ingilizce essay ödevini yapamayan bir arkadasa yardım etmek adına seçilmiş konudur kendileri. "kinds of suicide" başlığı altında paragraflarda tek tek ölüm çeşitlerini psikopatça açıklamışlığım da vardır ve arkadaş yazıyı okumadan hocaya teslim etmiştir ki essayin tahtaya yansıtılmasıyla sınıf kopmuştur. **
bazen tek çözüm olduğunu bilmektir.
hiçbir mucizenin değiştiremeyeceği katı gerçeklerden kaçmanın tek yolu.
savaşmaktan yorulmuş, yenilmiş ama son gücünü tükettiğinin farkına varmıştır insan.. ve elinde kalan silahın son kurşununu hayatın hangi puştluğuna sıksa sıyırıp geçmekten başkaca bişey yapamayacığının fakındadır belli ki. ama işte o son kurşunu kendine sıkarsa ıskalama şansı pek yoktur.
bırakmak istememiştir yaşamı aslında. bırakmazdı bunca ağır olmasaydı yükü.
taşıyabilseydi ellerini parçalamasına rağmen taşırdı o ağır yükleri. ama olmazdı belki de ya da olurdu..
ne çok acıyı papatya gibi toplayıp iliştirmişti saçlarına güzel olduğunu zannedip.. ne çok kahraman olmuştu birilerini sıkıntıdan kurtarırken ve ne çok güçlü sanılırdı acılarla bir çocuk gibi oyunlar oynadığında.
ama şimdi son umudun arkasından bakakaldığı yerde, bir yol ağzında, bir uçurum kenarında veya bir silahın ucunda, işte şimdi bir kahramana hiç benzemiyordur..
karanlıkta en ufak bir heyecan duymadan film seyrederken filmi yarıda bırakıp cıkmak istemektir, flmin sonunu görmeden hatta hic merak etmeden salla gitsin demektir,aynı tas aynı hamam ne olcak ki demektir cesaret edip ayaga kalkıp karanlıkta salondan cıkmak istediğimdir,gecmise bakıp ozledigim guzel anılarım varsa gelecege bakıp karanlıkta yanan tek bir mum bile goremiyorsam o zaman neden devam edeyim diye dusunuyorum oyleyse, the end.
bazen hiçbir çıkış bulamayan, boğazına kadar boka batmış hayatların doğal olarak tercih ettiği tek çözümdür.
ve ayrıca insanların 'cehenneme gidecek mınakoduğum boku bokuna öldü hayat güzel şey yaşamak gerek herşeye sabretmeli' diyerek geçiştirdiği ve çıkışsız kalanlara destek olmak yerine onları sadece cehenneme layık görerek ödüllendirdiği eylemdir.
bir adam düşünün. bir ailesi vardı, yıllarca sevdiği eşi ve iki çocuğu. mutlu bir hayat sürüp gitmekteydi. yıllar geçti ve o çocuklar eşek kadar oldular, teker teker kendi hayatlarını kurmak üzere sıyrılıverdiler evden ve aileden. eşi de kendisini bırakarak veda etti bu hayata. hayatta tat aldığı şeyler, yetiştirdiği onca çiçekler solup düştüler toprağa ve tek kaldı. pardon, tek ve yalnız bile kalamadı. ona eşlik eden kredi borçları vesaireler de yanına kaldı. ve bunların ağırlığı üstüne bindikçe çözümsüz kaldı, daha da dibe çöktü. çocukları ise kendi hayatlarını kurdular ve unuttular onu. hayatın pisliği üzerine binmiş halde yapayalnız kaldı yani.
bunları kimsenin yaşamasını istemem. ve ayrıca çocukların yaptığına da birşey diyemem. zira çocuklarını sırf altmışından sonra kendisine bakma aracı olarak görenleri de sevmem. herkesin kendi hayatı vardır ve insanlar yaptıkları tercihler sonucu bu hayatı oluşturur, seçimleriyle yaşar, ve sonunda ölür. bu noktada kimin ne yaptığı sadece onu ilgilendirir ve tepki gösterilmesi de sevilmesi de gereksizdir. çünkü birşey değiştirmemektedir.
