çok komik yaaa. ben kitap okuyorum da, okumayan cahil de, kitap okumayan ölsün de falan!?! arkadaşlar kitap okumak zaman kaybından başka bir şey değildir! giderim kahvede arkadaşlarımla pişpirik oynayarak sizin on saat kitap okuyarak edindiğiniz bilginin on katını iki saatte edinirim! ayrıca bilişim çağında ne kitabı yaaa! sorarım chatgpt'ye söyler! bu kitap okuyanlardaki burnu havadalık çok komik yaaa!
şurada size hak verebilirim tolstoyun deyişiyle insanoğlu başak misali içi doldukça başı eğilmeli ama türk okurlar malesef bunu bir ego yarışı haline getiriyor
Chatgpt ye seni sorduk. Bakalım ne demiş.
--spoiler--
sorarım chatgpt'ye söyler!
--spoiler--
Uludağ Sözlük’te “göcü” terimi, genellikle köy hayatı, geleneksel kırsal yaşam ve dağ köyleri ile ilgili bir kavram olarak kullanılır. “Göcü” kelimesi, özellikle Uludağ gibi dağlık bölgelerde hayvancılıkla uğraşan ya da göçebe tarzı yaşam süren insanları tanımlamak için kullanılmaktadır. Göçer ya da göçmen gibi benzer anlamlar taşıyan bir sözcüktür. Bu, özellikle kışın dağlardan aşağıya inip yazın dağlarda yaylalarda yaşayan köylüler veya hayvancılar için kullanılır.
Uludağ Sözlük’te bu terim bazen mizahi, bazen de toplumsal eleştirilerle gündeme gelebilir. Kullanıcılar, köy yaşamı ve dağcılık kültürü üzerine yapılan göndermelerde bu terimi kullanarak, köy yaşamının zorluklarına, hayvancılıkla ilgili çeşitli meseleler ve yerel halkın kültürel yapısına dikkat çekebilirler. Bu tür paylaşımlar genellikle yerel halkın yaşantısı ve Uludağ bölgesinin kendine özgü dinamikleri hakkında bilgi verir.
ARKADAŞLAR EVET DOĞRUDUR SiZ NEDEN KiTAP OKUMUYORSUNUZ EKSiKLiĞiNi HiSSETMEDiĞiNiZ iÇiN OKUMAYIN AMA EMiN OLUN SiZ KiTAP OKUMADIĞINIZDA BiZ SiZiN HiSSETMEDiĞiNiZ EKSiKLiĞi SiZiN ADINIZA HiSSEDiYORUZ:D
Ya allah aşkına, al sana dünya klasiği, raskolnikov çok fakirmiş de, ev sahibi uyuz koca karıyı öldürüp soymuş! Sonya denen enayi kız da ona aşık olmuş! Yahu bundan çok daha süper olaylar her gün esra eron’da oluyor zaten!
Yahu adam nişanlısından ayrılmış, dava diye kitap yazmış iki yüz sayfa, oku oku bitmez! Okuyucuyu da enayi yerine koyuyor, bir kere de demiyor ben aslında manitayı bıraktım, onu anlatıyorum diye! Salak gibi adamın suçunu merak ediyoruz!
Açar google’a bu davanın konusu ne derim, 3 dakikada çözerim be!
kral messele o değil ki mesele hikayeyi örme biçimi o hikayenin hazırlanma sürecindeki altyapısı mesele dilin kullanımı içindeki mesajlar sembolizm iinsan ruhunun karanlıklarını aydınlatması vs vs
bu arada rus edebiyatı konusunda gocu ya katılıyorum yemin ediyorum zamanında okurken hafatakanlar basıyor yüzlerce sayfa betimle betimle bitmiyor sürekli fakirlik yoksulluk sefalet...bizim türk edebiyatının canını yiyim ben. aşk ı memnu 90 sayfa 100 bölüm dizi bile çıkartılıyor oyle nitelikli kısa ve öz. suç ve cezanın filmini ceksen 20 saat dizisini cceksen 120 sezon olur muhtemelen.
bak stanley kurbick diye kral var, bizi düşünmüş! otomatik portakal'ı hemen görsel sanata çevirmiş! alex'in manyakça hikayesine kısmetli saatlerimi ayıracağıma, iki saatte filmini izler geçerim! kitap okuyacak kadar enayi değilim çok şükür!
kitap okunma alışkanlığı sürdükçe malayani den kaçmak ve boş beleş insanların aptalca polemiğinden uzak kalmak gerektiği bilgisi de aşılanıyor.
bunu kitaplar yapıyor!
yaaa yüzüklerin efendisi beton gibi! 1200 sayfa, hadi onu okudun, hobbit piç mi diyorsun, o da 400 sayfa! yahu bunlar neden oldu falan, silmarillion alsana bir 300 sayfa daha! silmarillion'da hurin oğlu turin çok mu hoşuna gitti, o'nunda kitabı var 300 sayfa! buna hayat mı dayanır yaaa... açar filmleri izlerim yeter!
