hunların türk olmadığı gerçeği

entry122 galeri10
    67.
  1. 66.
  2. ağız dolusu ile ''hoassii...'' dediğim başlık.
    0 ...
  3. 65.
  4. Yarak yarak konuşmayın açın biraz yabancı kaynak okuyun cahil götler
    Yabancılar 'türk' (Turkish/Turk) diye sadece Türkiye'de yaşayanlar için bu ismi kullanıyor. Diğer türk devletleri için 'türki' (turkic) diyorlar yani türkler ve türklere ait akrabaları olan ama Türkiye'den ayrı bağımsız devletler diye geçer. Akraba devlet ama baba oğul usulü olarak yakın değil, dayı amca olarak görürler. Bu nedenle Hunlar 'turkic' olarak anlatılır. Hun'lar kendilerinden kaçan kabileler (gotlar,alanlar) dahil içerisinde bulunduran bir toplum. Çoğu Türk devletinde olduğu gibi tek milletten oluşmazlar (moğol,çin,kırgız)ama kurultay adını verdikleri üst kademe insanlar türklerden oluşmakta. inanç Türk inancı dil diğer kabilelerinde sözcüklerinin bulunduğu Türkçe. Bugün Arapça ve Farsça nasıl varsa dilimizde eskiden hunlarda da öyleydi.
    3 ...
  5. 64.
  6. sinirlendim age of oynamaya gidiyorum.
    1 ...
  7. 63.
  8. tabi canım türkler dünyaya 3 5 gün önce uzaydan düştü.
    1 ...
  9. 62.
  10. hunlar pek çok kavimi içine alan bir topluluktu. o zaman türk diye bir şey yoktu.
    0 ...
  11. 61.
  12. 60.
  13. Türkler ikiye ayrılır. Batı ve doğu Türkleri. Bugün batı Türklerinden geriye sadece ufak bir popülasyonu olan çuvaşlar kalmıştır, ve bunlar r-tipi bir Türkçe ile söyleşir. Doğu Türkleri ise z-tipi bir Türkçe ile söyleşirler.
    Hunların içinde sadece bu tip Türk boylarının olmadığı bir gerçek olsa da, çoğunun, ve elbette yönetici sınıfının da bu boylardan geldiği bilinmektedir. Kabar, Utigurlar, Kutigurlar ve bunların birleşiminden Bulgarlar, Avarlar, Hazarlar, bunların tamamı, r-tipi Türkçe ile söyleşen Türklerdir, ve oradaki varlıkları belgelenmiştir. Ama birden ortaya çıkmadıkları da bir gerçektir. Hun konfederasyonundan kopup kendi yollarına gitmişlerdir.
    3 ...
  14. 59.
  15. bunu söyleyen kişinin macaristandaki aşırı sağcı " jobbik partisi' nin" genel merkezindaki binasın da dile getirip asıl gerçek cevabı almasıyla son bulacak bir düşüncesidir.
    sonuç; böyle düşünen bir çakalın kuyruğunu ağzına verirler götüne de tekmeyi basarlar. çünkü, adamlar senden benden daha soycu ve turan birliği peşindeler.
    http://kurultaj.hu/bilgi/
    5 ...
  16. 58.
  17. olum salakmısınız siz ? tabikide hunlar türk değil göktürkler ağaçtan bitti zaten haberiniz yok mu
    3 ...
  18. 57.
  19. Uludağ sözlük her siki eleştirme ekibinin kalbini kıracağım ama olmayan, sahte olan bir gerçektir.

    artık neredeyse bütün dünya tarihçileri hunların türk olduğunu kabul ederler. şimdi sizlere tarihsel ve gerçek materyaller vermeden önce şu has hakiki türk mantığıyla sormak isterim. hunlar, türk değildi. türkler de hun değil. tamam. peki pezevenk nerden geldik biz? orta asya'da birden bire mi oluştuk? palmiye ağacı mı lan bu? her ırkın, belli bir etnik kökeni vardır. tam olarak kanıtlanamamış bazı iddialar ; türklerin batmış olan mu kıtasından bugünkü orta asya'ya kadar ulaştıkları, kıta batınca da sadece orta asya'da kalmalarıdır. bu biraz mit, fason bir iddia tam olarak mu olayı geçerliliğe kavuşmadan bir şey diyemem ki james churchward haricinde 1920'lerden bu yana yapılmış bir mu araştırması da maalesef mevcut değil. mu'nun japonya civarında büyük kalıntıları olduğu ancak japonya'nın da sikine sallayıp araştırmadığı bilinmekte. bunu geçiyoruz.

