Hz. ibrâhim’in yaşadığı dönem tam olarak bilinmemektedir. Araştırmacılar, Tevrat’ta nakledilen hayat hikâyesinin çeşitli metinlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulduğunu söyler. Julius Wellhausen ekolünün ortaya koyduğu Tevrat’ın edebî tahliline göre Hz. ibrâhim’le ilgili Tevrat’taki bilgiler Yahvist, Elohist ve Ruhban metinlerine dayanır. Yahvist metin milâttan önce 950 yıllarında, Elohist metin milâttan önce VIII. yüzyılda, Ruhban metni ise milâttan önce 400’lerde yazılmıştır. Tevrat’ta Hz. ibrâhim’le ilgili bilgilerin Bâbil esareti devrine ait rivayetler olduğu, esaret sonrası dönemde Ruhban metni yazarının buna bazı ilâveler yaptığı, Doğu krallarıyla ilgili Tekvîn’in 14. babındaki bilgilerin ise çok daha sonra Helenistik dönemde eklendiği ileri sürülmektedir (ER, I, 14). ibrâhim’in çağdaşı olarak takdim edilen Sennear (Şinar) veya Babilonya Kralı Amrafel’in, Bâbil Kralı Hammurabi ile aynı kişi olduğu yönündeki yaygın görüş kabul edilirse ibrâhim’in milâttan önce XXII-XX. yüzyıllarda yaşadığı söylenebilir (DBS, I, 8-14; ER, I, 13; EJd., XVI, 3). Hz. ibrâhim’in dünyaya gelişi, çocukluğu ve gençliğiyle ilgili olarak sadece Kitâb-ı Mukaddes dışı yahudi dinî literatüründe bilgi bulunmakta olup bu bilgiler islâmî kaynaklarla büyük oranda benzerlik taşımaktadır.
ibrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. yanına uşaklarından ikisini ve oğlu ishak’ı aldı. yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, tanrı’nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı. 4 üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü. 5 uşaklarına, “siz burada, eşeğin yanında kalın” dedi, “tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.”
6-7 yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu ishak’a yükledi. ateşi ve bıçağı kendisi aldı. birlikte giderlerken ishak ibrahim’e, “baba!” dedi.
ibrahim, “evet, oğlum!” diye yanıtladı.
ishak, “ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?” diye sordu.
8 ibrahim, “oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu tanrı kendisi sağlayacak” dedi. ikisi birlikte yürümeye devam ettiler.
9 tanrı’nın kendisine belirttiği yere varınca ibrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. oğlu ishak’ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. 10 onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. 11 ama rab’bin meleği göklerden, “ibrahim, ibrahim!” diye seslendi.
ibrahim, “işte buradayım!” diye karşılık verdi.
12 melek, “çocuğa dokunma” dedi, “ona hiçbir şey yapma. şimdi tanrı’dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.”
13 ibrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. gidip koçu getirdi. oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. 14 oraya “yahve yire” adını verdi. “rab’bin dağında sağlanacaktır” sözü bu yüzden bugün de söyleniyor.
Peygamberler arasında ayrım yapmam lakin yaşadıkları ile beni en çok etkileyen peygamberdir. Putperest babasının kendi yapıp kendi taptığı putu reddeder. Allah'ı aklını kullanarak bulmuş ve tam bir teslimiyet ile ona bağlanmış, arap ve yahudilerin atasıdır (Günümüz de birbirlerini yeselerde). Allah'ın izni ile nemrut'a verdiği derste zihnimin bir köşesinde yerini korumaktadır.