şimdi böyle bir insana, o halden anlamadan sadece cehennemlik bir günahkar olarak bakmak ne kadar doğrudur? iyi-kötü, orta halli bir yaşam süren birisinin böyle birisine acımadan böyle hitap etmesine ve böyle görmesine birşey diyemem. çünkü bazı şeyler vardır, yıllarca yazsan da, her saniyesini anlatsan da anlatılamaz ve yaşanır. bunları bilemeyenler ise yapılanları ardından sadece hata olarak yaşatır.
böyle bir durumda örneğin, yapılacak ne vardır? hayatı boyunca yapmak istediklerini kurmuş fakat tamamlayamamış birisi, üstüne bir de hayattan alabildiğine kazık yemiş birisi için ne seçenek vardır? bir hayata başlamak için çok geçtir. bir çıkış kapısı mı? kapı aralığından sızacak en ufak ışık beklenmiştir zaten bu noktaya gelene kadar. kandırmayalım kendimizi bu hayat sır kapısı mucizeleriyle yürümüyor. tesadüfler ve insanların seçimlerinin kesişmesi sonucunda belki milyonda bir kişi kurtulabiliyor evet ama, o milyon hiçbir zaman gelmiyor.
hayata dair yapacak hiçbir şey kalmadığında, hayat yiyip içip, hatta yiyemeyip içemeyip sıçmaktan ibaret olduğunda yapılacak başka birşey yoktur. güzel bir hayat ve güzel bir sonun planladığı kişi yoktur. hayaller çoktan verilmiştir toprağa. hayat sadece basit beş harften ibarettir artık, doldurduğu bir anlam yoktur.
şimdi diyeceksiniz biliyorum, ne olursa olsun sabredilmeli, cana kıyılmamalı, ecel beklenmeli. zaten intihar edenler (anlık sinirini kontrol etme gücüne sahip olmayanlar hariç) sonuna kadar denemiştir şansını. sonuna kadar sürdürmek istemiştir hayatını. hani bir şeye cesaret edilecekken hep kötü olasılık düşünülür ve harekete geçilmez ya 'ya şimdi olursa' diye, işte öyle beklenmiştir zaten en ufak çıkışlar. oradan dışarı adım atmak, hayata kavuşmak için zaten beklenmiş ve dayanılmıştır. ve artık güç tükendiğinde, ne ile dayanılacaktır bu hayata? ne ile tutunalacaktır bu dünyaya?
intihar etmek sadece aptallık olarak düşünülür, sadece güçsüzlerin yaptığı, hiçbir şey denenmeden başvurulmuş bir çaresizlik olarak görülür. evet öyleleri de vardır fakat intihar etmek ne korkaklıktır, ne de sonuna kadar denenmeden, bir kurtuluş beklenmeden yürünen yoldur. intihar etmek hayatın içinde hiçbir noktada kendine ait bir yeri kalmamış, en ufak hayalini bile kaybetmişlerin son tepkisidir. daha fazla geç kalmadan, daha fazla erimeden, daha çok tükenmeden... hayata kendine ait son bir iz bırakabilmektir, bir mesajdır.
bu mesajı göremeyenler ise sadece 'cehenneme gidecek la siktir et geberdi gitti' derler, intihar eden kişi dostları bile olsa. sebeplerini düşünmez ve yazık etti derler. burada bahsedilen ergenlik döneminde ona buna çatıp da başvurulan umutsuzluk triplerinin sonu olan intihar değildir. hayatın önüne koyduğu tüm boklara tepkidir, karşı çıkıştır, itirazdır ve haktır.
bunu yapmak için dinsiz olmak gerekmez, bunu yapmak için güçsüz olmak gerekmez, bunu yapmak için kendinde allah' tan çok güç varmış sanmak gerekmez. bunlar intihar edenleri tabir etmek için kullanılan şeyler olduğu için bunları söyledim. intihar etmek ilahi adalete bir an önce ulaşmak için yapılandır. intihar etmek bu dünyada beşeri adaletin olmadığı gerçeğinin kabul edilmesinin ardından artık yapılanların ve ruhun karşılığının alınmak istenmesinin bir sonucudur.
hayatını doğruluk ve dürüstlük ile geçirirken kendi hayatına hiç düşünmeden darbe vuranların yaptığı şerefsizlikler, hırsızlıklar, umursamazlıklar, hayvanlıklar görüldükçe yaklaşılır ilahi adaletin olduğuna inanmaya. böylece de ulaşılır sonunda o 'cehennemlik' sona.
velhasıl, intihar etmek bir acziyet değildir, güçsüzlük ile adaletin tamamen varlığına inanmadan yapılan birşey değildir. intihar etmek cesaret gerektiren birşeydir. sonuna kadar umudu bekleyip bulamayanların başvuracağı son çıkış, son tepki, son imzadır intihar etmek. hayatta herşeyinin yok olduğunu görenlerin hayatın ortasına son bir imza çakma isteğidir intihar.