yani ben rus edebiyatı okurken zoruma gidiyor açıkçası bir insan insanın içindeki kalp-akıl çatışmasını kendinin bile bilmediği yahut kendine bile itiraf edemediği huzursuzlukları sırları günahları ruhunun içindeki gizli dehlizleri karanlık kalmış odaları nasıl bu kadar sarih bir şekilde anlatabilir misal oblomovu okuyun adam ingiliz entelijansiyasını eleştireyim derken kitap boyu tembelliği öyle derin irdeleyen bir halde anlatıyor ki tembellikten nefret ediyorsun....sonra görmediğin bir kasabayı bir kadını nasıl sadece okuyarak görselleştiriyor betimlemeleriyle hayran kalırsın....emin ol dersin ki ben rusyaya gitsem bu kadını tanırım yahut bu köyü bilirim o kadar harika betimlemeler ....yazarak resim çizmek ya da yazarak fotoğraf çekmek denilen birşey varsa bu rus yazarların en iyi olduğu alanlardır
yaaaa bak oblomov diyor! goncharov orada doğunun tembelliği ve batının çalışkanlığını betimliyor! 400 sayfa ulan! eşek değiliz, doğu tembel, batı çalışkan diye düz yazsan anlardık zaten!
eşek değilseniz sizin on katınız kitap okumuş biri olduğumu, ama kitap okumanın kutsanması gereken bir şey olmadığını ve okumakla artislik yapılmasından rahatsız olduğumu anlamışsınızdır çocuklar. obtum, kib, bb...
dikkat ederseniz başlık zaten kitap okumanın bir şey sanılması...
?? Kitap okumak bişeydir, herşeydir. Dünyayla iletişim kurmak, geçmişle iletişim kurmak, cümleleme, kelime dağarcığının gelişmesi, ancak kitap okumakla mümkündür.
Analizci duruşa, söylemin arkasında ne anlatıldığı , ya da anlatılmadığı gibi yeteneklere kitap okumadan kimse ulaşamaz. Türkler tembel oldukları için kitap okumayarak, kendilerine söylenen her şeye, analiz edemedikleri için kanmaktadırlar. Bunun sebebi kitap okumamalarıdır.
Bir şeyi metin olarak önünde görmekle, görmemek arasında dağlar kadar fark vardır !!
Birşeyi " anlamak " " kavramak" , ancak tekrarla mümkündür. Önümde görücem metni...
Örneğin bir savaş, bir muharebe... Atıyorum, conkbayırı, ya da Stalingrad ' da traktör fabrikası çarpışmaları...ben bunun, oluş, gelişim, sonuç ve etkilerini bilmeden, o konuyu bilemem...bu bilgiye ancak o konuda kitap okuyarak hakim olabilirim...chatgpt, ya da herhangi bir film bana onu 17 saat anlatmaz...
Haa bak mesela belgeseller...biliyosun, belgesellerde de, eğer seyrettiğin konu hakkında ön bilgiye sahip değilsen, çoğunlukla o seyrettiğin şeyden Hiçbi şey anlamazsın. Ki pek çok belgeselde o konuyla ilgili şu şu kitapların okunması gerektiğini zaten söylerler...yani adam diyo ki, biz bi saatlik bi filmle size bu kadar büyük bir muharebeyi anlatamayız, eften püften bilgi verebiliriz, daha fazla bilgiye şu şu kitapları okuyarak ulaşabilirsiniz...
Kitap okumadan bu dünyayla düzgün iletişime asla geçemezsin, mümkün diildir...
paganviodia katılmakla birlikte, ilaveten farklı bir bakış: kitap okumak eğer kişiyi kötülükten alıkoyuyorsa, bu iş o kişi hakkında hayırlıdır. varsın okusun. yok eğer o kişiyi şerre doğru götürüyorsa eğer, o kişinin okuduğunda sorun vardır. ne okuduğu önemlidir. burada fark ne? ne diyor: "yaradan Rabbinin adıyla oku".. o halde okumak: öğrenmek, ilim ve bilgi sahibi olmak, ibret almak, ders çıkarmak, tefekkür etmek, insanın önce kendine sonra etrafına sonra topluma sonra tüm mahlukata karşı iyilik ve hayır sahibi olması için olmalı. zarar vermek için değil. tüm bunları yaparkende asl olan, okumaktan kasıt, yaradanını tanımak bilmek ve gereğini yerine getirmekle ancak hayra hizmet etmiş olur. yoksa okudun ama senin, etrafının, toplumun, hatta tüm mahlukatın, ne dünyasına ve ne de ahiretine bir faydası olmamışsa eğer, beyhude bir uğraştan ileriye gitmemiş demektir. fakat yine de okumak kıymetli. yeterki değerli ve kıymetli şeyler okunsun.
insanlar okumayı çok basit ve gereksiz bir eylem olarak görüyorlar. bu hatalı, bu yanlış bir fikir. ama neyi nasıl okuduğun çok daha önemli. evet..
