Bir yanım yağsada izlesek oynasak diyor diğer yanım yağmasın yumuşak bir kış geçsin sokak hayvanları ve evsizler birazcık daha rahat etsinler istiyor. Heryer acı ve nefret dolu daha fazlasına gerek yok.
Orhan pamuğun kitabıdır. Konusu güzeldir. Anlatımı insanı içine çeker. Kitabi okurken kendinizi karsta hissedersiniz. Ben çok sevdim fırsat olursa yine okuyacağım. Sonu hüzünlü bitmiştir ve sonlara doğru daha zevkle okunur.
Okumaya başladığım Orhan pamuk kitabı. Sıkıcı. Orhan pamuk'un anlatımını seviyorum aslında ama bu kitapta gereksiz uzatmış. Yine de ele aldığı konuyu çok merak ettiğim için bitireceğim.
" Terliklerimle gelsem sana
Sonunda aşkı bulmuş gibi..."
Çocukken heyecanlanır, kapının önünde kardan adam yapan babamın yanına koşarak terliklerimle giderdim. O terlikler bir şekilde kaybolur donmuş ayaklarla baba kucağında eve dönerdim.
Sevimli terlik canavarım, her seferinde terliklerimi yutardı.
öyle güzel bir şeydir ki.
hem yerdeki tüm karanlık ve pislikleri kapatır.
hem de o karanlığı yere bırakan göğü aydınlatır, gecenin bir yarısı bile olsa.
Şehirlerarası otobüs yolculuğunun tam ortasındayım, Anadolu'nun da ortalarına yakın yerlerden geçiyoruz. Yolculuğun başından beri karlı bölgelerden geçmeyi bekliyorum hevesle, en sonunda geldik. Normalde toprağın siyahlığının engel oluşu yüzünden göremediğim arazinin uzağa uzanışını görüyorum karın beyazlığında. Ne mutluyum.
Orhan pamuk'un kars şehrinde geçen askeri darbeyi ve dönemin siyasi iç çatışmalarını konu alan kurgusal romanıdır. Kitabı yakın zamanda bitirebildim ve gözüme en çok çarpan detay orhan pamuk'un türkçe bilmemesi oldu. Sürekli karşılaşılan devrik cümleler ve anlam bozulmaları okumayı zorlaştırmış. Sanki başarısız bir türkçe çeviri kitabı gibi duruyor roman.
ikinci olarak gözüme çarpan detay ise kars şehrindeki tüm modern binaların bir zamanlar şehirde yaşayan ermeniler ve ruslara ait olduğu, geriye kalan tüm çarpık evlerin ise türkler'e ait olduğu roman boyunca orhan pamuk tarafından gözümüze sokuluyor. Fakat Ana karakter ka'nın, bir bölümde türk şiiri ile alakalı "milliyetçi, gülünç ve zavallı" ifadelerini kullanması orhan pamuk adına ironik. Zira milliyetçilikle alay edip -ki bence edebilir - şehrin güzel ve modern yanlarının ermeni-rus "Milliyetlerinin" eserlerinin olmasını belirtmesi ikilem yaratıyor.
Bir başka detay ise başörtülü kızları tıpki abd'de ki siyahiler gibi bir kurban haline getirip sanki yurtdışında satış yakalamayı hedeflemiş. Bilirsiniz, batılı insanlar sırf dış görünüşlerinden dolayı toplumdan dışlanmış insan hikayelerine bayılır, onlara acır ve benimserler. Orhan pamuk bu noktayı iyi yakalamış olacakki bu kitapla büyük bir sükse yapıp bir kaç yıl sonra nobel'e kadar gidecek.
Fakat romanda benim en çok etkilendiğim kısım "türk'ün eğlenceli zavallılığı" betimlemesi oldu. Pamuk'un burada bahsetmek istediği şey bana kalırsa bir türk insanın yaptığı ahlaksızlığı, başarızlığını ve bunlardan utanç duyması gerekirken yine bunları sanki bir marifetmiş gibi eğlenerek çevresine anlatması olmuş. Doğrusu ben bu betimlemede kendimi görmedim desem yalan söylemiş olurum. Beğenin beğenmeyin ama orhan pamuk doğru bir toplum gerçeği yakalamış. Sürekli kendisinin toolumdan uzak birisi olduğu denilmesine rağmen.
Yer yer şair ka'nın abartılı şiir esinlenme sekansları sıksada çok yormuyor kitap. siyasetle içli-dışlı insanların beğeneceğini düşünüyorum. Özellikle doksanların türk siyasetine ilgili olanların.