Bundan 400 yıl önce yaşayan bir ozan. Bizim ozanımız, hatta hemşehrim. Dilin tarihsel gelişimini göz önünde bulundurursak ve 1600lü yıllarda konuşulan ağır ağdalı dili biraz tahayyül edersek karacaoğlanın ne kadar da pamuk gibi yumuşak, kesmeyen tatlı gibi lezzetli bir şair olduğunu anlarız. şu sözlere bir bakın bakalım, biri çıkıp bunu dün yazdım dese inanırız. inanmaz mıyız?
--spoiler--
Bir yiğit de bir güzeli severse
Emrettiği yere hemen gitmeli
Ardına düşmeyle güzel sevilmez
Güzelleri koşup koşup bulmalı
--spoiler--
"karacaoğlan şiirleri"nden ziyade, bir "karacaoğlan ekolü"nden söz edilebilir. zira, kendisinin ölümünden asırlar sonra dahi, aynı mahlas altında, pekçok şiir yazılıp, nakledilmiştir.
güzel kadından ziyade, bir kavram olarak güzeli sevmektedir karacaoğlan. ondandır ki, her gittiği memleketten bir sevgili edinmiştir kendine.
"Gönül ne gezersin sarp kayalarda
iniver aşağı yola gidelim
Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez
Gel güzeli bolca ile gidelim..."
şiirlerinin çoğu 13-14 yaşlarındaki kızlara olan cinsel hissiyatlarının dışavurumundan ibaret olan pedofili şahsiyet. 2 şiirinden birinde, henüz girmiş 13-14 yaşına, bu ne nazdır bu ne cilve benzeri sözlere rastlayabilirsiniz.
1955 yapımı siyah beyaz türk filmi. yönetmen avni dilligil, senaryo melih başar, oyuncu kadrosu bülent ufuk, muhterem nur, belkıs dilligil, ihsan aşkın, fikret hakan ,ali korkut, avni dilligil bulunmaktadır.