Osmanlı sevdalıları 623 yıllık osmanlı tarihini fatih, kanuni, yavuz, ampülhamit dörtgenine sığdırıp kalsa da aslen fatih'in tırnağı dahil olamayacak bir adamdır.
Yaşamı boyunca kendi kişisel saplantılarını, milletinin beka ve çıkarlarından önde tutmuştur.
Rothschildlerle arası iyidir. Birilerinin bahsettiği "yahudilere toprak satmam, bir karış vermem" gibi laflar asılsızdır. ingilizlere de kıbrısı kiralamıştır ve osmanlının en çok toprak kaybeden hükümdarıdır. Titanik gibi batmakta olan ülkeyi bir lider ne kadar ayakta tutabilirse o da ancak o kadar ayakta tutmuştur. Ne haddinden fazla yukarılara çıkarılmalıdır ne de aşağılanmalıdır. Başarısız bir liderdir ama o dönemden de anca bu kadarı çıkar.
Kendisi hakkında yazılan entry'lere baktığımızda Abdülhamid düşmanlarının ne denli cahil olduğunu gözler önüne seren bir başlık. Biri yazmış yok efendim plevne direnirken neredeymiş, balkan harbinde ülkeyi hezimete uğratmışmış, lawrance imparatorluğu gümbür gümbür sallarken o jurnalleşmişmiş falan fistan. Yahu siz tarihi nerenizle okuyorsunuz? Balkan savaşı ile Abdülhamid'in ne alakası var? Bilmiyorsanız söyleyeyim Abdülhamid 1909'da tahttan indirildi. Çok gizli saklı bir bilgi değil bu Google'dan iki tıkla ulaşabileceğiniz bir bilgi. Lawrance'ın Arap ayaklanması taa 1916'da gerçekleşen bir hadise. Abdülhamid o sırada Beylerbeyi'nde hapis hayatı yaşıyordu. Yakında körfez savaşına da Abdülhamid'in sebep olduğunu söylemelerinden korkuyorum. Yahut da Ukrayna işgali sırasında neredeydi diye bir soru gelmesinden. Şu seviyeye bakar mısınız hakikaten. Şaka gibi.
Türk tarihin tartışmalı figürlerindendir. Ne yazık ki ülkemizde insanlar sürekli bölündüğünden doğru bir çıkarım yapmak çok zor bu tarz konularda. Atatürkçü adam Abdülhamid'i sevemez ya da tam tersi Osmanlıyı sevenler Atatürkçü olamaz gibi bir algı var bizde ne yazık ki. Şahsen eleştirdiğim yönleri olsa da genel olarak severim kendisini.
"içimi yakan şudur ki, Beni Türkçülük yaparak tahttan indiren 150 kişinin içinde bir tane gerçek Türk yoktu!"
Hadi bize topyekün düşmanlık eden dış güçleri anladık da, peki ya içimizdeki muhalefetin ERDOĞAN düşmanlığını anlamak ne mümkün. ERDOĞAN'ın hangi milli ve yerli kalıcı hizmetlerinden rahatsızlar ya-hu.
Abdülhamid döneminin okullaşma oranı tek parti döneminden fazladır. Kendi gelirleriyle ayakta duramayan medreselerin yeni usullerle eğitim veren okullara dönüştürülmesine hız verildi. Kaliteli uzman-memur yetiştirmek üzere yüksek okullar açıldı. Mekteb-i Mülkiyye, Mekteb-i Hukuk, Sanâyi-i Nefîse Mektebi, Hendese-i Mülkiyye, Dârülmuallimîn-i Âliye, Maliye Mektebi, Ticaret Mektebi, Halkalı Ziraat Mekteb-i Âlîsi, deniz ticareti, orman ve maâdin, lisan, dilsiz ve âmâ mektepleriyle Dârülmuallimât ve kız sanayi mektepleri, fen ve edebiyat fakültelerinden oluşan Dârülfünun hep Abdülhamid döneminde açılmıştır. Bu yüksek okullara öğrenci yetiştirmek üzere ilk ve orta öğretime de önem verilmiştir. Bilhassa Batı tarzındaki ilk ve orta tahsilin kurulması bu dönemdedir. Abdülhamid bütün vilâyetlerle sancakların çoğunda rüşdiyeler kurdurdu. ibtidâî denilen ilk mektepleri köylere kadar götürdü. Rüşdiyelerden itibaren yabancı dil öğretimi mecburi tutuldu. Birçok vilâyette dârülmuallimînler ve hukuk mektepleri açtırdı. Memlekette kültür seviyesini yükselten Abdülhamid, Müze-i Hümâyun (Eski Eserler Müzesi), Askerî Müze, Bayezid Kütüphâne-i Umûmîsi, Yıldız Arşivi ve Kütüphanesi gibi kültür müesseselerini de kurmuştur. imparatorluk içindeki vakıf kütüphanelerinin kitap mevcudunu tesbit eden ilk kataloglar da bu dönemde yapıldı. Koyu bir sansür uygulandığı halde, yayın çalışmalarını bizzat desteklediği için kitap, dergi ve gazete sayısında büyük artışlar oldu.
ikinci abdülhamid dönemi anlaşılmadan ittihat ve terakki, ittihat ve terakki anlaşılmadan da chp nin kurulması anlaşılamaz. tarih bir zaman ve olgular bütünlüğüdür.