insan

entry1484 galeri109 ses1
    277.
  1. aklını, empati yeteneğini kullanmadığı zaman çok tehlikeli olabilen varlık.
    1 ...
  2. 276.
  3. insan , sıfatıyla yaşayan ama insanlık sıfatının farkında olmadan , nefes alarak yaşayıp ve aklı erene kadar da öylede ölen , insan türü desek daha doğru olur onlar için *
    0 ...
  4. 275.
  5. yer'i paylaştığı tek insansı türü gorille arasındaki kapanmaz denen 11 puanlık avantajı kaybetmiş vicdansız primat.
    0 ...
  6. 274.
  7. 273.
  8. ne elbiseler gördüm içinde insan yok,nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok...

    (bkz: Mevlana celaleddin rumi)
    1 ...
  9. 272.
  10. sıfatını doğmuş olmakla değil ,varoluşu ve duruşu ile kazanabilen varlık .

    (bkz: sen insan değilsin)
    0 ...
  11. 271.
  12. esasında ("esasında" kelimesiyle cümleye başlamayı pek sevmesem de ne bileyim, kolay geldi. böyle bir şeyi yeni farkedermiş, tespit yaparmış gibi aşağılık hileler vardır ya, onun gibi. hani suratıma vuracaksan mesaj atıp, ne bileyim... vur sorun değil.) bu yazıyı yazacak başlık aradım.

    aramadım desem yalan olur. (ters anlamlı, "yalan olur"'lu ikileme yapmak, yazıyı dolgun göstermek? yapma ya?)

    ama ayrı başlık biraz garip geldi.

    yani ne bileyim, düşünürsen her olguyu "insan"da bağlayabiliyorsun ve saat sabah altı.)

    büyük ikilem.

    bazen bir gezegenin kağıt üzerindeki sahibi olduğumuz için gerçekten de süper bir varlık olduğuna inanıyorum insanın. özgür irade denilen hadise var. mükemmeliz. çevreyi kendimize göre ayarlıyoruz. yıllardır bok gibi orda duran boyaları dökülmüş küçük sehpayı kaldırıp bilgisayar masasının arkasındaki boşluğa koyuyoruz, üzerine de perdeyi çekiyoruz. iğrenç duruyor çünkü. o eskiden beri ordaydı, ama o gün bize batıyor.

    seçim yapıyoruz (buna az sonra geniş olarak değinebilirim), "hayır" diyoruz, "evet" diyoruz, biz bakan kıza gülümsüyoruz, bazen hiç yüz vermiyoruz. kavga ediyoruz, sert şeyler söylüyoruz karşımızdaki adama, ya da etmiyoruz, yürüyüp gidiyoruz.

    birsürü şeyi yapmamayı ya da yapmayı kararlaştırıyoruz.

    bazen de bakıyorum,

    bi sikime yaramıyoruz.

    doğanın birkaç bin yılda geliştirdiği büyükçe bir beynimiz var, onu kullanıyoruz sadece. egomuz var, siyah, kabarık kar montu gibi.

    onu üstümüze giyiyoruz, kalınlaştıkça daha güvende hissediyoruz kendimizi, hastalıklı, bok rengi bir koza örüyoruz.

    çok özel olduğumuzu düşünüyoruz, kendi içinde mantıklı da, kendimizi özel buluyoruz. kolumuz kesildiğinde acıyor, suratımıza esaslı bir yumruk yediğimizde burnumuz kırılıyor, bunların hepsiyle ve başımıza diğer şeylerin sonuçlarıyla biz uğraşıyoruz, bu bize özel, başetme hadisesi. sadece kendimiz özel oluyoruz çünkü, bir şekilde çözmeliyiz.

    ama pek dışardan sana bakınca ne görüyor sokaktaki kadın?

    "hm, adam."

    eğer azıcık ilgisini çektiysen;

    "hm, adam. düşünceli görünüyor"

    "yanından geçtiği süre içerisinde açılan sana ait 4 saniyelik zaman tünelinde ne bekliyorsun mal?" diye soruyorsun. haklısın da.

    özel filan değilsin yani.

