umutsuzluktur. umudun varsa mutlu da olabilirsin. ama artik hic umudun kalmaldiysa, hic gucun kalmaldiysa mutsuzsundur. etrafinda sana iyilikle yaklasan insanlari da kirarsin, daha da mutsuz olursun. yeni bir gune uyanmamak istegidir mutsuzluk. gunesi hissettigin, temiz havayi icine cekip ferah hissettigin gunleri ozlersin. sirtinda bir yuktur mutsuzluk. adim atmani, kafani kaldirip gokyuzune bakmani engeller.
ancak gerçekten mutlu olduğunuzda farkına varabileceğiniz ruh halidir. daha çok kendinden memnun olma kendini sevmeyle alakalı içsel bir durumdur mutlu olma hali. bazı insanlar kendini sevmediğini kendine, kaldı ki başkalarına, itiraf edemediğinden, bu durumu değiştirmeye gücü ve cesareti olmadığından durumu öylece kabullenir ve yaşamını koca bir mutsuzlukla geçirir hatta o kadar benimser ki bu durumu, mutsuzluk artık onun için normal bir ruh haline dönüşür. bu tip insanlar illaki sürekli bunalımda olan, gözyaşları her an akmaya hazır, kötümser, umutsuz, içinde neşe kıpırtısı bile olmayan, asla gülümsemeyen ve kahkaha atmayan insanlar değildir. aksine çok neşeli, girdiği ortamlarda eğlence kaynağı olan, güçlü bir mizaha sahip, dışarıdan bakıldığında kendine çok güvenen, dört dörtlük insanlar gibi bile görünebilirler, fakat tüm bunlar anlık sevinçler,coşkular ya da üzüntülerdir. Beyinlerinin ve ruhlarının en temelinde, en derininde yatan ana duygu mutsuzluk olduğu için hiçbir duygu onlar için anlık olmaktan öteye geçemez, mutsuzluk onları sadece anlık nefes alma imkanı tanır çünkü. kalabalık bir grup içinde çok neşeli olan bu kişiler, yalnız kaldıklarında tam bir üzgün palyaço görünümüne bürünürler. duyguları dış kaynaklı ve kısa sürelidir. bunun yanında, aşırı derecede somurtkan, iki lafından birinde dünyanın sonunun geldiğinden, insanların, olayların her şeyin ama her şeyin çekilmez bir hal aldığından bahseden, hayattan zevk aldığına şüphe duyabileceğiniz bir insanın da ruhunun ve beyninin derinliklerinde beslediği koca bir mutluluk nehri olabilir. uzun lafın kısası azizim, ne göründüğümüz gibiyiz, ne de olduğumuz gibi görünüyoruz. *
yalnız kaldığı zaman insanın yanından ayrılmayan duygudur. Bir arkadaşını kaybettiğinde, sevdiğin insan sana yalan söylediğinde, güvendiğin kişi seni yarı yolda bıraktığında, en büyük hayalin yalan olduğunda, hayatını belirleyeceğini düşündüğün sınav kötü geçtiğinde hissedilen duygudur. Bazen insanı ağlatır. Bazen sadece durgunlaştırır. Zordur.
gecenin bir vakti boğaza düğümlenen tükürükler habercisidir. yutkunmaya çalışırsın, yutkunamazsın... nefes almaya çalışırsın, onu da yapamazsın... sebep ararsın, bulamazsın... gözden süzülen bir damla yaş eşliğinde maziyi hatırlarsın biraz biraz. sonra bir damla yaş, beş damla olur... sonra o beş damla on damla olur ve artar gider böyle. bir bakmışsın ağlıyorsun karanlık odanda tek başına. hele birde aylardır ağlayamıyorsan sanırım içine fazlasıyla şey birikiyor. atmak için fırsat kolluyorsun, gecenin karanlığında aklına gelen iki güzel şey de buna vesile oluyor.
maziyi hatırlayıp sarınca dört bir yanını mutsuzluk, geleceğe de bakamıyor insan. hani bakıyor da uzu bucağı görünmeyen daracık bir tünelin içinde hareket etmeye çalışıyorsun gibi... bakabildiğin şekil anca bu kadar oluyor. tünelden çıkmak için çabalarken elde ettiğin tek şey umutsuzluk oluyor. giderek artıyor umutsuzluk gelecek için. anlatamıyorsun kimseye ama, daha doğrusu anlatmaktan kaçıyorsun kendini, hayatını. bildikleri de o klasik buz dağı muhabbetinden öte değil. seni sadece gösterdiğin kadarınla tanıyorlar, öyle biliyorlar. "anlat" dendiğinde de beceremiyorsun, yapamıyorsun kendini anlatmayı. anlatamadıkların birikiyor, birikiyor, birikiyor... yumruk kadar kalp bir bakmışsın kocaman olmuş. kocaman olmuş ama büyürken de içten içe taşlaşmaya başlamış. sanırım benim saçma sapan bir hayatım olacak gelecekte. birini çok sevmeyi isteyip bunu bile beceremeyen bir adamın hayatı ne kadar güzel olabilir ki? ne yaptığını, ne yapacağını bilemeyen bir adamın hikayesi de ancak üç nokta olur herhalde. ne olacağı meçhul...
tanım: soyut bir kavram.
hani soyut bir kavramdır ya mutsuzluk,
Ben şu anda şekil almış haliyim onun.
vallahi billahi ete bedene bürünmüş haline vefasizamaadivefa deniyor.