çünkü artık bir varlığı yoktur insanın, yokluğundan başka. onunla kalır ve yokluğuyla bir olduğunda, çeker kendisini bu hayattan kendi elleriyle, başka ellerin uzanmadığını gördükçe. intihar edenleri aşağılamak yerine, anlamaya çalışsaydık, yaşamak daha güzel birşey, dünya daha güzel bir yer olacaktı belki. ama ne gerek var değil mi? bencilce davranarak herkesi 'cehennemlik' olarak tabir etmek, aşağılamak, ardından küfretmektir yapılması gereken, insanca olan değil mi? evet dostlar. evet. bence de; evet.
Baştan söylüyorum , intiharı kötülemek , sizi şirin ve sahte sözlerle hayata geri döndürmek için yazılan bir yazı değildir .
intihar etmek , kimine göre çözüm , kimine göre kurtuluş , kimine göre huzura ermek , kimine göre kamaşın başını sıkıca tutmak . Bunlara değinmeden , intihar etmek isteyenlere tavsiyelerde bulunacağım . Biz yazarların işi , olaya farklı açılardan bakmak . Hadi bakalım , görelim neymiş , ne değilmiş .
Olaya sondan bakalım . Sondan derken , intihar edeceksiniz ve başarılı olursanız öleceksiniz , ölüm , ölümden bakalım .
Ölüm konusunda en önemli şey , dininizdir . Sonuçta ölüm , başlı başına pek bir şey ifade etmez (eder de , bu konuda etmez) . Dini görüşünüz , ölümden sonra ne beklediğinizi açıkça ortaya koyar . Dinî açıdan bakalım .
-islâm
intihar , islâm'da çok büyük günahtır ve Cehennem'e bilettir , bu yüzden bir beklentiniz olmasın . Yani siz ne derseniz deyin , isterseniz kız kardeşinize tecavüz edilsin , kötü yola düşsün , isterseniz boğazınıza kadar boka-borca batın , isterseniz taşaklarınızdan elektrik verilsin , ne olursa olsun , kesinlikle ve kesinlikle canınıza kıyamazsınız , Allah'tan umudu kesemezsiniz . O yüzden hiç hurilerle yiyişmeyi , bal çeşmelerinden bal içmeyi , lisede düdüklemek istediğiniz kızı düdüklemeyi vs. düşünüyorsanız , alacağınız şey kamaş olur . Eğer başarılı olup , kendinizi öldürebilirseniz , Cehennem'e gideceksiniz ve iltihap içeceksiniz , kendi kanınızda kaynayacaksınız , Prometheus'un çektiği acının sonsuz katını çekeceksiniz , o yüzden mallaşmayın , intihar etmeden önce bu hayatta çektiğiniz acıların sonsuz katını , öldükten sonra gideceğiniz yerde de çekeceğinizi unutmayın .
-Ateizm
Ateizmde ne Cennet , ne de Cehennem inancı olduğu için rahatsınız . Öleceksiniz başarabilirseniz , olmazsa da dikkat çekersiniz , toplum ilgi gösterir size falan . Ama ölürseniz , enerji olacaksınız , uzayda dolaşacaksınız vs. , güzel olaylar var ateizmde . Ama gözünüzü sorgu odasında açtıktan sonra "Hasiktir." demek istemiyorsanız , din konusunu , din konusundan ziyade intihar konusunu bir daha düşünün derim . Toprak olup , solucanlara yem olacağıma , üzerime kanalizasyon döküleceğine , hayatta kalıp acı çekmeyi yeğlerim ben şahsen .
Mâdem ileriden başladık , aynen öyle devam edelim . Ölüm önceki an , yani intihar anı . Nasıl intihar edeceksiniz ? Psikolojik olarak nasıl hazırlanacaksınız ? intihar yöntemleri nelerdir ? Bunları ele alalım .
Neden intihar edeceğim ?