    ("you have to give up. you have to realize that someday you will die, until you know that you are useless." -this is your life - fight club soundtrack.- öyle bir oturdu ki buraya ses geldi. acı gerçek. ego şok.)

    ama iyi tarafından bakıyorsun,

    o da değil.

    öğretilmişi yaşarken ne kadar özel olmayı umut ediyorsun ki, fazla iyimser.

    belirli bir sınıra kadar da sıradan olarak kalmaya devam edecek/sin(iz). karşındakine bir şeyler verip karşılığında ondan bir şeyler alma süreci bir sınırı geçene kadar yani.

    ironi.

    mesela biri giriyor hayatına, özel olma sürecinde daha önceden tek başına gittiğin yerlere gidiyor, hoşlandığın şeyleri daha önce binlerce kere yaptığın gibi tekrarlıyor, yürüyüşüne, oturuşuna biraz daha dikkat ediyor, sabah onunla görüşmeden önce erken kalkıp traş oluyor, en düzgün halini öne çıkarıp en iğrenç halinden utanıyorsun.

    "hayvan gibi mi olalım?" diyen varsa haklıdır ama ben ondan bahsetmiyorum.

    yani ne bileyim.. öyle davranman gerekiyor, öyle davranmazsan olmaz çünkü, garip olursun, itici olursun.

    seçim yaptığını sanıyorsun, ona göre yaşıyorsun, "prensiplerim vardır" adamını oynuyorsun, beyaz atlı prenssin.

    iluzyonumsu olguların içinde çırpınıyorsun ama.

    kara komedi.

    karşındaki kişi de bunu yapıyor, sosyal kontrat böyle.

    birbirinizden bir şeyler alırken(verirken aynı zamanda) kendi kendinize asla sahip olamadığınız (içten içe bunu da biliyorsun ya hadi bakalım) özel olma hissini kazanıyorsunuz.

    ta ki "o" sınırı geçene kadar.

    samimiyet, aradaki duvarın üzerinden bakabilecek kadar büyüdüğünde o zaman belki de gerçekten özel oluyorsun.

    seçimlerinin bunu sağladığını sanıyorsun.

    teorik olarak bakarsan zaten böyle.

    ama başka ne yapacaksın ki?

    öğretilmiş olan o.

    prensiplerinin yoğrulduğu kaplar hep varlardı.

    elinde kahvenle durup düşünene kadar rahatsızlık hissin mideni kasmaya devam ediyor.

    o birisi hep orda duruyor,

    sen aynaya baktığında aynı şeyi görüyorsun.

    hava kararıyor, sonra aydınlanıyor, sonra yeniden kararıyor.

    tekrar tekrar.

    ve hala özel değilsin.

    kahven soğuyor.
    0 ...
  13. 270.
  14. bazen insanın -bırakın diğerlerini- kendi kendine yaptıklarını anlayabilmek güç. ruhunu sığdırdığı beden, bunları hak ediyor mu, sorulamak için anlayabilmek lazım.
    0 ...
  15. 269.
  16. herkesin olmaya calistigi ama olamadigi sey.
    0 ...
  17. 268.
  18. kadın ve erkek olarak ikiye ayrılmış bir bütünün iki parçası. ancak yetenekleri birleştiğinde eksiksiz bir yaratık olabiliyorlar.
    yani aslında tek bir yaratık var insan isminde.

    kaynak: bütün net alemini taradım. google nin izin verdiği ölçüde tabi. yani kaynak yok. ama bundan sonra böyle bir düşünceye sahip olup yayınlamak isteyenler uludağ sözlük teki bu entryi kaynak gösterebilirler.

