neşemi arıyorum geçmiş borun pazarı
mazimde kalmış huzurun kârı zararı
kimse görmezmiş alevsiz için için yananı
neyleyim ya rab kaderimmiş çektiğim
önceden göremedim geleceğimin ufkunu
bal kaymak sandım neşemin hep umudunu
kader yazmış sezmedim huzurun sonunu
neyleyim ya rab talihimmiş çektiğim
yaş kemali bulmuş benliğimin odağında
ar ederim ömrüm yaşamın hep zararında
çile çemberi yarınımın umutları da
neyleyim ya rab kaderimmiş çektiğim
herkes neşe küpüyken benim testim boşaldı
yüreğimdeki huzur meşalemi talihsizlik aldı
işte dostlar münür uysal kötü kader elinde yandı
neyleyim ya rab kadermiş çektiğim.
Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, ' ne yapalım,kaderimiz böyle ' deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil,sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin...
günümüzde şans ve tesadüf olarak kullanılmaktadır. asıl olan insanın kendi kaderini kendi belirlemesi, bunun sonucunda şans ya da tesadüf diye nitelendirmesidir.
olmamış film. Özellikle masumiyet i izledikten sonra hiç ama hiç hoşlanmazsınız.
Bekir nasıl bir anda aşık oldu kıza. Sonra onun peşinden her yere gitti. Kolay mı öyle tanımadığın, yalnız kaldığın bir şehirde pavyonlardan felan yolunu bulmak. Hem de seni sevmeyen bir kız için. Ayrıca Uğur nasıl oluyor da o psikopat ve bir sikime yaramayan Zagor için şehirden şehire gidiyor ve gittiği yerlerde pavyonlarda çalışıyor, orospuluk yapıyor... Ne aşklar varmış vay amk. Uğurun annesiyle olan muhabbetine de bir anlam veremedim. Ne diye böylesine düşmanlar birbirlerine. Hiç umrunda değil ailesi uğurun.
Ayrıca Erkan Can gibi bir usta neden 5 dakika çıkar filmde anlamam. Oyunculuklar da vasat. Ufuk Bayraktar sağlam oynamış evet ama vildan atasever içine etmiş filmin. o oteldeki bağrışlarında felan vallahi gülesim geldi. Keşke başkası oynasaymış. Masumiyet hatrına izledim ama beklediğimi bulamadım. izleyeceklere de tavsiyem: EĞer ikisini de izlemediyseniz önce bu filmi sonra masumiyeti izleyin. Özellikle oyunculuk ve vurucu sahnelerin kalitesinin nasıl yukarılara çıktığını göreceksiniz.
-ben insanın kaderini kendinin çizdiğine inanırım,
tanrının sana verdiklerini en iyi şekilde
değerlendirmelisin.
-benim kaderimde ne var anne?
-onu kendin bulman gerekecek. hayat bir kutu
çikolatadır forrest, şansına ne çıkacağı hiç belli
olmaz.
izafi bilinmezlikler çokluğunun adıdır. evet hem izafi hem de bilinmez... işte bu yüzden hadiselere kesin hüküm bina edilemez. kaçınılmaz olan gerçek, bir düzlem üzerinde var olan gerçekliklerin ya tersine ya da ileri doğru seyrettiğidir. yani kurgulanmış ama seçimler aracılığı ile rotası tayin olunan bir yoldur kader. çok karmaşık ve anlamsız bir entry oldu değil mi? eğer ki anlaşılabilir bir olgu olsa idi hayatın denklemini çözmüş olurduk, çözülmemesi gereken bir bilinmeyendir kader olgusu, aynı zamanda birden fazla şey ifade eder.
zeki demirkubuz'un yönetmenliğini yaptığı altın portakal en iyi film ödüllü filmdir. kader, demirkubuz'un masumiyet isimli filmindeki karakterlerin geçmişlerini anlatır. masumiyet, kader'den daha önce çekilmiştir ancak demirkubuz kader'i daha önce yazmıştır. demirkubuz iki filmdeki karakterler arasında fiziksel benzerlik gözetmez.
--spoiler--
Bekir'in Zagor'un işlediği cinayetleri televizyonda gördüğü sahnedeki haber spikerini, yönetmen Zeki Demirkubuz'un eşi Nurhayat Kavrak canlandırmıştır.
Bekir'in televizyon izlediği bir sahnede, Uğur'u canlandıran Vildan Atasever'in bu filmde rol almadan önce oynadığı Kadın isterse dizisinin sesleri duyulmaktadır.