Genellikle intiharlar , bıkkınlıktan gerçekleştirilir . Yani şöyle ki , artık hayattan bıkarsınız , size bir şey vermez , zevk almazsınız , intihar edersiniz . Bıkkınlık , ikiye ayrılır . Biri sıkıntı , diğeri sikinti . Yani şöyle ki , isveç'te , elin adamı en geç 25 yaşında hem cinsel ilişkiye girmiş , hem en lüks spor arabaya binmiş , hem Aryan hatunları götürmüş , hem de kafanın her türlüsünü yaşadığı için , yapacak bir şey bulamıyor ve öbür tarafa gitmek istiyor . Sikinti ise , adı üstünde , sikilmekten geliyor . insan artık hayatta sikilmekten , borca girmekten , çalışmaktan , umutsuzluktan bıkıyor ve intihar ediyor . isveç olayı ilginç tabi , millet nelerden intihar ediyor , sizinki dert bile değil görün . Aryan düdüklemekten bıkanlar var , evet , var !
Nerede intihar edeceğim ?
Çok önemli bir konu , hatta en önemli konu . Çünkü seçtiğiniz yere göre , nasıl intihar edeceğiniz , intihardan sonraki hâliniz , her şey değişiyor . Eğer kararlıysanız (veya değilseniz) , kendinize âit bir yer olmasını tavsiye ederim . Eviniz , ağaç eviniz , gökdelendeki suitiniz , nere olursa olsun , sizin olmasına özen gösterir . Eğer bir yeriniz yoksa , ya intihar etmeyin ya da dışarıda edin . Unutmayın , intihar ediyorsunuz çünkü hayat sizi tahrip etti , siz de bundan kurtulmak isterken başkalarını beyin parçalarını temizlemek zorunda bırakıp , tahrip etmeyin .
Eviniz olursa en iyisi olur . intihar etseniz de , etmeseniz de , ne bok yerseniz yiyin , kendiniz yapacağınız için her şeyi , tek bir sorun bile olmayacaktır böyle bir durumda . Misafirlikte düşünüyorsanız bunu yapmayı , yapın , bu kadar hayvansanız , düşüncesizseniz , yapın .
Arkadaşınızın evinde yapmayı düşünüyorsanız , son bir kez daha düşünün . Sizinle iyi-kötü birlikte olmuş bir kişiye , bu azabı vermeyin . Sonuçta siz olduktan sonra bile onun evinde intihar etmenizden dolayı , ona büyük bir yük vereceksiniz , belki kaldıramayacak , peşinizden "hayatımı siktin lan orospu çocuğu." demeye gelecektir .
Nasıl intihar edeceğim ?
Geldik esâs kısma . Nasıl intihar edeceksiniz ? Aklınızdakiler neler ? Siz yorulmayın , ben hepsini düşündüm .
1)Kesici Aletler
Bana sorarsanız , tam bir saçmalık . Acı çekmemek için yapıyorsunuz bu işi , o yüzden bileğiniz kesmeyi vs. düşünmeyin , sizi temin ediyorum yapamazsınız . Bilek kesmek zor bir iştir , yapabilirseniz neşterle yapabilirseniz , onu da doktor değilseniz bulamazsınız . Diğer aletler , bıçak , jilet , çakı vs. ise , sizin işinize yaramaz . intihar edecek kadar ezik ve zayıf karakterliyseniz , o kesici aletlerin herhangi biriyle bileğinizi (iki bileğiniz var , biriyle bitmiyor iş , unutmayın) bastırarak , derinden kesemezsiniz . Çoğu intihar vakaları böyle oluyor zaten , yüzeysel bir şekilde bilek (bilek değil , bilek derisi) kesiliyor , iki damla kan akıyor , gerizekalı intihar eden kişi de korkudan bayılıyor , sağa sola alay konusu oluyor . Bilek kesmenin inceliği şudur . Elinize bulabildiğiniz en keskin aleti alırsınız (ki normal kaynaklarla bulunabilen en keskin alet jilettir) , bileğinizi yatay değil , dikey şekilde kesersiniz . Ama öyle hafifçe değil , başta jileti sokarsınız bileğe , yeter derinlikte olduğunu anladığınız zaman , yukarı doğru kesersiniz . Böylece kanın pıhtılaşmasını engellersiniz zira dikey kesilen damarda olan kanama , tıbbi müdahale olmadan durdurulamaz .
