Kaynağı endorfin hormonu olan bir duygudur. Aslında bir o kadar kolayken diğer yandan bazı şartların salgılanmasını engellediği bir hormon.
Mutluluk her anlamda ilaçtır.
anlayamadığım hatta artık hatırlayamadığım, bir yerlerde saklandığını düşündüğüm fakat oynamaktan sıkılıp bulmaktan vazgeçtiğim duygu. vazgeçtim çünkü saklanabileceği her yere baktım.. başka şehirlerde aradım, türlü insanlarda bazen bir şişe şarapta bazen küçük bir mısrada sonra şarkılarda aradım ki en çokta onlarda yoktu sonra vazgeçtim işte çünkü yoruldum ve yazık ki kendime verdiğim tüm şansları tükettim yine de diyorum belki artık oynayacak dirayetim kalmadığını fark eder ve ortaya çıkıverir o da cesaret eder bir gün ansızın kim bilir..
yaşın ilerlemesiyle ters oranda azalan duygu. mutluluk duygusu. insan irildikçe mutluluk hedeflerini arttırıyor olsa gerek, zira çocukluğuma baktığımda bakkalın hediyesi sakızdan, cuma günü okul dönüşündeki rahatlıktan, beden dersinden, annenin yaptığı mis gibi yemeklerin kokusundan, oynanan oyunlardan, bayram günlerinden dahası birçok küçük şeyden delilerce mutlu olduğumu hatırlıyorum. bunlarla birlikte çok şey de yaşadım, aile içerisinde. fakat o sıralar bilincinde olmadığım için işin eğlence tarafını düşünüyordum hep. şimdi öyle mi? kendi mutluluğuma mütemadiyen set çekiyorum,
başkalarının mutluluklarına ortak olmaya başlamışım farkında olmadan, kendimden ümidi keserek.
düşlediklerimin peşindeyim, bu yolda yalnızım.
bütün duygular gibi yerine, zamanına ve kişiye göre değişkenlik gösteren hissel durumdur.
bazen tatlı bir tebessümdür mutluluk. sevdiklerinin yüzünde beliren.
bazen gözyaşı olur sevinçten dökülen.
bazen o nun aramasıdır mutluluk.
hiç beklemediğin bir anda.
yeni umutlar, yeni insanlardır mutluluk.
bazen hatır sorduğun eski ve değerli bir dostun.
bazen sadece sen bil nedenini.
fedakar olabilmektir mutluluk.
başkasını mutlu edebilmektir.
ama başkasının hüznü senin mutluluğun olmasın.
Mutluluğun basit ve açık bir şey olup; bir bardak şarap, bir kestane, kendi halinde bir mangalcık ve denizin uğultusundan başka bir şey olmadığına aklım yattı. Yalnız, bütün bunların mutluluk olduğunu insanın anlayabilmesi için basit ve açık bir kalbe sahip olması gerekiyordu.*
500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.
Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, bir birlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu.
5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.
Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Bir kaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.
Konuşmacı dedi ki: “Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur.. mutluluğun peşinden gitmek.” demiş, güzel demiş Tiffany Moore.
fakat;
üzerine yazılan çizilenlenleri şöyle bir okuduktan sonra dönüp dünyaya ve insanlara bakarsak hayal kırıklığı. sanırım verilen mutlulukların sadece gidiş bileti var yada dönüş biletini yolda yakıyor.. mutluluğun bize dönüşü mutluluk değil sadece hayal kırıklığı.