    şimdi gerçek kanıtlara bakalım. hunlar tarihte bazı şeylerin temelini atmış, etnik bir gruptur. etnik grup diyorum çünkü o dönem millet ve ırk kavramları yoktu. çinliler, moğollar ve hunlar akrabadırlar. etimolojik olarak bu böyle, istediğin kadar kendini yırt maalesef o dönem içinde böyle bir gerçeklik var. ancak onları ayıran belli başlı şeyler vardır. mesela moğolların kafa yapısı şu meşhur mongoloid terimi. antropolojik olarak bu işle uğraşan bilim insanları böyle ayırmışlar. çinlilerin ; moğol ve türklere göre gözlerinin daha fazla çekik olması ki bunda elmacık kemiğinin payı türklere nazaran daha azdır. türkler de ise türk kemiği olarak bilinen asıl adı inion, tıbbi olaraksa bilinen latincesi protuberantia occipitalis externa olan kemiktir. tabi elmacık kemiği diğer iki akrabasına göre daha çıkık ve belirgindir. antropolojik ayıraçlar böyle. diğer ayıraç ise dildir. moğollar moğolca, çinliler çince konuşur. hunlar nece konuşur? dur entel, sus. "hunca" deme amına koyayım. hunlar da kendi dillerini konuşurlar fakat bu hunca linguist abilerimiz tarafından bayağı bir kurcalanmıştır. johanson lars the turkic languages isimli araştırmasında bu konuyu detaylı bir şekilde anlatmıştır. bana kızma, git bu konuyu irdeleyip tespiti kaynaklarıyla bulan elin ingilizine çemkir. "hayatımda kırk yılda bir defa bir tespit yaptım, türküm ben hun değilim geldi elin ingilizi içine etti." diye döv kendini.

    hunca ölü bir dildir, dil bile değildir lehçedir. bu kaynaklara da goth kavimlerinin bıraktıklarından ulaşılmıştır zira atilla gothlarla çok içli dışlıydı orduda türkten pardon hundan çok bu barbar kardeşlerimizden vardı. gothic language araştırmasından sonra hunnic language araştırması çıkar avrupalılar "lan bu kavimler göçüydü, atilla'ydı çok önemli aslında dur bakalım türkler bir bok yapamaz." diyerek olaya girişirler ve bu sonucu bulurlar. altay dil grubuna ait olan bu lehçe rusya'da yaşayan çuvaşların bugün konuştukları çuvaşça ile nerdeyse aynıdır. nerden varıyorlar bu kanıya tabi? yazılı bir delil, materyal yok çünkü hunlara dair. şurdan, hunlara ait bu lehçenin de kendi içinde ayrı bir lehçesi vardır. bunun adı bolgarcadır, bulgarca değil. bolgarca'nın çuvaşça'ya aynı olmasını da hazarca ve avarca'dan anlarlar ki hazarlara ve avarlara ait sürüyle kanıt ve belge vardır, burda da hunlara huncaya, bolgarcaya ait bazı bilgiler gün yüzüne çıkmıştır.

    tatmin etmedi tabi, dil çünkü "olabilir belki hunlar türkçe konuşuyordu ama belki san marinolulardı." he canım, senin için daha fazla şey yazacağım. atilla'nın iki oğlu vardır. bu da bleda ile atilla'nın ilişkisi gibi olmuş, ilek ve dengizek isimli iki kardeş taht ayağına birbirini yemişlerdir. dil konusuna inanmayanlar daha da olur, geçtim dili artık. nedao savaşı'ndan sonra hunlar yenilir tahta dengizek geçer, bir süre sonra ölür. işte iş burda başlıyor. irnek doğuya doğru göç eder kabilesiyle ilerdeki türk kabileleriyle karışır bazı tarihçiler bunun bulgarların başlangıcı olarak söyler, avarlar gibi bulgarlar da türk kökenlidir onlara göre ve film biter irnek ve dengizek'ten sonrası hunlar yoktur. yok mudur? vardır, avrupa hun devleti avrupa merkezli bir devletti, burada kalan bazı kabileler oldu. bugün macarların "biz hunuz" fikrinin çıkış noktası zaten bu olaylardır. geriye kalan ve goth olmayan hunlar, ana vatanlarına döndüler. bu olaylar hep 470-480 arası cerayan ediyor. 552'te ne oluyor peki? türk adını ilk kullanan ve ilk türk devleti olarak görülen göktürkler kuruluyor. arada 100 yıl bile yok. peki arkadaş, ben sana sorarım bu göktürkler 60-70 yıl içinde o hunların bıraktığı bölgede kendi kendine yeşeren ve büyüyen insanların kendilerine bir anda "lan biz türküz, hadi oluşun devlet kuralım." olaylarıyla mı oluşuyor? siktir lan pezevenk, tohum mu bu? bir tek o bölgede akhunlar var onlar da atilla'nın avrupa'ya açılmasından fırsat bilip 434'ten sonra palazlanıyorlar, resmi olarak 420'de varlar ancak uldız döneminden sonra başa geçen karaton ve ondan sonra başa geçen oktar ve rua isimli hükümdarlar döneminde akhunlar faal değil sadece bir koloniydi. yani normal halklar, etliye sütlüye karışmıyorlar. hunlar orta asya'yı boşlayınca 434 sonrası palazlanıyorlar 469'da tamamen devlet sona eriyor. akhunlar varlığını 567'ye kadar sürdürüyor, işin tuhaf yanı da akhunları göktürkler bitiriyor. tabi sasani akınlarıyla bayağı güç kaybediyorlar fakat öldürücü vuruşu daha ilerlemek isteyen göktürkler yapıyorlar. "türkseler niye yaptılar değiller işte!" dendiğini duyar gibiyim. tarihte ilk defa türk türkü öldürmüyor. timur-osmanlı, harzemşah-karahanlı, timur- altın orda, akkoyun-karakoyun-osmanlı, osmanlı-safevi sabaha kadar sayarım. kimi hırs, kimi intikam, kimi sınır geliştirme, kimi gücünü gösterme, kimi türklüğe hakaret, kimi ise dıştan kışkırtmalar sonrası türkün türkü vurması ki bu bir dönem başlayacak bugün bile hala sürecektir. m.ö bilmemkaçta başlamış sene milattan sonra 2016'ye giriyoruz, hala etkindir bu husus. neyse konuya dönelim.

    taht kavgası olaylarından sonra ana vatanına dönen hunlar, bölgedeki hunlarla birlikte tekrar yaşamaya başlıyor fakat atilla sonrası boşlukta çin ve moğol esareti onlara ağır geliyor, en sonunda kendi devletlerini kuruyorlar ve buna da bulundukları milletin adını veriyorlar. "ee madem hunlar türktü neden hun diyorlardı kendilerine?" bunu hunların kendilerine dedikleri bile meçhul, hunların kendilerine bir şey demediği biliniyor. bu tarihçilerin onlara verdiği bir isim. o bakımdan rusça'da da hun, ingilizce'de de hun, çince'de de hun, türkçe'de de hun olarak geçer isimleri. he onların o dönem farklı adlar vermiş olmaları olasıdır fakat çin ve italyan kaynaklarını inceleyemedim çünkü bu konuyla ilgili ciddi anlamda eski kaynakları yok varsa da göstermiyorlar, bu böyle. kuruluşları da böyle ilerleyişleri de. ondan önce bizim bildiğimiz asya hun devleti çinlilere göre ise hiung-nu olan elemanlar vardır. bunlar da tabi meşhur ; mete han ve teoman'ın bulundukları devlet. bilinen tarihe ilk çıkış yapılan yer burası. bunlardan sonra ise akhunlar ve avrupa hunları gelecektir. çünkü 352'de hiung-nu yani asya hunları yıkılınca balamir ismindeki bir garip deli türk lan yine yaptım ya hun, bütün dünyayı karıştıracak ve bugün bile keşke doğmasaydı keşke yapmasaydı dediğim olayı yapacak, kavimler göçünü başlatacaktır. tarih 375. eğer bugün bunu yapmasa, o gothlar ordan oraya sürülüp, vandalları falan vizigotları, saksonları, frenkleri, germenleri ordan oraya ordan oraya sürmese bugün almanya tunus'ta, ingilizler rusya civarında ispanyollar bulgaristan civarında devlet kurardılar, ingiltere o yere sıkışır, bir sikim yiyemez ve o ayrıcalıklı londra, antwerp, caen, brugge haritasının avantajını kullanıp gemiyle henüz kurulmuş fransa'ya ilerleme imkanı vermez, büyüyüp imparatorluk haline gelemez, ispanya ve portekiz olmadığı için coğrafi keşifler yapılamaz, ingiltere bu yüzden sömürge yapamaz, amerika keşfedilemez, amerika diye bir devlet olmaz, kızılderelilerin kurduğu kültürel bir yer olurdu. dünya şu an pislikli ve az savaşın olduğu bir yer olurdu. bak hunlardan nereye getirdim amına koyim olayı, normalde yatacaktım 40 dakikadır yazıyorum. bırak bunu da yapayım bari. o kadar hakkım olsun.

    375 yılı dedik, tabi bu millattan sonra. 552 göktürk kuruluşana kadar ve yukarıda anlattıklarım bu şekilde. daha çok inanmayan ve kanıt isteyen varsa ekşi sözlük'e girebildiğiniz gibi bakın internete, böyle büyük bir husus için 2 cümlelik sikko argümanlarla ortalığı trollemeyin. "macarlar biz hunuz diyo" ee devlet adını "hungary" yapmayla iş bitiyor mu? lan bir kere heriflerin sıfat olarak hunla alakası yok, he dersen 1600 yıl içinde "çekik gözlerini kaybettiler, elmacık kemiği gitti, siyah saç siyah göz de yalan oldu." diye ben de sana türkiye'deki penis boyu ortalamasının neden hala 12 cm olduğunu sorarım. çünkü fiziksel özelliklerin dominant olarak mevcut bulunanları ; ki ten rengi, boy vs kalıtımsal olarak kuşaktan kuşağa aktarılanlar için bu antropologlag 1600 yıldan daha fazlasını öngörürler. orta asya'dan gelme bir kavim olan bizler, eğer geçmişinde avrupalı bir kavimden biri yoksa hiçbirimizin afedersiniz yarrağı 14-15 cmden fazla değildir. asya'daki ortalamayla ekseriyetle aynıdır. ancak gözlerimizde çekiklik kalmamış ve elmacık kemiğimiz gitmiş. şimdi osmanlı portleri yapalım ;

    koskoca imparatorluğun adını osman koyan zat, yani osman gazi :

    http://www.mailce.com/ …ontent/uploads/osmangazi.jpg

    gördün mü? 1299-1071 arasında fark var mı? şimdi sıra alparslan reyizde.

    http://imageshack.us/ …4/akunvarakhunlared7.png/sr=1

    130 yıl bile yok arada ama feci bir değişme var. bu kalıtımsal ve genetik olarak imkansız bir şeydir, he o temsili resimlere göre yargı mı yapıyorum? bilinebilecek en sağlam resimler onlar. tamamen aynısı değil ancak padişahlar arasında kendi portresini çizdirmek geleneksel bir şey osmanlı'da o bakımdan yapabileceğimiz en sağlıklı şey bu. ben çok farklı olduğunu düşünmüyorum neticede bir romalılar gibi nerdeyse gerçeğe yakın büstler yok olsa daha kabak gibi belli olurdu demek istediğim de neyse. yani demem o ki, bölge içinde afedersiniz kimle sikişiyorsanız siz ne olursanız olun, onların hangi gen dominant ise %100 olmasa da velet ona benziyor. mesela normal bir avrupalıyla bir asyalının sevişmesi sonucunda avrupalının genleri baskınsa çocuk çok olmasa da bugün tatar olarak nitelendirdiğimiz şekile yakın bir göze sahip olarak doğar. ne tam çekik, ne tam düz. gel zaman git zaman böyle şeyler aşılır ki bundan kastım da 500-600 yıl, onda da hep normal dengini bulacakta yaşadığı iklimi değiştirmeyecekte falan filan yani. macarlar bu kanıya nerden varmışlar hiç bilmiyorum, düşünmedim de fakat kalsa kalsa 100-200 tane bilemedin 1000-2000 tane hundan oluşacak kadar ufak bir milletlerse diyeceğim yok, macarlar da türk diyemezsin çünkü onların hangi hun olduğunu bilmiyorsun. ya hun yerine liechtensteinlı siktiyse bunları ve bunu gizlemek için "bizi hunlular..." diyorlarsa? bu şaka değil çok ciddi söylüyorum. yani macarların elle tutacağı bir kanıt yok, sadece "biz geçmişte böyleydik işte göt kadar toprağımız var diye küçümsemeyin. avusturya macaristan imparatorluğu da kurduk biz naber." manasına geliyor. belki de siyasi bir manevradır ne bileyim, macarların olayı üzerine daha konuşulur, örnek verilir. her türlü siker, çürütürüm mütevazı olamam çünkü olayın türklerle alakası yok. orta asya çıkışlı bir devletin sonraki kuşak varsasyonu olarak türkleri kastediyoruz, herif bize tee orta avrupa'dan örnekler sunuyor. belgesiz, kanıtsız bir saçmalık hangi macar "anamızı hunlar sikti acaba türkler mi?" der? demez tabi amına koyim. hatta ben macaristanlı olup, turancı evet türk turancısı olan ve türklerle kendilerini kardeş gören macarlar tanıdım lan. macaristan'a gideniniz varsa ülkücülerin orda çok fazla olduğunu hatta bu turancı macarlarla kardeş kardeş turan ülkülerini paylaştıklarını da bilirsiniz. aynı şeyi finli ve estonyalılar için düşünürler ancak ben finli ve estonyalı olup turancı olan görmedim lakin kökeninin türklerden geldiğini düşünen finli tanıdım, bir yıl okuduydum helsinki'de. neyse konu o da değil al kanlı canlı ispatı da var macarlar için ;