Bekir ve Uğur'un izmir'de Paris Gazinosundan çıkıp pansiyona vardıklarında Erkan Can'ın oynadığı otelci irfan ve diğer otel sakinlerini, Masumiyet filmini(Derya Alabora ve Haluk Bilginer'in sesleri duyulur) izlerken buluruz.
Zeki Demirkubuz'un klasik cameo görüntülerinden birisine filmde gene rastlarız. ilk filmde (Masumiyet) otelde televizyon izleyen adam olarak görünen Demirkubuz, bu filmde de Pavyon sahibi adam olarak görünmüştür.
--spoiler--
zeki demirkubuz'un yönetmenliğini yapmış olduğu bir filmdir. masumiyet ilk filmdir. ancak kader masumiyet'in öncesini anlatır. kader'de erkan can'ın televizyon izlediği sahnede masumiyet filminin repliklerini duyarız. türk sinemasının en ayakta alkışlanası yapıtlarındandır. vildan atasever'in oyunculuğu da izlenmeye değerdir. çekim hileleri yapılmamış, duru, çok doğal bir filmdir.
fitili ateşlenmiş bir dinamit gibidir kader. ister fitili keser ve dinamitin patmasına izin vermezsin, istersen de fitili kesmez dinamitin patlamasını izlersin. karar tamamen bizim özgür irademize bağlıdır. kader; bu iki arasındaki çizgi gibidir.
Tüm boyutları olduğu gibi zaman boyutunu da kağıda çizilmiş sayı doğrusunu gördüğümüz gibi öncesiyle ve sonrasıyla görebilen tanrının insanların yaşamlarında karşılaşacakları olayları ve kişileri kusursuz bir şekilde yönetmesidir. Yani biz sadece içinde bulunduğumuz anı yaşayabilirken "Allah, zamandan ve mekandan münezzehtir." kaidesinin ispatıdır. Küçük bir örnek verecek olursak: Hz. Musa ve kavmi yolculuk ederken su istediklerinde; Allah Hz. Musa'ya asasını kayaya vurmasını emreder. Peygamber denileni yapıca kayadan su fışkırır. O su kaynağı oraya dünya zamanıyla o anda gelmemiş, bir dizi jeolojik evreden geçerek oluşmuştu. Bu olayın kader kısmı ise Allah'ın bu durumu önceden bilmesi ve o noktada bir su kaynağı hazırlamasıdır.
ne diyalektik anlayışa göre ne de pozitivist yaklaşımlara göre mantıksız olması ihtimali olmayan yaklaşımdır. kader bir trenin raylarda hareket etmesi gibidir, yani menzili bellidir. bu trene binenler menziline varmak için zorunlu olarak bazı duraklardan geçmek durumundadırlar, istemeselerde. ancak bu yolun yolcuları seyahat esnasında vagon değiştirebilir ya da koltuklarını değiştirebilir ancak menzili değiştiremezler.
yani insana verilen cüzi irade kavramı bu noktada karşımıza çıkar, insan yaşadığı her hadiseden tamamiyle bağımsız ve sorumsuz değildir. seçimlerinin hayatının rotası üzerindeki etkisi mutlaktır yani değiştirdiği koltuklar ve vagonların etkisi. ancak menzil değişmez ve herşey aslına döner, allah'ın takdir ettiği asıl olana. kaderin somut biçimdeki ana fikri budur ancak kesin olarak herkes için aynı çıkarımlar yapılamaz, kader konusu aşırı derecede münferittir ve ilm-i muhit olduğundan hadiselere kesin hüküm bina edilemez.
ayrıca kader olgusunun sosyo- psikolojik alanda olumlu etkileri de vardır ve hayatın kendisine bakıldığında çok somut örneklerle hatta ve hatta göze sokacak kadar bariz örneklerle kader olgusunun doğruluğu ispatlanmış olacaktır.
Kader denilen dayatmanın, insanların kendilerini sorgulamaması ve ellerindekilerle yetinmelerini sağlamak için, uydurulmuş bir kavram olduğunu düşünüyorum.
var mı yok mu asla bilinemeyecek olandır. kendi adıma bu aralar çok fazla inanıyorum veya inanmak istiyorum. belki de böylesi insanın daha çok işine geliyordur. olacağı varsa olur mantığıyla bir şeylere yaklaşıp fazla çaba göstermemek. son olarak eskilerden kader diye güzel de bir şarkı vardı. * http://fizy.com/#s/1ajaxe
en güzeli dünüm bugünüm yarınım diye dillendirildiğinde anlam kazanandır. kederim ile kaderimin yolu birleşeli çok oldu. şu günlerde de ağzımdan sadece bunlar dökülür oldu..