2)Ateşli Silahlar
Mantıklıdır , bir o kadar da risklidir . Şöyle olacak ki , tabanca ile intihar eden birçok kişi , başarısız olur , işin kötü yanı , ağzınız , çeneniz , suratınız , gözünüz , beyniniz dağıldığı için , intihardan sonraki hayatı bir ucube veya engelli olarak yaşayabilirsiniz . Benim size önerim , ateşli silahlar kapsamına alabileceğimiz patlayıcılardır . Herhangi bir şekilde , bir yerden patlayıcı temin edebilirseniz veya üretebilirseniz , kendinizi o şekilde öldürün , ama buradaki önemli nokta , kimseye zarar vermemek . Yani kendimi öldüreyim derken , gidip başka bir insanı öldürmeyin .
Bunların haricinde , Kurt Cobain'in başarılı şekilde uyguladığı tüfek vardır . Pompalı olmak zorunda değildir , AK-47 de olabilir , zira kafasına 7.62 mm girdikten sonra canlı kalabilen bir canlı görmüş değilim . Bunun kötü yanı ise , intihardan sonra etrafın çok kötü bir hâlde olacağıdır . Sizi ilk bulacak kişi , polis olmayacağına göre (yüksek ihtimal) , bir sevdiğiniz olacak , o da sizi papatya gibi açılmış gördükten sonra , iyi bir hayata sahip ol(a)mayacaktır .
3)ilaç
En gereksiz , saçma ve riskli intihar yöntemidir bu . 2-3 kutu hapı yutun , daha sonra mideniz onu kaldırmayacaktır ve kusacaksınızdır . Şanslıysanız , uyandığınızda kusmuk içinde , intihar notunuzu (yazdıysanız) göreceksiniz ve kendinizden utanacaksınız . Şanssızsanız , kusmuk içinde baygınken , hastanede uyanacaksınız , insanlar size yaşlı gözlerle bakacak . Katıksız bir mal olduğunuzu göreceksiniz . Bunun yanında , ilaç demek saçma olur , kimyasal denebilir , siyanür , en güzel yöntemdir . Adolf Hitler de siyanürle (tabanca da var) intihar etmiştir . Siyanür hapı ağza alınır , kırılır , sıvı ağzınıza değdikten en fazla 3 saniye sonra ölmüş olursunuz .
4)Uyuşturucu (Altın vuruş)
En rahat , acısız ve işin garip yanı , en ama en güzel intihar yöntemidir . Yani düşünün , kafanızın güzelliğinden hayatınızı kaybediyorsunuz . Size önereceğim uyuşturucu eroin olacaktır . Damardan kimyasalı bastığınız için , bir yerden sonra oturduğunuz götünüzü bile hissetmeyeceksiniz , o an en büyük acı , iğneyi damara sokarken hissettiğiniz acı olacak . Bunun riskli tarafı ise , uyuşturucuyu ilk kez kullanıyorsanız , bir veya iki salvodan sonra , kafanızın iyiliğinden , kendi pipinizle oynama olasılığınızın yüksek olması . Yani şöyle ki , bir basarsınız , dünya çok güzel , iki basarsınız , aaa uçuyorum , üçü basamadan düşersiniz . Overdose kıvamına gelemeden , bayılır kalırsınız , polis falan gelirse de hayatınızın geri kalanını içeride geçirirsiniz . Bunun yanında , erken bulurlarsa sizi , adrenalin iğnesi yaparak hayata döndürebilirler .
5)Araçları kullanarak ölmek (Tren , araba)
Gelmiş geçmiş en aptal yöntemdir . Ayrıca bunun öbür tarafı var , etik yönü var . Kendinizi öldürüyorsunuz (düşük ihtimal) , ya sizi öldüren kişi ? Atladığınız arabanın içinde çocuklar varsa ? Hamile kadın varsa ? Bunların hepsini düşünmeniz gerekir , kendinizi öldürüyorsunuz , siktirin gidin , sikimde bile değil , ama başkasının hayatını mahvedemezsiniz . Bunun yanında , tren konusunu bilemeyeceğim , ikiye bölündükten sonra ölürsünüz yüksek ihtimal de , araba konusunda o kadar kesin konuşamam . Araba size çarpar , çok büyük hasar yapmaz , bununla da yetinmez , sizi hastaneye götürürse , engelli veya sakat olarak , hayatınızı daha da kötüleştirirsiniz .
6)Doğa
Çok basit , en garanti yöntem . Yakalanma riski neredeyse sıfır . Tek önemli nokta , kendiniz yapmanız . Şöyle ki ; kendi imkanlarınızla bir uçuruma gidiyorsunuz . Aşağı bakıyorsunuz ve atlıyorsunuz . Kayalara 180 km/h hızla düşüp , ölmeyecek insan tanımıyorum ben , siz tanıyorsanız , tanıştırın .
