gecenin şiiri

entry13354 galeri929 ses19
    13329.
  1. DUYUŞ VE DÜŞÜNÜŞ

    Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer
    Ay geçmiyor ki almayayım gamlı bir haber.

    Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu;
    Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu.

    Kaybetti asrımızda ölüm eski hüznünü,
    Lakayd olan mühimsemiyor gamlı bir günü.

    Çok şey bilen diyor:'Gidecek her gelen nesil
    Ey sade-dil Bu bahsi hayatında böyle bil

    Hiç durmadan, hayat öğütür devreden bu çark,
    Ölmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark.

    ilmin derin görüşleri, aklın hükümleri
    Doldurmuyor boşalmış olan hisli bir yeri.
    0 ...
  2. 13328.
  3. bahisleri açalım mı arkadaşlar.
    sersem döver bence afhgaf.
    1 ...
  4. 13327.
  5. Şiir şair tartışıyorlar hauah.
    0 ...
  6. 13326.
  7. vasat sensin. sonra bana sinirli diyorsunuz. bir şiirim var şiirime de karışmayın şurada ya. anlamadığın işe hemen mal bulmuş mağribi gibi koş.
    1 ...
  8. 13325.
  9. Tamam. Sen yozgatlı memurların vasat şiirlerinden devam et.
    1 ...
  10. 13324.
  11. göster demedim zaten amatör şiir okuyamıyorum ben kaşıntı yapıyor.
    1 ...
  12. 13323.
  13. Yazdığım şiirler sadece yazılana gösterilir.
    1 ...
  14. 13322.
  15. evet tam olarak öyle bıkmış belli ki ama güzel şiir. şiirin kötü olduğunu belirten doğru düzgün bir eleştiri göremiyorum. şiiri şairinden ayrı değerlendiremeyen de şiir okumasın. yukarıdaki şiir çok iyi bir şiir değil belki ama köylüleri niçin öldürmeliyiz şiirinin harika ironik bir eleştirel yapısı var. şükrü erbaş'ın daha ahenkli şiirleri de var. iki devrik cümle kurmakla oluyorsa sen de yarın bir kitap yaz altın portakal şiir ödülünü al bakalım alabiliyor musun.
    1 ...
  16. 13321.
  17. Adam tmo da memurmuş.
    Köylülerle uğraşmaktan bıkmış şiir yazmış Allah’ın yozgatlısı işte. iki devrik cümle kurdun mu tamam zaten.
    1 ...
  18. 13320.
  19. "Savaş çıktı
    kız koynumdan çıkmadı
    beni mahmur bırakmaktan bir gün olsun bıkmadı
    devler gibi yazı yaban demeyip silahlanmış adamlar
    korkuya yağmaya kana söz getirtmedi
    alacaklarımızın sorgucuyduk borçlarımızın çilingiri
    bizi korku bizi yağma bizi kan yargıladı"
    1 ...
  20. 13319.
  21. köylüleri niçin öldürmeliyiz çok güzel bir şiir. gerçekten öldürmekten bahsetmiyor ayrıca ne şuursuzu. o şiiri okuyup da adamın köylülerden nefret ettiğini düşünmek yanlış olur. bu şiirin güzelleme olduğunu düşünmek de yanlış yürek lekesi diyor adam babasına güzelleme mi bu?
    "Babam neden yalnızca içince güzeldi." dizesi de o şiiri hatırlatıyor. köylüler de ancak rakı içince ağlıyordu.
    1 ...
  22. 13318.
  23. çok tatlısın amına koyayım
    türbanından çekip dudaklarına kapanayım
    inat etme gece yanında kalayım
    iri memelerini ağzıma alayım
    yeter ki he de kulun kölen olayım.
    2 ...
  24. 13317.
  25. Köylüleri niçin öldürmeliyiz şiirini yazacak kadar şuursuz bir adam babasına güzelleme yazmış.
    Çok içim parçalandı.
    2 ...
  26. 13316.
  27. nedense bu şiir öyle bir içimden geldi. fena bir şiir değil. bu da fena bir gece değil. bu şiirden sonra acaba dört kardeşi mi var şükrü erbaş'ın diye düşünüyorum imza gününe gitmiştim keşke sorsaydım.

