıyor, çok yaşıyor. thom yorke oluyor. climbing up the walls'ta intihar ediyor ve no surprises'ta tekrar doğuyor, yine, ama pişman. çünkü aynı rutini yaşıyor, sürprizler yok. lucky'de yeniden doğduğuna pişman değil gibi sanki, yarın muhteşem bir gün olacak nidalarıyla söylüyor şarkıyı. the tourist'de kalan hayatını ne kadar hızlı yaşadığını, bundan ne kadar pişman olduğunu söylüyor sanki. kalan hayatı nedir, ne kadardır? bilemiyorum.
06.03.1997 tarihinde, saat 18:57'de tamamlandığı söylenen albüm. sebebi ise arka kapağındaki 18576397 numarası.
the bends 'le birlikte üst üste dinlenildiğinde etkisini arttıran enfes radiohead albümü.
hele o bitmek bilmeyen yolculuklarda hep çalmalı, bir notası dahi ıskalanmamalı.
yanarım yanarım da cd-dvd devri kapanmak üzereyken şu albümü hediye edip birlikte dinleyeceğim bir ceylan bulamamış olmama yanarım. şu 20'li yaşlar bir daha gelir mi ya... jest, incelik, sürpriz yapacak enerji ve heves meves kalmadı.