    http://www.gazetehayat.com/ …k-macar-icadiymis/66746

    şimdi bazı entel kamiller çıkacak "yeaa verdiği linke ve iddiaya bak ahahaha" diyecek. biliyorum olm, kanınızı biliyorum sizin amına koyim. alın lan buram buram macarların içinden :

    http://www.hunmagyar.org/

    he buna da "olm şimdi 1-2 macar böyle bir şey yaptı, düşündü diye bütün macarlar..." peki kamil 1-2 macar "biz hunlardan geliyoruz." dedi diye bütün macarlar hun mu? peki sen bunu diyen macarlara "peki türkler de hunlardan geliyor, siz de mi türksünüz veya akraba mısınız?" dedin mi? demedin tabi at sineği. azeriler inkar eder mi? edemez, türkmenler kaçınır ama mesela bak özbekler türk olduklarını ve bizle kardeş olmadıklarını her fırsatta inkar ederler. niye? ama türkler, bütün dünya biliyor bunu. hadi sen bir düşüne dur "hehe göt faşist, bütün dünya türk di mi?" dersen ben kızıldereli ve eski mo'lar hariç diğerleri belki diyebilirim, sen bana bakma gerçeklere bak. bütün tarihçiler hem fikirmiş ahahah hadi lan ordan, o iskitler olmasın sakın? bugün bile tartışılır türk mü pers mi? diye. mesela bize göre alp er tunga, eski iran kaynaklarına göre aynı adam afrasyab'tır da ondan. hem türkçe hem farsça konuşmuşlar da ondan. hunlar gibi türkçe konuşup, türkçe yaşamış, türk gibi tarihe damga vurmuş birileri için "hmmm hunlar mı türk yumurta mı tavuktan çıkar?" diye hiçbir tarihçi bahsetmez. mantıklı olan ve gerçekten araştıran bir tarihçi şunu der ; hunlar, turk dilleri de turkish'tir. türklerin ataları, türkçe'nin de atasıdır.hunlar türklerin kurduğu bir birliktir, gerçek budur. maalesef böyledir, çok özür dilerim sevgili enteller ama avrupa'nın da çin'in de amına koymuşuz, kusura bakmayın
    13 ...
  20. 56.
  21. Hunlardan kalan
    medos
    kamos
    strava
    kelimeleri bu başlıktaki teze inanayazdığımın göstergesi. Zira bu üç kelime turkic yahut altaic değil. Hun dilinde kaydedilen başka da kelime yok sanırsam, kişi adlarından bahsetmiyorum onlar daha tartışmalı...
    0 ...
  22. 55.
  23. "Hunlar" sanıldığı gibi tek bir kabile değildir.
    Ama en azından Avrupa Hunlarının büyük bir bölümünü, ve elbette kurucu unsurunu r-tipi Türkçe konuşan Türk utigur-kutigur ve uz kabilelerinin oluşturduğu sabittir. Bunların devamı, Avarlar, Hazarlar, Bulgarlar ve elbette, Macarlardır.

    Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayınız.
    3 ...
  24. 54.
  25. türk olsa ne rus olsa ne çinli olsa ne amk. bırakın şu geçmişi geleceği düşün biraz. geçmişiyle övünen insanlar geleceği görmekte zorlanırlar.
    0 ...
  26. 53.
  27. hunların türk olduğu tarihsel verilerle sabittir canım kardeşim. age oftan örnek vermek de son derece bilimsel tabi tarihsel gerçekleri gün yüzüne çıkarmak bakımından. çin kaynaklarında göktürklerin hunların soyundan geldiği geçer. bilmem göktürkleri türk olarak kabul eder misiniz. her neyse ayrıca devlet yapısı ve kültür-medeniyetleri incelendiğinde birbirinin neredeyse aynısı olduğu görülür. tüm dünya kabul etti iki cahilin işine gelmiyor diye oturup yeniden yazalım tarih kitaplarını. moğollar konusunda is hunların türk olması konusu kadar kesin bir yargı yoktur.
    1 ...
  28. 52.
  29. bugün daha çok macarlar sahiplenmiş olsa dahi hunlar daha çok orta asya kökenli ırkları içerisinde bulunduran bir oluşumdur. türk, macar, fin, ugor gibi. misal avrupa hunları, asya hunları'na göre sayıca çok az olmakla birlikte
    (asya hunları'nın tamamı değil ufak bir kısmı göç etmiştir) içinde türkler'de bulunan bu grupta yerli çoğunluğun halk bazında macar olduğu gerçektir.

    ama hunları'n asıl temeli ve unsuru asya hunları'dır. asya hunları'nı kimse türkler kadar sahiplenemezken, halkın ezici çoğunluğunun türk olduğu bilinmektedir. devlet töreside, en çok türk töresine benzemekle birlikte yapılan dna çalışmalarında en yakın ırkın türkler olduğu aşikardır. bize dönemle ilgili en kapsamlı kaynakları veren çin kaynakları dahi hunlarla, göktürkleri bir tutmuştur.

    onun için bahsedilen bu gerçek, olmayan bir gerçektir. avrupa hunları, biraz çetrefilli bir konu olsada; asya hunları çoğu bağımsız araştırmacıya göre türk'tür.
    9 ...
  30. 51.
  31. inkar edilemeyecek gerçektir.

    bizde bir adet var, nerede kılıç kuşanıp savaşma konusunda başarılı olmuş bir ırk var,

    hemen alıp türkleştiriyoruz,

    moğollar, hunlar, şunlar bunlar hepsi türk bize göre.

    ama maalesef gerçekte böyle bir durum tabiki de yok.
    4 ...
  32. 50.
  33. ha turk olmus ha olmamis ne fark eder, iki biraz icip muhabbet edecek bir adam olmadiktan sonra.
    1 ...
  34. 52.
  35. Türk tarihi açısından çok faydalı olan batılı âlimlerin araştırmalarında bazen bilgi eksikliğine veya ilmî hatalara tesadüf edilmektedir. Hadiseye ilmî açıdan bakıldığında bu çeşit hatalar normal karşılanabilir. Ancak, maalesef iki önemli noktada hatalı davranıldığı kanaatindeyiz. Birincisi barbar kelimesinde görülmektedir. Çinliler kendilerinden olmayan yabancı kavimleri özel adlarının yanında kuzeyli yabancılar, güneyli, batılı doğulu yabancılar şeklinde genel adlarla zikretmişlerdir. Kelimenin aslı Çinli olmayan kuzeyli, güneyli yahut batılı yabancılar iken batılı araştırıcılar tarafından eski barbar tanımlaması konmuş ve ilim dünyasına bu şekilde yerleştirilmiştir. Aslında Çinliler kendilerinden olmayan kavimlere barbar dememişlerdir. ikinci konu Çinlilerin hadiseleri taraflı kaydettiğinin göz ardı edilmesidir. Çinliler yabancıları özellikle Türkleri âsî, her zaman Çin’e vassal olması gereken bir millet gözüyle yazmışlardır. Çünkü kendi imparatorları göğün oğlu, tanrının yeryüzündeki temsilcisi idi. Zaten Çin de dünyanın merkezi sayılıyordu. Neticede kendi başarılarını yüceltirken Türklerin başarılarım küçümsemişlerdir. Batılı araştırıcılar bu durum üzerinde durmamışlardır. Zamanımıza kadar yapılan araştırmalarda dikkati çeken bir başka husus ilim adamlarının incelenen konuyla ilgili tek metne bağlı kalmaları diğer metinlere bakmamalarıdır. Bunun sebebi Çince metinlerde aynı konu ile ilgili farklı ve zengin malumat bulunabilmektedir.

