kendi aralarında konuşan, gülüp şakalaşan yetişkinlerin, neden söz ettikleri hakkında, yaşınız gereği, en ufak bir bok anlamamamak suretiyle bütün konulara fransız kalmaktır.
hele ki misafirlikteysiniz, mecburen yanlarında öyle boş bakışlarla takılıp zamanın geçmesini, bu sıkıcı ev gezmesinin bir an önce bitmesini sabırsızlıkla beklersiniz. gerçi o yaşlarda insanda zaman kavramı da pek olmadığından, kalkış zamanını genelde anne babanın tepkilerine ve mimiklerine göre tahmin etmeye çalışırsınız.
bu sıkıcı süreçten geçmek zorunda kalan her küçük çocuk, eninde sonunda evin saçma sapan bir yerinde uyuya kalır (koltuğun arkasında ya da yemek masasının altında filan).
sonuç:
eğer akşamları babasının kucağında eve götürülürken uyuklayan küçük bir çocuk görürseniz, bilin ki o zavallım da aynı bu boktan durumu yaşamıştır işte.
oynamak için sokağa çıktığın anda,etraftaki balkonlardan birinde emek ve sigara aldırmak için ''küçüüüüüüükk'' diye bağıran yetişkin amcalar,teyzeler.küçük olduğunu yüzüne çarpmalarına mı kızarsın,bakkal çırağı yerine konulmana mı bilemezsin.
oyunun ortasında annenin eve çağırması, kendinden büyükler* tarafından oyuna alınmamak*, pazar günleri ve pazartesi sabahları*, karnım açken komşu çocuğunun elinde gördüğüm içi patates köfte dolu ekmek, annemin mesir macunu* almama hiç izin vermemesi, daha dünya kadar da örneği vardır. **
sinir olurdum büyüklere bir şey olduğunda hemen, bak bak bak küçücük boyunla bir de müdahale ediyor . sen küçüksün sus otur bakim aklın yetmez böyle şeylere denir denmesine de ardından aa kocaman kızsın sen yaaa neden anlamıyorsun denir. gelde çık şimdi işin içinden denen durumlar.*
küçük olmak.
eve gelen yaşıt çocuklarla kaynaştırılmaya çalışmak.
-nurcan bak ahmet gelmiş hadi kaynaşın arkadaşa bebeklerini göster'le başlar, ahmet öptün mü kızı seni çakall'la devam eder. çekilmezzdir.
annenin kusuyor olması. annemin öğğğğğhh diyen sesleri beni her zaman ürkütmüştür. o kadar ki annem istifra ederken yan odaya geçip kulaklarımı tıkardım.
*şirinleri izlerken annenin pembe dizi ya da kadın programı açması
*öğretmenin tek bir mal yüzünden tüm sınıfa sıra dayağı atması
*tüm gün balkonda güneşlenen komşu teyzelerin mandala sıkıştırdıkları parayla bakkaldan sipariş vermesi
*mahallede gazozuna maç yaparken yoldan geçen beden yaşıyla beyin yaşı senkronize ilerleyememiş birinin topa tüm gücüyle vurup mal mal sırıtması
*yine aynı maç esnasında topun bahçesine kaçtığı evde kalmış yahut koca dayağından tipi kaymış teyzenin topu kesmekle tehdit etmesi
*süpermenin kucağında kriptondan getirildiği düşünülen bilmem kimin oğlu ya da kızı akrabaların daima en cici şeyleri yapması.