    AYNI YÜREK LEKESi

    Babam gelirdi ve akşam olurdu.
    Bahçedeki akasya ağacı
    gün boyu biriktirdiği kuşları
    Birer hayal topu olarak uzatırdı yatağımıza.
    Siyah-beyaz bir fotoğraf gibi gelirdi babam.
    Kamyonlar hep geceleri, hep uzaklara giderdi.
    Ben o zamanlar bütün babaları susar sanırdım.
    Yalnızca gaz lambasıyla konuşan
    bir diş gıcırtısıydı babam.
    Kapılar titreyerek açılır, titreyerek kapanırdı.
    Tanrıyı ve uzun konuşanları sevmezdi hiç.
    Babamdan yapılmış bir korkuydu dünya.
    Ben o zamanlar yalnızlığı gece sanırdım.
    Ne kadar susarsa o kadar terlerdi.
    Boncuk boncuk döktüğü ter,
    hep uzağından geçen kadınların
    içinde göveren gözleri miydi?
    Babam en çok kışa yakışırdı.

    Bütün oyunlarımız
    başkalarının evlerine bir güzellemeydi.
    Annem babamın günahları için
    bir namaz yumağı hâlâ.
    Ey penceresi dışarıya açık, içeriye kapalı evler...
    Babam neden yalnızca içince güzeldi.
    Şimdi beş ayrı evde aynı yürek lekesi
    Süt kokularına yayılıp duruyor.
    Babam on altı yıldır
    ölüme saçmalığını anlatıyor...

    şükrü erbaş
    2 ...
  28. 13315.
  29. 13314.
  30. ibrâhîm
    içimdeki putları devir
    elindeki baltayla
    kırılan putların yerine
    yenilerini koyan kim

    güneş buzdan evimi yıktı
    koca buzlar düştü
    putların boyunları kırıldı
    ibrâhîm
    güneşi evime sokan kim

    asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
    buhtunnasır put yaptı
    ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
    güzeller bende kaldı
    ibrâhîm
    gönlümü put sanıp da kıran kim

    `Asaf Halet ÇELEBi
    `
    1 ...
  31. 13313.
  32. 13253.
  33. can verirken bulutlar yerli hayata doğru
    iki dağ arasında işler zaman kalburu
    kader kısmet açılır istidadlar denenir
    divaneler dipdiri zamaneler elenir.

    salih mirzabeyoğlu - kayan yıldız sırrı
    0 ...
  34. 13252.
  35. yaprak kürek bu işler
    evin kedisi götünü dişler
    yanında yancık olsun
    mımında boncuk...
    0 ...
  36. 13251.
  37. uzun ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan,
    ve çantamda otlu peynir kokusuydu babam,
    falan filan.
    1 ...
  38. 13250.
  39. Usanmazdım saatlerce baktığım
    Gözlerini bile bile unuttum
    Unuttum adına bir cızık çektim.
    1 ...
  40. 13249.
  41. Ama eğer, yavaş yavaş, beni unutursan
    o zaman
    seni unutacağım.

    Eğer başka bir yerde dolu dolu yaşamaya başlarsan
    ve günlerin
    dalga dalga benden uzaklaşıyorsa,
    o zaman
    aramızda bir bağ kalmayacak,
    ve benim sevgim de
    sana doğru yavaşça ölecek.

    Ama eğer her gün,
    her an
    beni hatırlarsan,
    beni vazgeçilmez biri gibi hissetmeden,
    ama sadece varlığımı duyumsarsan,
    o zaman
    ben de
    seni bekliyor olacağım.
    1 ...
  42. 13248.
  43. Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
    Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
    Sende tattım yemişlerin cümlesini.

    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin!
    Desem ki...
    inan bana sevgilim inan,
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi farkedemezsen,
    Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme, müsterih ol;
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

    cahit sıtkı tarancı - desem ki.

    bu nisan gecesine yakışır bir şiir.
    1 ...
  44. 13247.
  45. hey!

    Kaygusuz, deli bir kuştum
    Senin dalına kondum hey!
    Yüksek yerlerde uçmuştum,
    Ayak ucuna indim hey!

    Denizler gibi derindim,
    Gözlerine sığ göründüm.
    Karlı dağlardan serindim,
    Sana sokuldum, yandım hey!

    Tükenmez mihnetler çektim,
    Kanlı gözyaşları döktüm,
    Akıllılara örnektim,
    Divânelere döndüm hey!

    aşıklar sana ne yapsın?
    Dudaklar nereni öpsün?
    Sen bir acayip şarapsın,
    Daha içmeden kandım hey!

    Yadını düşürmez dilim,
    Sana ulaşır her yolum;
    Kirli, günahkar bir kulum,
    Yüzüne bakıp yundum hey!
    1 ...
  46. 13246.
  47. https://youtu.be/9ZOKxCZhgL8?si=PQrz4OnI7WbRsK5F

    Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla,
    Bâzan sessiz sedasız, ipekten kanatlarla,
    Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla,
    Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla,
    Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla,
    Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla,
    Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla,
    Sözde senden kaçıyorum doludizgin atlarla..
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük