kitaplarını 2-3 defa okuyarak (kitabın sonunu getirmeden tekrar başladığım) bitirdiğim, böyle bir yazar ancak ve ancak hasta-şizofren bir bünyeden çıkar diyebileceğim, kitaplarını bitirdiğimde üzüldüğüm ve sırf bu yüzden bazı kitaplarını okumayı ertelediğim hatta ölümüne bile üzüldüğüm, edebi metinlerimde kendime ideal olarak gördüğüm ve psikolojinin doruklarına tırmandığım yazar.
klasik müzik dinleyerek okumaktan cok haz aldıgım, beni 5 dakida icinde yaşadıgım yerden koparıp kendi dünyasına almayı başaran, insanların anlayamadıgım davranıslarını, bana özgün diliyle anlatan rus yazar.
varolusculuga hos bi yorum getirmis, katran gorunumlu, gereginden fazla demlenmis seylan cayi tadinda bir uslubu olan insan.. okumasi yorucu kitaplarini. ve genel izlenime ne kadar onem verdigi bariz. ancak arada kopup romanin, hikayenin arasina girdiginde, tanzimat donemi yazarlarinin, "evet ey okuyucu" ile baslayan girislerine fazla benziyor uslubu. severiz ustadi ama kesinlikle fazla sorunlu bir insan.
özellikle "yeraltından notlar" kitabında kendi kendini kasıtlı olarak rezil eden yazar. çünkü but tür eylemler ve acılar insanı olgunlaştırır yazara göre.
11 kasım 1821-9 şubat 1881
rus romancı ve öykü yazarı. 20. yüzyıl edebiyatında önemli bir iz bırakmıştır. varoluşçuluğun edebiyattaki ilk yansımalarını oluşturur.
ilk romanı bednye-insancıklar'dır ve ilk rus toplumsal romanı olarak kabul edilir. bu yapıtıyla ünü yayılmaya başlamıştır.
rus yazınının en buyuk ustatlarından.. kopuşlarıyla, kaçışlarıyla, bilinmezlikleriyle, gerçek olmayacak kadar 'gercek' aslında olagan 'olagan dısı' kahramanlarıyla dusunce kalıplarınızdaki taşları yerinden oynatan üstün yazar.. kahramanlarının duygularıyla sizi sizden eden, size sizi tanıtan, dusunceleriyle sizi 'budala'ya donusturen, sizi can evinizden 'vicdanınızdan'vuran adam... kendimizi tanımaktan bihaber oldugumuz gunumuz dunyasında bu kadar GERCEKLiK karsısında beni cokerten hayata bakış açımın mıhenk taşlarını yerine oturtan ben de ondan sonrasının olmadıgı 'gercek' yazar..