Büyük şairdir ama zamanından Erbakan Hocaya ayıp ettiler kendisi hala da sözünden dönmedi herhalde ismet Özel Refah Partisi yazarak konuşmanın tamamını bulabilirsiniz aşağıya bir kısmını ekliyorum
'NECMETTiN ERBAKAN NAZi ARTIKLARI
TARAFINDAN SiYASETE SOKULMUŞ BiR ADAM
12 Eylül 1980 darbesinden sonra "Millî Selâmet
Partisi" eski ismine dönemedi, "Refah Partisi" oldu. Nereden çıkıyor refah? Ben onlara -o zaman Milli Gazete yazarıydım-"Bir amblem yapmışsınız bir hilâl var, bir başak var. Başak diyorsunuz bereketi temsil ediyor, hilâl de istiklâli temsil ediyor, neden Bereket Partisi değilsiniz ya da istiklâl Partisi değilsiniz?" diyordum. Verecekleri bir cevap yoktu. Çünkü Necmettin Erbakan Nazi artıkları tarafından Türkiye`de siyasete sokulmuş bir adam olduğu için, Refah Partisi'nin adı Almancaydı, "Reich". Hepinizin bildiği, Filistin'de de "Refah Kampı" var değil mi? Bunların hepsi Nazi artıklarının numaralarıdır. Yani bilinecek çok şey var. Bildiğimiz şeylerin hemen hepsi başka bir versiyona sahip.
şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
"Ben ismet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
Sözlerim var köprüleri geçirmez
kimseyi ateşten korumaz kelimelerim
kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına
uçtum ama uçuşum
radarlarla izlendi
gayret ettim ve sövdüm
bu da geçti polis kayıtlarına..."
Kendisine sağlıklı nice seneler dilediğim büyük şair.
politik ve ideolojik anlamda zikzaklarla dolu bir hayatı ve belki de bir miktar karışık bir zihni olsa da, cumhuriyet tarihinin en iyi şairlerinden birisi olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
insan
eşref-i mahlûkattır derdi babam
bu sözün sözler içinde bir yeri vardı
ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman
bu söz asıl anlamını kavradı
geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından
geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı
kararmış rakamların yarıklarından sızarak
bu söz yüreğime kadar alçaldı
damar kesildi, kandır akacak
ama kan kesilince damardan sıcak
sımsıcak kelimeler boşandı
aşk için karnıma ve göğsüme
ölüm için yüreğime sürdüğüm eczâ uçtu birden
aşk ve ölüm bana yeniden
su ve ateş ve toprak
yeniden yorumlandı.
Bu coğrafya insanı putçu düzenle beraber nasıl bir kirliliğe batmışsa Mütedeyyin davanın büyük dehaları bile ırkçılık denen rezillikten minimum dozda nasibini almış oluyor. ismet özel, Necip Fazıl, Kadir Mısıroğlu gibi isimler bunlardan sadece birkaçı. Küfürle savaşırken bize öncülük edenlerde küçük de olsa bu gibi lekeler görmek insanı yaralıyor.