--spoiler--
insan
Elinden bir şey gelmiyorsa
Aşktan için yanıp ta sönmüyorsa
Yüzün eskisi gibi gülmüyorsa
Azalıyor insan, tükeniyor insan
Artık içinde rüzgar esmiyorsa
Gönül telinde kuşlar ötmüyorsa
Aklının sözünden çıkmıyorsa
Azalıyor insan, tükeniyor insan
Geçmişin üstesinden gelmiyorsa
Hesabı kesip dosttan saymıyorsa
Vicdanının sesini duymuyorsa
Yanılıyor insan ne biliyor insan
Ağlıyor, azalıyor, tükeniyor insan
Yanılıyor, azalıyor, ölüyor aşktan
Yalnız olmaktan artık korkmuyorsa
Gururunu dost sanıp aldanıyorsa
Ne bekliyorsa yoktan olmuyorsa
Azalıyor insan, tükeniyor insan
Geçmişin üstesinden gelmiyorsa
Hesabı kesip dosttan saymıyorsa
Vicdanının sesini duymuyorsa
Yanılıyor insan, ne biliyor insan
Ağlıyor, azalıyor, tükeniyor insan
Yanılıyor, azalıyor, ölüyor aşktan
Söz, Müzik: Bora Duran
--spoiler--
muhtemelen tarihin her devrinde en az bu kadar çiğ süt emmişti ama yaşadığımız devirde her şeyin, herkesin iç içe olması, tanımadığın insanın evine bile kamerayla bağlanabilmek falan hadi bu imkan, olanak boyutunu geç, bu imkanları nasıl pis, şeytani, aşağılık emeller için kullanan insanları gördükçe bende çok büyük bir umutsuzluk yaratıyor bu tür.
bir tane kişiliğin var, üzerinde adın etiketli ve karşındaki sana ona göre davranıyor. sonra bu devrin imkanlarıyla kendine başka bir karakter yaratıp aynı kişinin sanal dünyasına konuk oluyorsun ve güüm. aslında iyi bir bok zannettiğin omurgasız bir deynek. yüzleşmek çok zor bazen. sevdiğin kadın, sevdiğin adam, sevmediklerin.. hepsi göt gibi ortada. kurcalayacak cesaret bulamıyor insan bazen. o kadar umutsuz bir vaka aslında.
eline bir şey verilmeye görsün, yükselmesini sağlıyorsa her yerde kullanabilir. örneğin siyasette dini kullanır, sevişmede şişe kullanır, dikkat çekmede moda kullanır, para kazanmada yalan kullanır, yönetmede silah kullanır, evinde ise "perde" kullanır.
elindekini her şeyde dener ve nerde kendisine çıkar sağladığını fark ederse orda onu kullanmaya başlar.
"" insanız biz. Bana kim nereli olduğumu sorsa insanlığımdan utanırım.
kahrolsun devletler
kahrolsun devletlerin sınırları
kahrolsun ırklar
kahrolsun dinler ve mezhepleri
kahrolsun diller
kahrolsun insanı insandan ayıranlar. "
Nâs ve insan Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti "Nâs" insan kelimesinin çoğuludur, insanlar, halk demektir. Kur'an-ı Kerim'de 240 yerde geçer. "insan" ve aynı anlamdaki ins ve ünâs sözcükleri de 88 ayette geçer. insan kelimesinin sözlük anlamına gelince; insan kelimesinin, kendinden türediği kök olarak iki sözcükden bahsedilir; bunlardan biri üns kelimesidir. Üns, ünsiyet, yakınlık demektir. Bu yakınlık, yaklaşma duygusu bir yandan hemcinsleriyle bir arada yaşama durumunda olan insanın başka insanlara karşı yakınlığını, bir yandan da Allaha bütün varlıkların üstünde olan yakınlığını ifade eder. insan kelimesinin, bir de nesy = unutmak fiilinden geldiği söylenir. Bu durumda insan, unutkan demektir. Kuranda insandan (Adem) söz edilirken, Andolsun, önceden Ademe ahid verdik de unuttu ve onu azim sahibi bulmadık. (20/Tâhâ, 115) buyrulur. insan kimdir? Nasıl bir varlıktır? Yeryüzüne nereden gelmiştir? insan nereye doğru gidiyor? insanın bu dünyada görev ve sorumlulukları var mıdır, varsa nelerdir? gibi sorular insan aklını meşgul eden sorulardır. Felsefî akımlar, izmler, dünya görüşleri bu sorulara cevap vermek zorunda kalmışlar, her biri filin tümünü değil; bir tarafını görebilmişlerdir. Geçmişten günümüze kadar insan üç şekilde tarif edilmiştir. Bunlardan ilk ikisi insanı sadece tek yönüyle ele alırken üçüncüsü insanı tüm yönleriyle ele alır. Bir kısmı insanı baş, göz, kulak, burun, ağız, el, kol, bacak, karaciğer, akciğer, mide gibi maddi organlardan oluşmuş bir varlık olarak kabul ederken, bir kısmı ise insanın tüm organlarını görmezden gelircesine maddi yönünü göz ardı edip, sadece ruhtan meydana geldiğini iddia etmişlerdir. Ayrıca bazıları insanı şu şekilde tarif ederler. insan alet kullanan hayvandır, akıllı hayvandır, konuşan hayvandır, gülen hayvandır, hayvan olmak istemeyen tek hayvandır vs. Şüphesiz insan kendisinin nasıl bir varlık olduğunun cevabını verdiğinde aynı zamanda inancını da seçmiş olmaktadır.
Her şeyde dengeyi esas alan islam dini insanı tarif ederken de dengeyi esas almıştır. islam inancına göre insan; beden ve ruhtan oluşan, düşünen, şuurlu, iman ve ilim sahibi bir varlıktır. insan, Allah'ın yeryüzüne lutfettiği, üstün yapıcı yeteneklere sahip, fakat organik ve biyolojik yapı bakımından zayıf olan bir varlıktır. Bu tanımın bir sonucu olarak islam; insanı sadece maddî bir varlık olarak gören maddeye tapanları ve insanı sadece ruhtan oluşmuş olarak kabul eden ruha tapanları reddeder.[1]
[1] Ahmed Kalkan, islam Akaidi: 182; Ahmed Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı.
kaynak: tdk, güncel türkçe sözlük.
insan öyle kusursuz bir canlıdır ki. Sağlıklı büyüyüp, sağlıklı kalabilmesi için 18 yaşına kadar 20 civarı aşı yaptırması gerekir. Aşıların yaygınlaşmasından once hemen herkesin ailesinde çocuk felcinden ölen birileri vardır.
allah ın nimetlerini dağıtmak için araç olarak kullandığı yaratık.
bu kısım aslında iyi yaşamanın sırrı gibi bişeydir.
ne kadar dua edersen et. nimetler direk kapına bırakılmıyor. onun aracısı insan.
insanlarla iyi geçinmek bir zorunluluk ama ne yalan söyliyeyim zor iş.
azıcık aşım ağrısız başım. ~gülücük
~
doğada hiçbir canlıya verilmeyen meziyetler kendisine verilmesine karşın, kendi sonunu hazırlayan varlıktır.
teknolojiyi yaşamına öyle kontrolsüzce sokmuştur ki, hayattan keyif almayan ölü bedenler yarattığının farkına bile varmamıştır. mutlu olduğunu sanmaktadır, lakin onun için mutluluk artık parayla satın alınabilen, geçici bir his olmuştur. o her sabah posta kutusunun başında beliren aşık adamı çoktan geride bırakmış, one-night standlerin adamı olmuştur.
düşündüğü şeyler iyi giyinmek, sürekli gelişen teknolojide her daim en son model teknolojik cihaza sahip olmak, son model bi arabaya binmek ve yanına yakışacak bi partner bulmak olmuştur. aşk onun için sıradan bi şeydir, aniden başlayabilir ve 1 haftada tükenebilir. o yüzden ilişkilerinde pek de aşk aramaz, 'ihtiyaçlarımı görsün yeter' mantığıyla hareket eder.
kurduğu dostlukların yakınlık derecesi fotoğraflarına verilen like'larla doğru orantılıdır. yapmacık suratlardan oluşan çevresinde olmadığı adamı oynar sürekli, hiç bir zaman gerçek düşüncelerini ve hislerini belli etmez kimseye. aslında gerçek anlamda düşünmeyi ya da hissetmeyi unutmuştur.
yeni doğan çocuk misali bencildir; sürekli ilgi bekler, dünya onun etrafında dönüyordur çünkü, ve hiçbir şey onun isteklerinden daha önemli değildir. bir eylemin sonuçları arasında onun menfaatlerine uyan bişeyler yoksa, onu çok da alakadar etmeyecektir. kendisi ve menfaatleri için yaşar çünkü. menfaatleri doğrultusunda kolayca yalan söyleyebilir, dürüstlük varlığına pek de gerek olmayan sadece aptalların sahip olduğu bi özelliktir, bir erdem değildir onun için.
seçimleri mi onu bu hale getirmiştir yoksa süreç içinde harcanmış mıdır işte onu tam bilemeyiz. ama gerçek şu ki, an itibariyle bulunduğu noktada insan olması için gerekli olan tüm özellikleri yitirmiştir.