Bu liste uzatılabilir . Ama hiçbir intihar yöntemi , Azrail gelip götünüze orağı soktuğunda hissedeceğiniz acı ve korku kadar büyük olmayacaktır . O yüzden çok ama çok iyi düşünün . Ahmet Çakar'la dönüşü olmayan bir yola girmeye benzemez , sıçarsınız altınıza .
intihar notu
Olmazsa olmazdır değil mi intihar notları ? Yazılır , yatağın üzerine , masaya , cebe , göte vs. konulur . Aslında hepsi amaçsızdır , çünkü siz öldükten sonra neden öldüğünüz pek önemsenmez eğer ajan veya devlet görevlisi değilseniz .
Araştırmalarım sırasında rastladığım yaşanmış bir olay; 17 yaşındaki bir kız, bir kutu hap yutarak intihar ediyor. Nedeni bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren arkasında bıraktığı intihar notu, hatta notun akıllara zarar son satırı. Satırda "I am finished with your shit."(Saçmalıklarınızdan bıktım artık) yazıyor aslında , ama kız o kadar özensiz yazmış ki ailesi bunu "I am famished for more shit."(Daha fazla boka açım.) olarak okuyor. Bunun üzerine ailesi kızı koprofilik (insan bokundan cinsel haz alma) sanıyor . Gazetelerde intihar sebebi olarak bu geçince işler iyice boka sarıyor .Gariban hatunun hayatındaki son aktivitesi tüm hayatını gölgelemiş , öldükten sonra okulunda arkadaşlarının alay konusu olmuş .
Yani sözüm o ki , kendinizi rahatlacaksa , intihar etmeden önce sizi rahatlatacaksa , yazın bir intihar notu . Ama hiçbir boka yaramayacak olduğunu da unutmayın .
Ne zaman yapmalıyım ?
Buna karar vermek , size kalmış . Ama öfke veya büyük bir üzüntüyle yapmamanız , zira bileğinize jileti çaktıktan sonra , kendinizi kanlar içinde görüp "Böhühühü , naaptım lan ben?" demek istemiyorsanız , sakin kafayla düşünün , sakin kafayla karar verin . Sakin kafayla düşünün ki , her şeyi düşünebilesiniz . Yani şöyle ki ;
-Hiç seks yaptım mı ?
-Hayatımda sağlam dövüştüm mü ?
-En nefret ettiğim kişiden hıncımı aldım mı ?
-Sevdiğim kişiye onu sevdiğimi söyledim mi ?
-En büyük hayâlimi gerçekleştirdim mi ?
...gibi soruları düşünün . Bunları yapmadan da öldürmeyin derim kendinizi , belki fikriniz değişebilir . Amacım kesinlikle ve kesinlikle sizi hayata bağlamak veya intihar etmenize engel olmak değil , tek amacım , bilinçli bir intihar .
Eğer aşk yüzünden intihar ediyorsanız (ki edin derim bu kadar malsanız) , sonuna kadar gidin . Yaparım , olursa olur , olmazsa intihar ederim deyin kendi kendinize . Yoksa şehir efsanelerindeki olaylar gibi , siz yerde kanlar içinde yatarken , telefonunuza "Aslında düşündüm de , ben de seni seviyorum galiba * " gibi bir mesaj gelmesin . Öbür taraftan görüp , kendinizi sikersiniz .
Son olarak , şunları söylemek isterim . Bir gün intihar edecekseniz "Caucasus'un böyle bir yazısı vardı , onu bir arayayım." demeyin , muhtemelen ölürsünüz . Yani şöyle ki ; hiçbir şekilde size engel olmam , sadece bu yazıdakileri hatırlatırım , gerisi size kalmış . Hayat sizin hayatınız , yaşayın , yaşamayın , zerre kadar s.kimde değil .
tanıdığım bir apartman görevlisi, biriken borçları nedeniyle, yardım elini uzatan kardeşine de karşı koyarak, çalıştığı binanın en üst katından aşağı atladı. borcu vardı, ama bir ailesi de vardı. bilmiyorum, belki de "ailemin yüzüne nasıl bakarım?" diye düşünüp öldürdü kendini.
yaşasaydı ailesi belki sadece maddi sıkıntı çekecekti. şimdiyse maddi sıkıntıya bir de kocanın ve babanın yokluğu eklendi.
