bu hafta düzenlenecek olan istanbul cup tenis turnuvasının tanıtım gecesi türünden şeysinde sahne almış 1 saatliğine dün gece. iyi, güzel, ne hoş. sonrasında yaptığı açıklamalara gelelim. hede hödüsünü atlıyor, bu entry'i yazmama sebep olan yerine geliyorum direkt olarak. demiş ki; "inşallah wimbledon'da bir türk oynar". bunun öncesinde "hede hödö" diye tanımladığım yerde de tenisle pek ilgilenmediğini -ki bu pek ilgilenmemek genelde "yanından geçmedim usta" anlamı taşımaktadır- söylemiş. e, ben ne diyeyim. tenisle ilgilenmeyen, futbolu takip etmesi sebebiyle arada spor haberlerinde tenise de denk gelen türk insanının wimbledon'ı şampiyonlar ligi sanması hastalığı var kendisinde diyeceğim, futbolla da ilgilenmiyor hanımefendi. tamam, wimbledon her zaman daha fazla ilgi çeker ve daha prestijli olarak görülür diğer 3 grand slam turnuvasına göre, katılırım sonuna kadar ama bilmeyen biri böyle sallayınca uyuz oluyorum işte. abartıyor muyum? belki evet, ama yazmadan da duramadım. ne bileyim, madem tenisin yanından geçmedin, bari o açıklamayı yapmadan önce bilen birine tanış, ezberden iki cümle söyle. bence ilgilenmiyorsa, "ilgilenmiyorum" deyip geçmesi en doğrusu ya, neyse..
ben bu ablayı 2006 yazından beri orda burda duyuyorum, istemli istemsiz dinliyorum. siz önceden duymuşsanız kendisini, orasını bilemiciim. kendisini eurovision hariç canlı dinlemedim, bu yüzden yarışmada detone miydi yoksa allah playbackten razı mı olsun bir fikrim yok. yaptığı müzik tarzından pek hazzettiğimi de söyleyemem.
ama nasıl desem, o ilk duyduğum stir me up'da ayrı bi hava vardı, söyleyenini merak ettiriyordu. hani böyle "tatil beldesi" niteliğini üç beş turist ve bir havuzla kazanmış her beldede çalan, "aha yine bu çıktı kaçalım" dedirten bişey değildi ses güzel şarkı güzel falan filan. "dünyaca ünlü şarkıcı" yaratmak için deliren toplumumuz için gerekli olan her şey bu kızla sağlanmış gibiydi (dünyaca ünlü herşeyimiz oldu da bi şarkıcımız eksik kaldı ya, neyse).
ama biz her nedense bir takım standartlar yaratmak ve elimizdekileri onlara uydurmak için uğraşıyoruz. kendisinin ingilizce şarkıları gayet güzeldi. şimdiyse düm tek tek adlı şarkımsının arkasından gelmiş bir evlenmeliyiz felaketiyle karşı karşıyayız. anlamıyorum yok bengü'dür demet'tir falan yetmiyor muydu bunlar, biz anlamsız şarkı söyleyen, her fırsatta soyunmuş sarışın (ki hadise'nin esmer hali bin kat daha güzeldi, zannımca bu haliyle solaryumda uyuyakalmış izlenimi veriyor) kadın şarkıcı sıkıntısı mı çekiyoruz? neden inatla türkçe'yi bırakın aksanlı konuşmak, son üç yıl içinde öğrenmiş birine türkçe şarkı söyletmeye uğraşıyoruz? ve, ve, ve neden basına verilen resimlerinde gördüğümüz photoshoplu ile sahnede gördüğümüz photoshopsuz olmak üzere aralarında dağlar kadar fark olan iki hadise var ortada?
belçikalı hadise'den sıradan bir eller havaya şarkıcısı yaratıyoruz, hayırlı olsun.
Bugünlerde birbiri ardına eleştri oklarına hedef olan şarkıcıdır, kanımca güzel sesini yeterince iyi kullanamamaktadır. Yeni albümün de adın ne isimli parçada MT ile düet yapması ise ilginçtir.
dün gece star tv ekranlarında "en iyi pop şarkıcı altın kelebek ödülü"nü(yuh yani yuh) alırken gördüğüm, şarkıcılık yeteneği sıfır, çirkinlikte tavan yapmış, konuşmayı beceremeyen(sürekli,ondan sonra ondan sonra dedi durdu) tuhaf suratlı, çirkin kişi.
edit: çirkin işte ! ablak suratı, pertlek gözleri, kütük baldırları birkaç yıl sonra bir b.ka benzemeyeceğinin habercisi şimdiden.
edit:ajda pekkan, nilüfer, sezen aksu, burcu güneş ve daha birçok harika sesli sanatçı dururken bu "playback şarkıcı"yı yılın şarkıcısı seçen "iyi ses, iyi müzik, iyi sanatçıdan anlamak özürlüler"e şaşarım ben. yuh işte yine yeniden yuh.
yüzüne her baktığımda, tuhaf bir surat gördüğüm, çakmalığını beyonceden, pertlek gözlerini yasemin yalçından alan, igrenç sesiyle belçikada bir baltaya sap olamayıp yine o igrenç sesiyle türklerin gönlünün birincisi(!) olan, orasını burasını açarak bol selülitli haliyle seksilik peşinde koşan, türk erkeklerinin rus kızlarından sonra keşfettiği eğlenilecek kadın. 23 yaşında bu kadar çirkinse 43 yaşındaki çirkin halini hiç düşünmek istemediğim hatun.
daha da erovizyona katılmam diyerek bizi hüzne boğmuş şarkıcımızdır.hadise cim kuzum sensiz erovizyon düşünmek bile istemem detone sesin ve sen muhteşem ikilisiniz hayatın boyunca playback yapman temennisiyle.
Türkiye' nin hala anlamsızca önemsediği eurovision u kullanaraktan altı ayda kendi reklamını bilmemnesini yapmıştır. Eurovision a hazırlık süresince kendisini görmediğimiz reklam, billboard ve afiş kalmamıştır. Artık ekstra falan aldı mı onu hiç bilmiyorum bile. E napsın aklını kullanmış iyi de etmiş. Ne koparsa kardı, kopardı da. *
sadece eurovision'a mahsus değil, hiç bir şekilde canlı performans sergileyemeyen şarkıcı. ayrıca patricia kaas, malena ernman gibi sanatçılardan sonra ''bana karşı haksızlık yapıldı'' demesi bile gülünçtür.
artık brutal vokal yapmayı düşünmesi gereken sanatçı. sahnede çok güzel gördük nasıl söyleyemediğini, kendisine brutal bir şeyler denemesini tavsiye ediyorum. ayrıca demek ki donuna kadar göstermek bir yere getiriyormuş.
-hadise neler söyleceksin örövizyonla alakalı?
+ya bir kere komşu komşuya veriyor
-nasıl yani?
+e o çocuk zaten geymiş. vermiştir yani.
-ne alakası var sayın hadise?
+şirinlik kazanıyor abicim şirinlik
-e senin de donun gözüküyordu hadisecim
+ya benim donum şirin mi allaaasen, bırakın bunları lütfen yaaa.