hayatın farkına varmak.
canlıyı ve ölüyü ayırt etmek.
herşeyin hormon kaynaklı olmadığını anlamak.
çaresizliğimizi yenmek.
tabularımızı devirmek.
korkulara set çekmek.
başkalarının düşüncelerini es geçmek.
doğru bildiğimizin yanlış olabileceğini kabullenmek.
yanlışlarımızın doğrularımızdan çok olduğuna kendimizi inandırmak ama "kime göre, neye göre?" kuralını unutmadan.
rutinimizi değiştirmek.
imkansızları mümkün görmek, çok ütopik olsalar da bazıları...
bizi mutlu eden şeyler hep geçici olacaktır bu kaçınılmaz. bu yüzden onlar geçtikçe, bir yenisine sarılmaktan çekinmemektir mutluluk. mutluluk, kaybettikçe yeniden aramaktır... bazen doğruyu çoğu kez yanlışı ama...
yìllar sonrası kadar uzaktır. belkide sevdiklerimizin mutluluğu bizi mutlu edecektir. o mutluluguda gene biz yaratmak zorundaysak evet yıllar sonrası kadar uzak.
tanımı kişiden kişiye değişti gibi kişinin kendisinde de çoğu zaman değişir bugün mutlu olduğuna yarın üzülebilir ya da tam tersi. o yüzden insan mutlu olmayı aramaktansa mutsuz olmasına sebep olacak şeylerden kaçması daha tutarlı olsa gerek.
Uzun zaman oldu hayatımda eksik olan kavramın adıdır. Mesleğim ve kazancım iyi çok şükür, yükselme durumu da var. Yeni yapılmış evimizde var. Evet huzurda var. Ve reçetesi de belli, Allaha yönelmek.
Ama mutluluk başka birşey. Benim için mutluluk evleneceğim kişiyle ilişkinin süresi 2 yıl ama 3 yıl yada 10 yıl olsun sonunda kavuşup evliliktir. Tek bu kaldı çünkü hayatımda eksik olan.
aslında hiç kaybetmediğimiz ama hayatımız boyunca bulmaya çalıştığımız... kaybettiğini sananların kalplerinin derinliklerine bakmayı unuttuğu ve aramaya en uzaktan başladığı... şey. evet şey... çünkü mutluluk düşündüğümüzden çok daha fazlası. beynimizle değil kalbimizle hissedebileceğimiz bir duygu. hatta duygular. ve şu bir gerçek ki işin içine kalbimizi katmadıktan sonra düşünerek ve planlar yaparak ona asla ulaşamayacağız. teknoloji ne kadar gelişse de, sahip olduklarımız ne kadar artsa da, zaman ne kadar ilerlese de... mutluluk hala çocukluğumuzda hissettiğimiz ilk günkü saflığıyla hiç bozulmadan içimizde bir yerlerde onu açığa çıkarmamızı bekliyor olacak.
gece bir turlu uyuyamadigin gunlerde aksi gibi isyerinde canin cikar ve mesainin bitmesi icin dakikalari sayarsin ya. eve vardiginda yatagina kosup yorganina yumulursun direk uykuya dalarsin. iste bu benim mutlulugum
anlık hislerdir. mutluluk ya da keder fark etmez. o yüzden anın tadını çıkarmaya bakmak gerekli.
mutlu olduğumuz anı son nefesimizmiş gibi içimize çekmeliyiz.
sizi bilmem ama benim için mutluluk o an içinden geleni yapabilmektir. şu ne der, bu ne der, öteki, beriki ne der takmamaktır. mutluluk kendin olmaktır, kendi rolünü oynamaktır. yeri geldiğinde ana-avrat sövüp saymaktır. mutluluk burun karıştırmaktır. valla bak ayak parmaklarının arasındaki kiri sıyırmaktır. yemek yerken ağzını şapırdatmak, içerken çayı höpürdetmektir. mutluluk kuru fasulyeye ekmeğini banmaktır. tespih sallamak, argo konuşmak, yolda yürürken şarkı mırıldanmaktır. asansöre binince bütün katlara basmaktır. mutluluk siktir etmektir lan. arkadaşın ensesine şaplak atmaktır.
sizi bilmem ama benim için güneşin her doğuşunda, suyun her şırıltısında, yağmurun her yağışında, insanın ilk yürüyüşünde, sevgilinin her gülüşünde, sevgilinin her gelişinde, annemi her görüşümde, köyüme her gidişimde, her acı biber yiyişimde, her köpüklü ayran içişimde, her selam verişimde ve her adım atışımda ve her ıslık çalışımda ve her nefes alışımda ve her sabaha uyanışımda mutluluk vardır. mutlu olun lan. siktir edin ve mutlu olun.