    Eski Türk yazıtlarının bilhassa Orhun Âbidelerinin okunabilmesi, Türklerle ilgili Çince metinlerin anlaşılabilmesinde büyük bir aşamadır. Türkçe unvan ve şahıs isimlerinin asıllarının öğrenilmesi Türkçe metinlerle Çince metinlerin mukayesesi sonucunda gerçekleşmiştir.

    Bizans kaynakları da bazı şahıs isimlerinin doğrularının bulunabilmesi hususunda yardımcı olmaktadır. E. Chavannes’ın Documents sur les Tou-kioue Occidentaux, (St. Petersburg 1903) adlı eseri bu sahada yazılmış en mükemmel eserdir.

    https://ahmettasagil.word...nesri-uzerine-dusunceler/
    0 ...
  36. 51.
  37. yabancı kaynak olarak çin kaynakları yeterli gelir sanırım.

    çince bilen varsa tabi..

    Resmî tarihlerin Türk Tarihi açısından değerlendirilmesi:

    Resmî tarihlerin beş ana bölüme ayrıldığını yukarıda söylemiştik. Bu beş ana bölümün niteliklerini Türk tarihi açısından ele aldığımızda şu noktalar açığa çıkmaktadır :

    imparatorlar bölümlerinde Türklerle ilgili bilgiler azdır. ifadeler kısadır. «Gök-Türkler, şu tarihte şuraya saldırdı. Ya da vergi gönderdiler gibi». Bilgilerin herhangi bir derinliği yoktur. Hadiselerin gelişiminde sebep-sonuç belirtilmemiştir. Dolayısıyla doyurucu bilgiye rastlamak pek mümkün olmaz.

    ilmî risaleler kısmında da Türklerle ilgili bilgiler azdır.

    Esaslı bilgi biyografilerdedir. Hun, Gök-Türk, Uygur gibi başlıklar altında toplanan bu bölümlerde söz konusu Türk toplumlarının, devletlerinin ya da büyüklü-küçüklü boylarının öncelikle ortaya çıkışları anlatılır. Menşe’leriyle ilgili rivayetlere de yer verilir. Daha sonra eğer devlet kurmuşlar ise o açıklanır. Cinle yaptıkları münasebetlere özellikle büyük yer ayrılmıştır. Bundan sonra mutlaka sosyal hayatları hükümdarlarının taşıdıkları unvanlar, teşkilâtları, yedikleri ve içtikleri şeyler, evlenmeleri, ekonomik yapıları, hukukî vaziyetleri, ölü gömme vs. törenleri anlatılır. Özellikle Çinlilerden farklı yönleri belirtilir. Şayet büyük bir devlet kurmuşlarsa devletin gelişmesi, Çin’le yapılan savaşlar hakkında bahisler vardır. Siyasî hadiselerin bazen kısaltıldığı görülmektedir. Bunun sebebi bunların teferruatı Türklerle ilişki kuran şahısların biyografilerinde bildirilmesidir.

    Türk ülkelerine elçi olarak giden, Türklerle savaşan ya da her hangi bir şekilde temasa geçen kişilerin biyografilerinde özellikle siyasî olmak üzere son derece doyurucu bilgi vardır. Söz konusu devlet adamları dönüşlerinde saraya rapor verdiklerinden daha sonra bu eserler yazılırken raporlardan faydalandıklarından şahıs biyografileri ön plâna çıkmaktadır. Çok sayıda savaşın ayrıntıları ve onlara âit hayat hikâyeleri yazılırken kaleme alınmıştır.

    Bahsettiğimiz yirmi beş resmî hanedan tarihi dışında ansiklopedik ve kronolojik nitelikte yazılmış kaynaklar mevcuttur. Bunların ilk örneğini T’ung Tien (801 yılı) oluşturmaktadır. Bu ansiklopedi misal alınmak suretiyle sonraki yüzyıllarda tertip edilen Ts ‘e-fu Yüan-kuei (1005-1013), T ‘ung-chih (1150) ve Wen-hsien T ‘ung-k ‘ao (1254) hakikaten Çin tarihinin değerli hazineleridir. Aradan asırlar geçince bu eserlerin kıymeti daha iyi anlaşılmış ve sonraki tarihçiler tarafından bir çok zeylleri hazırlanmıştır. Bu eserlerin son ciltlerinde yine Çin’e komşu kavimlerin bölümleri vardır. Bu bölümler her bakımdan zengin bilgilerle donatılmış olup resmî tarihlerde mevcut olmayan son derece değerli malûmata da sahiptirler.

    Kronoloji esas alınarak hazırlanan en hacimli kaynak Tsu-chih T ‘sung-chien (1085) ‘dir. Belki de tarihçiler arasında en çok kullanılan eser budur. Çünkü zaman problemi hemen hiç olmadığı gibi olaylar çok sade bir dille sıralanmıştır. Anlaşılabilirle problemi de sıralama takip edildiğinde ortadan kalkmaktadır. Diğer kaynaklarda mevcut olmayan çok sayıda belgeye başvurulması eserin kıymetini arttırmaktadır.

    T ‘ai-p ‘ing Huan-yü chi ve Ti-li Chih gibi tarihi coğrafyaya âit eserler de yazılmıştır.

    https://ahmettasagil.word...nesri-uzerine-dusunceler/
    0 ...
  38. 50.
  39. bu işin içinde çinli prenseslerin parmağı yoksa bende bişey bilmiyorum.

    Büyük Hun imparatorluğunun Zayıflaması (M.Ö. 54)

    Zamanla muazzam seviyedeki imparatorluk gücü, sefahat ve lüks yaşantıya da ayak uydurmaya başladı. Çin'le iyi ilişkiler içerisine giren Hun hakanları, Çin Saray kültürü ve alışkanlıklarına ayak uydurmaya başladı. Çin imparatorluğuyla iyi ilişkiler içine girildiği bu dönemlerde Hun imparatorları Çinli prenseslerle evlenerek farkında olmadan imparatorluğun yıkımına zemin hazırladılar. Çinli prenseslerle birlikte gelen koruma orduları ve Çinli diplomatlar Hun topraklarında ve Sarayında rahatça hareket edebilir, kendi amaçlarına hizmet edecek faaliyetler icra edebilir hale geldiler. Güçlenen ve artık Hunlara vergi ödemek istemeyen Çinliler, ödedikleri vergiyi keserek Hun topraklarına akınlar düzenlemeye başladılar ve Hunların zayıflayarak küçülmesini sağladılar.

    Büyük Hun imparatorluğunun Bölünmesi (Doğu Hun ve Batı Hun) (M.Ö. 54)

    M.Ö. 54 yılında, Hun imparatorluğunun hükümdarı olan iki kardeş Hohanye ve Çiçi ihtilafa düştüler ve imparatorluk Doğu Hun ve Batı Hun olarak ikiye bölündü. Çin ile yakın ilişkiler içinde olan Hohanye ve Doğu Hun, Çin hükümdarlığı altına girdi, Çiçi Han ise Çine ve kardeşi Hohanye'ye karşı sert tavır alarak Batı Hunun başına geçti fakat Çin, zayıflayan Batı Hunun üzerine giderek kısa bir süre sonra Çiçi hanı öldürerek Batı hunlarını yıktı (M.Ö. 36). Çine bağlı bulunan Doğu Hun ve hükümdarı Hohanye ise bölgedeki varlığını Çin ekseninde devam ettirdi. Çinin Muaffak olarak Hunları parçalamasıyla bölgedeki yapı Hunların aleyhine gelişmeye devam etti.

    http://www.turktarihim.co...%B0mparatorlu%C4%9Fu.html

    (bkz: bunu çinlilere sor, onlar bizi iyi bilirler)
    (bkz: çin seddini kargalar için mi yapmışlar)
    0 ...
  40. 49.
  41. başlık sahibinin entry adresi:(#9787165)
    9+7+8+7+1+6+5=43
    hadi bee tüüh.
    1 ...
  42. 48.
  43. 47.
  44. Yıkıldım,yemin ederim şu an yıkıldım. Türk diğil miymişler. Nasıl lan, kızılderililer bile türk, hunlar nasıl türk olmaz...

    Buradan doğal seleksiyonu, soya çekimi, gen bilimi hatta evrimi kınıyorum. Ayıp.
    2 ...
  45. 46.
  46. sözlük araştırmacı, büyük beyinlerle dolu bir kez daha gözlerim yaşardı.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük