Şu örümcek ısırığından zehirlenip öldüler diyerekten sahile gömülen kızla erkeğin üzerlerine toprak atılırken gözlerini açtıkları sahne hala aklımdadır. Ne oldu ki la acaba onlara?
--spoiler--
Öncelikle;
Adaya düşen herkes hatta 4. sezonda kurtarmaya gelenler dahi birer harcore günahkar. mr. eko'nun papaz kardeşi de dahil(aşıları iyi veya kötü bir nedenden başkalarına verdiği, zulme karşı çıkmadığı için).diğerleri zaten; biri babasının ölümüne neden olmuş, diğeri adam öldürmüş, bir başkası kocasını aldatmış, başkası mafyanın elemanı olmuş ya da fizikötesi güçleri olan elemanlar vs.
ayrıca adaya düşen herkes ölümcül kazalar sonucu düşen kişiler. Dharma'dakiler zaten şirketin adı itibarı ile mistizm ile ilgili kişiler ve bu cennet cehennem olayını araştıran elemanlar. burunlarını fazla soktuklarından mütevellit yehuda'nın reenkarnesi tarafından telef ettiriliyorlar.
adadaki benjamin bana göre yehuda ve deli gibi korktuğu jacob da hz. isa. milletin kılığına giren, insanın iyiliğini vs görebilen dumanımsı siyah yaratık da kutsal ruh.
adaya düşen herkes acı çekerek günahlarından arınmış oluyor ve cennete, cehenneme veya dünyaya geri gidiyor.
adada çocuk doğmamasının, adada hamile kalmışların ölmesinin nedeni de, günahsız bir varlığın adada bulunmasının imkansızlığı. zaten günahlarından arınılması için gönderilen bir yerde, günahsız bir varlığın yaşayabilmesi imkan dahilinde değil. işte bu yüzden hamile anneler de ölüyor, ne diyoruz hep anne kutsal. kısaca doğum yapacak bir anne diziye göre kutsal bir varlık.
adanın bulunamamasının nedeni de zaten dünyada (en azından gözle görebildiğimiz kısmında) olmaması.
son olarak lostta en sevdiğim karaktere gelecek olursak; vincent o da yedi uyurlarda kikıtmirden başka bir şey değil. hani sözde her şey onun rüyası ya...
deliler gibi izledigim ikinci amerikan dizisidir. listem kabarik degil toplam 12 abd dizisi izlemisimdir ama hakkinda entry grmeyi en cok istedigim dizidir kendisi..her ne kadar bitisiyle hepimize kelek atmis olsa da dizinin derinligi inanilmaz derecede icine almaktadir izleyeni
ayrica favori karakterimin desmonddir ve o tum pis iskoc aksaniyla beraber...
normal dizilerde gerilimli sahnelere psikopat fon müzikleri koyarlar, bu dizide psikopatça yağan yağmur koyuyorlar.
adamın başına bir şey mi gelecek - şak yağmur! istisnasız.
desmond gibi bir karaktere sahip olan dizi. bütün ada o herife kurban olsun, aksanını sevsinler onun.
edit: sayid gördüğüm en güzel yüze sahip ortadoğulu olabilir ayrıca. ingiliz kırması olduğu için midir bilmiyorum da, adam da bir bebeklik var çözemediğim.
Hayatımın dizisidir. Bir daha onun gibi dizi dünyaya gelmez dediğimizdir. Ayrıca çok sevdiğim bir insan bu dizi sayesinde hayatıma dahil olmuştur. Lost başkadır.
4x9 itibariyle benjamin linus'ın korkudan 5 dil konuştuğu dizi.
"türkçe biliyor musunuz?" derken adam felç geçirir gibi söyledi, dilimizin telaffuzu bu kadar zor mu yahu?
çok sağlam bir başlangıç yapıp, 2. sezonunda yavaş yavaş saçmalamaya başlayan dizi. ormanın içinde ankastre mutfak, bitmeyen yiyeceklerle, insanda tatil programı izlenimi oluşturan tutku.
zaman zaman dizide fazlasıyla saçmalamış olsalar da sürükleyiciliği ile hayran kaldığım dizidir. baştan başlayıp tüm bölümlerini art arda izlediğim bir kaç hafta başından kalkamadığım dizidir.
izlediğim yıllar lise dönemime denk gelen, okulu asma nedenlerim arasında hep başı çeken, hala izlediğim birçok dizinin yanına dahi yaklaşamayan, sonu nasıl biterse bitsin kimselere laf söyletmediğim mabedim. see you in another life brotha!
koca koca insanlar görüyorum sağda solda adam hiç izlemedim çok duydum nasıl güzel mi ki ya falan diyor. şu hayatta tecrübe etmediğim bir sürü şey var ama tecrübe ettiklerim içinde şaka maka beni en çok heyecanlandıran, meraklandıran, sabırsızlandıran, etkileyen şey bunu izlemekti herhalde. bi yere kadar takip edip ondan sonra bırakmıştım diziyi. yıllarca izlemedim. dizi bittikten sonra üniversiteyi kazandığım ilk sene hazırlık sınıfındayken dersleri asıp ilk dönem geçmesem de olur diyip haftalarca yata yata izlemiştim. güzeldi. aynen 25 yaşına kadar hiç mastürbasyon yapmamış bi insanın kendisiyle tanışması gibi bir şey bunu sonradan izlemek*. daha iyi bir benzetmesi yok. izlememiş olanlar kendini şanslı saysın, kıymetini bilsin, bokunu çıkarmasın, tadını çıkara çıkara izlesin.
Zamaninda izleyip bitirdigim guzel dizi. Gectigimiz gunlerde "bir dizi ne kadar etkileyebilir ki, abartiyorsun bence" diyen esime baslattim lostu.. Simdi gunde en az 6 bolum izliyor, geceleri ayni benim zamaninda yasadigim o uykusuzluklari yasiyor. "Sen hakliymissin" diyemiyor ama bu derece tutukuyla izlemesi beni hakli cikariyor. Bu bile yeter bana. *
tüm zamanların en iyi dizisi. En efsane , en destansı en aşık olunası dizi. Her sol frame'e geldiğinde yazarım bu tarz entryler. Çünkü aklımda öyle bir izlenim bırakmış ki..
Bir ara 10.yıl şerefiyle 2014 de ekip yeniden bir araya gelecek bir şeyler yapacaklar diyorlardı. Keşke dedikodu yerine gerçek olsa.
