bugün

başlangıçta kurtuluş savaşını konu alan dizi ileriki bölümlerde reyting uğruna entrikalar ile kaplanmıştır.kimin kim sevdiği belli değildir.
Özge Özberk ve Begüm Birgören gibi 2 dünya güzelinin oynadığı tv dizisi.
yeni sezonda başrol oyuncularından özge özberk ve cansel elçin artık kadroda yer almayacağı kesinleşen ve taze kan olarak sema mumcu http://i50.photobucket.co...s/f312/gsful/9cf841c2.jpg rol alıcak, sema mumcu'yu gümüş adlı dizide berk şadoğlu'nun manken sevgilisi hatırlayabilirsiniz.
1925 te geçen dizide halide edip ten halide edip adıvar diye bahsederek soyadı kanunu ve çıkış tarihi ile ilgili hiçbir şey bilmeyen kişilerce senaryosunun hazırlandığı ortaya çıkan dizimsi.
d max'de hafta içi 18.30 da tekrar yayınlanan dizi. cansel elçin'i dünyamıza sokan dizidir. cansel'e aynı kişi dublaj yapmıştır. ki seyirci hatırla sevgili'de yadırgamadı. hatırla sevgili gibi bir tomris giritlioğlu projesidir.
çemberimde gül oya gibi bir harikadan sonra mehmet ali nuroğlu gibi bir insanüstü güzellikle bizleri tekrardan buluşturan dizi.
en güzel dönem dizilerinden biriydi. yalniz sadece ilk sezonu güzeldi. nazli ve cemalden gittikten sonra bozuldu dizi.
unutulmayacak diziler arasında yerini alan, izlenilmesi gereken ve kişiye çok şey katan dizidir. müthiştir, harikadır. tabi pekiyi pek güzeli de unutmamak gerek.
Yirmi yaşımdayken annem bana şöyle demişti:

- Manastıra girseydim, hem kendim, hem başkaları için en iyisini yapmış olacaktım.
- Eğer manastıra girmiş olsaydın ben dünyaya gelmezdim, dedim.
- Dünyaya gelmen daha önce kararlaştırılmıştı oğlum, dedi.
- Evet ama, dünyaya gelmeden çok önce seni annem olarak seçmiştim ben, diye karşılık verdim.
- Dünyaya gelmeseydin cenette bir melek olarak kalacaktın, dedi.
- Ama ben hâlâ bir meleğim, diye cevaplardım.

Gülümsedi ve dediki ' Kanatların nerede peki? '
Elini tutup omzuma koydum ve ' Burada ', dedim.
' Kırılmışlar ', dedi.

Bu konuşmadan dokuz ay sonra, annem dönülmez ufukta yitip gitti. Ama 'kırılmışlar' sözü içimde yankılanmaya devam etti...

* * *

Bana mutluluktan söz etme; anısı beni mutsuz ediyor. Bana huzurdan söz etme; gölgesi beni korkutuyor; ama ban bana, sana, Cennet' in kalbimin külleri içinde yaktığı mübarek feneri göstereceğim; seni bir annenin yegane bir çocuğunu sevdiği gibi sevdiğimi biliyorsun. Aşk seni kendimden dahi korumayı öğretti bana. Beni, seninle birlikte uzak diyarlara gitmekten alıkoyan şey, ateşle temizlenmiş o aşktır. Aşk, senin özgürce ve erdemli bir şekilde yaşamana imkan vermek için içimdeki arzuyu öldürüyor. Sınırlı aşk, sevdiğini sahiplenmek, sınırsız aşk ise sadece kendini ister. Gençliğin saflığı ve uyanışı arasına düşen aşk kendini sahiplenme ile tatmin eder ve sarılmalarla büyür. Ama gökkubbenin kucağında doğan ve gecenin sırlarıyla inen aşk, edebiyat ve ölümsüzlükten başka hiçbir şeyle huzurlu olamaz; ilahi varlık dışında hiçbir şeyin önünde hürmetle eğilemez.

halil cibran
radyo d'de melon şapka tarafından dile getirilmiş halil cibran mucizesi.
Çoğul olarak kırılmış kanat *
mine g. kırıkkanat gelir aklıma, milli güvenlik kurulu gibi kadın, baş harfleriyle sanki. çirkin, allah affetsin.
"ve şimdi, benim sevdiğim, ne yapacağız? nasıl ayrılacak ve nasıl buluşacağız? aşkı, akşamüstü gelen ve sabah giden bir ziyaretçi olarak mı farz edeceğiz? yoksa bu sevgiyi, uykularımızda gelmiş ve uyandığımızda terk edip gitmiş bir düş olarak mı farz edeceğiz?

Bu haftayı, ayıklıkla değiştirilecek bir zehirleme saati olarak mı farz edeceğiz? başını kaldır, sana bir bakayım, benim sevdiğim; dudaklarını arala ve bırak sesini işiteyim. konuş benimle! bu şiddetli fırtına aşkımızın gemisini batırdıktan sonra beni hatırlayacak mısın? kanatlarımın, gecenin sessizliği içindeki fısıltısını işitecek misin? senin üstünde kanatlarını çırpan ruhumu işitecek misin? benim iç geçirmelerimi dinleyecek misin? günbatımının gölgeleriyle yaklaşıp şafağın gölgeleriyle birlikte gözden kaybolan gölgemi görebilecek misin? söyle bana, benim sevdiğim benim gözlerime sihirli ışınlar, kulaklarıma tatlı bir melodi ve ruhuma kanat olduktan sonra, ne olacaksın? Ne haline geleceksin?" (s.42)

- içsel stresi dışa yansıtan bir görünüş, trajedi ve acıyı ne kadar çok özümsemişse, yüze de o kadar fazla güzellik katar ama sessiz iken saklı gizemleri açığa vurmayan bir yüz, hatlarının simetrikliğine rağmen güzel değildir. Şarabın rengi, içindeki transparan kristallerin arasında görülemezse kadeh dudaklarımızı baştan çıkaramaz. - (s.39)

Bir halil cibran kitabıdır.
v.c. andrews romanı. farklı dünyalardan gelen üç kız. üç bela da diyebiliriz hatta. bu üç kızın çılgınlıkları, ilgi çekebilmek amacıyla her şeyi yapmaları. okumaya değer, güzel bir romandır.
bir zamanlar türkiye'de kurtuluş savaşı'nı anlatan cumhuriyetçi diziler yapılıyordu. kırık kanatlar da onlardan biriydi. ne var ki o da dizideki iki başrolün aynı bölüm ölmesiyle tüm etkisini kaybedip kısa süre sonra bitmişti.