    size faydalı doyamıyorum kankalarım.
    0 ...
  19. 267.
  20. kisinin cevresinde, kendisine rahatsizlik veren veya rahatsizlik verme potansiyeline sahip tumunu ve aptal olanlarini zevk ile yok etmesi gereken canli irki. eglendirir.
    1 ...
  21. 266.
  22. üç beş damla kan
    Ve binbir endişe...
    0 ...
  23. 265.
  24. insan bütün mutlulukların kendinde olmasını beklerse bencillik etmiş olur değil mi?
    Hatta bazı atasözleri sırf bu durumu bekleyenleri teselli etmek için kullanılmaz mı?
    Kumarda bütün parasını kaybetmiş adama "boşver be abi aşkta kazanırsın" denmez mi?
    Evet durum gerçekten böyledir, insan hayatının her alanı tam anlamıyla mutluluk dolu olmaz, bir eksik kendini çok göstermese bile vardır kıyıda köşede.
    Her şey tam olduğunda hiç bir şey olmazsa da dişin ağrır durup duruken...Bu yüzdendir işte insan denen canlı her şeye sahip olur ama aynı anda olmaz.
    Sırf bu yüzden insan denen canlı doyumsuzdur...
    2 ...
  25. 264.
  26. yaşadıkça gören, gördükçe anlayan, anladıkça üzülen bir çeşit canlı. düşünebilmesi sahip olduğu en önemli yeti ve ayriyeten en büyük laneti...
    0 ...
  27. 263.
  28. esfele sefilin (alçakların en alçağı) ile ala-i illiyyin (yükseklerin en yükseği) makamlarına sahip varlık.
    0 ...
  29. 262.
  30. yeryüzündeki en üstün canlı. her şeyin farkında olmasından ve buna karşılık hiçbir şey yapamamasından ötürü aynı zamanda canlıların en acizi.
    0 ...
  31. 261.
  32. anlaşılması güç yaratık.

    insan canavardır. ona kötülük mü ettin? senden çekinir ve titrer. iyilik mi yaptın? gözlerini oyar. bütün insanların eşit olduğunu, herkesin aynı haklara sahip olduğunu savunmayacaksın. çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakır seni. insanı anlamak zordur.
    1 ...
  33. 260.
  34. yapmak yerine yıkmaya meyilli canlılardır.
    2 ...
  35. 259.
  36. iki ayağı üstünde durmak dışında düşünme yeteneğine ve iradeye sahip olan varlık. bu arada sözlükte benden bahsedilmesi güzel 300 küsür entry sevindim doğrusu. *
    1 ...
  37. 258.
  38. türü içerisinde oldukça seçkin bireyler barındıran, dünyanın en tehlikeli popilasyonu. * *
    1 ...
  39. 257.
  40. Akıllı, uslu, zeki, sevgi dolu, doğanın parçası...
    Hatta doğayı bütünleyen...! Ya değilse? işte bütün sorun orada başlıyor ve bitemiyor... !
    0 ...
  41. 256.
  42. doğruyu yanlışı ayırt edebilen ve genellikle kimseyi umursamayan ve sadece kendi için yaşayan düşünen hayvandır.
    0 ...
  43. 255.
  44. hem sevilesi hem tiksinilesi. ortası yok sanırım. böyk!
    0 ...
  45. 254.
  46. kırmızı ışıkta iki dakika beklemek yerine kavşağı tıkayıp saatlerce birbirlerine korna çalan kişiler aslında insan kavramı hakkında çok anlamlı ve genel bir yargıya varmamızı sağlamaktadır. insan ben kelimesine olan tutkunluğu sebebiyle sürekli bir karmaşa ve düzensizlik halinde yaşayan ve yalnızca kendilerine has olan düşünebilme özelliğini hakıyla kullanamayan bir türdür.
    0 ...
  47. 253.
  48. küçük bir gezegenin üzerinde yaşam sürmelerine karşın bulundukları gezegenin yüzeyine çeşitli sınırlar çizerek ve kendilerine ait olduğunu zannettikleri sınırların diğerlerinden daha önemli ve daha kutsal olduğuna kendilerini inandıran canlılardır. hatta kendi çizdikleri sınırları birbirlerinden almak için savaş denen şeyi icat etmişlerdir, sonra birbilerleri daha iyi öldürecek silahlar üretebilmek için fabrikalar kurmuşlardır. düşünemeyen karıncalar gece gündüz mükemmel çalışan bir sitem içerisinde görevini harfiyen yerine getirirken düşünebilen insanoğlu kendi içlerinde yaşattıkları "ben" düşmanına daima yenik düşmüştür. ben yapayım, benim takımım yensin, benim ülkem kazansın gibi hastalıklı düşünceler vasıtasıyla acınacak durumunu sürekli muhafaza etmiştir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük