insanlarin kendi kafasinin icindekiler ile varolan somut dunya arasinda baga iliskin sorular soran bilimdir.
zihnimizde olusan ile zihnimizin disinda maddi olan arasindaki iliski iki yonludur.
-hangisi onceliklidir? (yani hangisi hangisini kapsar )
-dusunerek dunyaya dair cikarimlara ulasabilir miyiz?
cok basit bir aciklama yaparsam;
ya gercek dunya vardir bilinc onun yansimasidir(materyalist) ya da ister oznel olsun ister nesnel, doga ustu (tanri) guc oncelikli, gercek dunya onun turevidir(idealizm) materyalistler dunyayi kendi yasalari ile kavrarlar ona gizemli,dussel,dinsel olandan bagimsiz aciklarlar. idealistler ise tam tersi bicimde nesnel(insan bilincinden bagimsiz zihinsel bir guc ile) ve oznel( berkeleyde oldugu gibi herseyin insan zihninde olmasi ornegindeki gibi)bir cercevede dunyayi aciklarlar.
her iki yolda birbirine karsittir .insanlik tarihinden beri catisma halindedir.
not:iki felsefeyi birbirine birlestirmek isteyen ilginc jean paul sartre calismalarini bir kenara koyarsak
nerden geldim? nerdeyim? nereye gidiyorum?
gibi milyonlarca soruya cevap arar.
birsürü alt kolu vardir.
baslayanlar için önerim antik yunan felsefesidir ***. zaten rönesans dönemi avrupasi filozoflarinin çogu yeni bir akim pesinden degil, bu var olanlarin izinden gitmislerdir. istisnalar da vardir tabi *
felsefe özünde soru sorma sanatıdır.çünkü felsefenin kökeni soru sorma üzerine dayalıdır,varolanı sorgulama da denilebilir bir anlamda.bu yüzden belki de tek bir felsefik kitap okumayan insan bile felsefe yapabilir çünkü felsefede sermaye bilgi değil düşünsel birikimdir.bana göre en güzel yanıysa bir çok filozofun düşünceleri hakkında fikir sahibi olduktan sonra hiçbirini beğenmeyip kabul etmeme lüksüne sahip olmak.ne de olsa felsefi açıdan bakıldığında kesinlik diye bir şey yok.*
"felsefe, yapmak ölmeyi öğrenmektir" karl jaspers
"felsefe, neleri bilmediğini bilmektir" sokrates
"doğruyu bulma yolunda düşünsel bir çalışmadır" platon
"mutlu bir yaşam sağlamak için, tutarlı eylemsel bir sistemdir" epikuros
"inanılanı anlamaya çalışmaktır" anselmus
"inanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır" abaelardus
"eleştiridir" campanella
"felsefe duyumların bilgisidir" condillac
"insan zihninin mahiyetini incelemektir" hume
Köle sahipleri ekmek kaygusu çekmedikleri
için felsefe yapıyorlardı, çünkü
Ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
Köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için
Felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini
Köle sahipleri veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Köleler felsefe kaygusu çekmedikleri
için ekmek yapıyorlardı, çünkü
Felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara;
Felsefe sahipleri köle kaygusu çekmedikleri
için ekmek yapmıyorlardı, çünkü kölelerini
Felsefe veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin
Felsefesi. Ve sahipsiz felsefenin
Ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
Ekmeğin sahipsiz felsefesini
Felsefenin sahipsiz ekmeği.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Hala yeşil bir defne ormanı altında.
Felsefe kelimesi Yunanca'da fhilo(sevgi) ve sophia (bilgelik) kelimelerinin yan yana gelmesinden oluşuyor... fhilosophia (bilgelik sevgisi). Yunanlı düşünürler için "Bilgiyi sevmek, bilginin peşinden koşmak" anlamını taşır...