20.000 lira yalnızca geçinmek için uğraştığımız için borcumuz var ve kirada yaşamıyoruz. Bu durumda olmayan çok nadir aile vardır. Eve giren para gideni karşılamıyor. Son iki ayda giyim için 300 lira ancak masraf etmişizdir ve de. Yani ekstra bir şey almıyoruz yaşamaya çabalıyoruz.
Başliği açan arkadaş sermayedar galiba fazla takilmayin depoda gecen seneden kalan yüklü miktarda mali varsa tabiki bunu pahalilik olarak kabul etmiycektir.
hayat pahalı değilken mesela mazot ucuzken türkiye'de nereleri gezdiniz merak ediyorum. ayrıca herkesin elinde son model iphone var. hatta teyzemin kızïnda da var. son model bilgisayarlar. nasıl hayat pahalıysa? bu pahalı hâli herhalde.
bunu söyleyenin esnediği zaman afedersin g.tündeki delik geçim sıkıntısından iyice genişlediğinden hem ağzından hem g.tünden giren yoğun hava akımı sayesinde vücudunun içerisinde soğuk hava dalgası oluşmaktadır. ama konuşmaya gelince her şey çok güzel yediği önünde yemediği arkasında.
kuryelerin akın akın sipariş taşıdığı, kafelerde herhangi boş bir masanın bulunamadığı, herkesin elinde son model kapitalist aygıtların dolaştığı bir ülkede abartılması bir hayli gülünç. bu durumu tetikleyenlerde günümüz aptalları namı diğer ülkesi hakkındaki sıfır bilgisiyle batıyla aynı refah düzeyine ulaşmayı hayal eden, bu hayallerinden ötürü reise etmediği hakareti bırakmayan türk gençliği.
kolpaçino hüseyin abinin iki zara yüz bin verdik dediği gibi dün salaş bir mekanda 2 kişi yemeğe 460 tl verip doymadan kalktık. rakamlar yalan söylemiyor.
yo hayat pahalı değil. çok ucuz türkiyede. ancak yaşamak pahalı. adana kebap 70 tl. olmuş. mazot 30 tl ye dayanmış. sanırım zengin belli olsun diyor akp. artık trafikte giden arabalara taksilere selam çakar hale geldi millet.
aynen çok abartılıyor.
bu başlığı açan ya yandaş aşırı zengin, ya euro kullandığı için pahalılığın onu çok etkilemediği almanya gurbetçisi, ya da açlıktan geberse müstehak olan kişi olabilir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2234847/+
hayat pahalılığı abartılıyor, doğru söylem (örn: benim gibi satınalma gücü olanlar için) hele ki; gıda ürünlerinde ve elektrik su doğalgaz iletişim vb zorunlu aylık giderlerde ki artış (kira ödemediğim evimi 14 sene önce aldığım için kira yazılmadı, bu zaten benim için önemsiz. üstelik bırakın şahsi mülkiyetim-birikimim-maaşım olmasını kayınbaba-kaynana geçen sene vefat etti ve şişli de miras kalan bina yanında anne tarafından kalan fındık bahçeleri vs de düşünülürse...) benim için hayat pahalılığı abartılacak bir şey değil.
evet, bazı ürünlerde (içki sigara araba benzin elektronik ihtiyaçlat gibi) ödeme yaparken kazıklanma ile öpülmeden yapılmış cocktailin hissini yaşıyoruz ama yapacak bir şey yok.
evet, hayat pahalılığı herkesi etkiliyor ama sorunumuz hayat pahalılığı değil.
hayat pahalılığından daha önemli sorunumuz var.
hayat pahalılığının en çok acısını çekenlere ucuz ekmek kuyruğunda bekleyenlere bakın, bu sistemi yaratan destekleyen insanlar.
bu insanlar sadece kendi geleceğini değil, evlatlarının da geleceğini yok etti. milyonlarca diplomalı eğitimsiz gençlik yaratıldı. sınav sonuçlarına bakın ne demek istediğimi anlarsınız.
anlamazsanız sosyal medya da paylaşımlara bakın, üniversiteyi bitiren ve beyin göçü adı altında yurt dışına kapağı atan her 10 gencin 2 tanesi eğitiminin iştigal alanının gerektiği meslekte yurt dışında iş buluyor.
diğerleri yani yurt dışına giden 10 gençten 8 tanesi kargo elemanı garson bar büfe vb hizmet sektöründe çalışıyor.
mühendislik eiğitimi alan ama yurt dışında kuryelik yapan genç malumunuz.
düşünün bunlar okumuş eğitim almış.
cemaat tarikat imam hatip düz lise vb yerlerde okuyan ve boğaziçi itü odtü gibi yerlerde değil de dört duvar ör çatısını yap, kapısına üniversite yaz, hiç bir akademik makalesi yayınlanmamış ve yayınlarına atıf yapılmamış öğretim görevlisi idarecisi doldurulmuş kütüphanesi labaratuvarı olmayan adı üniversite olan yerlerde okuyan mezun olan milyonlarca gençler de akla gelirse...
hayat pahalılığından yakınan insanlar kendi ve evladının geleceğini yok etti ve bunun farkında değil.
hangi parti ideoloji rejim sistem olursa olsun türkiye'de sistemi düzeltemez ve senin ve de çocuğun için bir çare üretemez.
eğitim sistemi başta olmak üzere tüm sosyal hukuk devletin taşıyıcı kolonları olan kurumlarda ki hasara bakıp bir de yasadışı göç toplumda yaşanan erozyon ile biz 2 nesil insan kaynağımızı yok ettik.
tartışmanız gereken doğmamış torunlarınızın hayatı ve onların geleceği için neler yapabiliriz olmalı.
