yerli hocalar, bazı istisnalar hariç yabancı hocalara nazaran daha ciğerlidir. evet belki bazıları teknik taktik kapasite olarak yabancılarla aynı seviyede olmayabilirler bu kabul edilebilir bir durum, lakin futbolda herşey maddi bedensel ve zihinsel değildir. tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi. ruh, kalp, aşk ve çaba da en az diğer saydığım unsurlar kadar değerli. buradaki önemli kriter şu: yabancı hocalara tanınan tüm imkanlar, verilen kredi, gösterilen hoşgörü ve telorans yerli hocalara ne kadar sunulup sağlanıyor? işte Türkiye'de bunun eşit olduğunu düşünmüyorum. ayrıca bir de şu faktör var, yerli hocalar tüm basının önünde hiçbir zaman kolay kolay kalkıp yönetimi eleştirmez. son yaşanan José Mourinho örneğinde olduğu gibi. bu gayri ahlaki bir durumdur. kol kırılır yen içinde kalır. herşey kapalı kapılar ardında gerçekleşir. verilen sözler yerine getirilmese, hatta haksızlık bile yaşasalar bunu pek dillendirmezler. veyahutta illaki açıklama yapılacaksa herşey adabına uygun bir üslupta konuşulur. ama bakıyorsun bazı yabancılarda bunu göremiyorsun. teknik adam tüm dünyanın kabul ettiği büyük başarılara imza atan biri ama bizimkiler ile aynı ahlaka sahip değil. en iyi teknik adam da olsan haddini bilmedin mi sana bunu bildirirler, kim olursan ol. neticede yönetim patrondur, futbolcular ve teknik heyet yada taraftar değil. ha, taraftar etkili mi? evet. Türkiye'de taraftar faktörü çok etkin ve önemlidir. tercih olarak tüm yerli ve yabancılar göz önüne alındığında teknik adamın ahlaki duruşu burada herşeyden fazla önem kazanıyor haliyle. fakat olaylar yaşanınca bu anlaşılıyor maalesef..
ismail Kartal hocaya gelince: gayet başarılı iyi ve düzgün bir teknik adam bence. öyle olmasa Spartak Moskova'dan davet almaz. ayrıca kendisine Fenerbahçe'den de herhangi bir teklif gelmemiş. evet..