evrim, insanların maymundan geldiğini söylemez.
insanlarla maymunların atalarının ortak olduğunu söyler.
maymun evrimleşip insan olamaz, çünkü o başka bir daldan türedi. aynı şekilde insanlarda..
evrimin din ile hiç bir çelişkisi yoktur.
canlıların nasıl oluştuğunu söyler. tanrı'nın var olup olmadığını değil.
şu anki evrimin teorisi, islamla hiç bir şekilde çelişmez.
müslüman kardeşlerim, rahatça bu teoriyi kabul edebilirsiniz. zaten etmemek için bilimsel bir antitez sunmamız lazım, ben dahil çoğumuz sunamadığımız için, ki aslında da gerçeğe en yakın teoride bu olduğu için, kabul etmek zorundayız. bu imanımızdan bir şey eksiltmez. aksine kur'anın yeryüzünü gezin görün öğrenin araştırın ilkesiyle bağdaşır.
evrim inanılacak bir din değil kabul edilmesi gerekilen bir teoridir.
evrim bir din değil, o yüzden körü körüne inanmak gibi saçma bir şey olamaz. yani "ben evrime inanmıyorum yeaa" gibi sacma sapan cumleler kuran ve muhtemelen evrımın neyı anlattıgını bıle bılmeyen insanlarla karşılşmak kaçınılmaz. evrim bilimsel olarak kanıtlanmıs ve su zamana kadar ıse tersıne, bu kanıtları çökertecek bir kanıt/kanıtlar bulunmamıs bir teoridir.
bazı kabullenmeler içine girip "evrımın şu yönü bana sacma gelıyo ama şuna ınanıyorum" vs gibi cümleler sarfeden insanlarda mevcut. bunlarda malesef bilgisizliğin nirvanasında yerlerini almışlardır.
Canlıların bazı değişimlere uğradığı doğrudur ama bunun ortak bir atadan gelip milyonlarca yıl içinde gelişip ayrı türlerin oluştuğuna inanmıyorum. Insan için olabileceğine hiç hiç inanmıyorum. Ne olmuştur, insan türü yaşadığı çevreye göre ve ortama göre bazı değişimler göstermiştir ve o çevreye adapte olmuştur buna inanırım.
Biliyorum ki çoğunlukla trollük yapmak için "teist" veya "ateist" arkadaşların bu konuyu sözlük içinde istismar ettikleri doğru. Benim düşüncem özellikle bir Müslüman'ın evrim ile insanın yaratılmış olduğuna inanmasında inancına doğrudan aykırı düşen hiçbir şey bulunmuyor. Bu konuda Caner Taslaman'ın görüşlerine katılıyorum. Lakin aynı zamanda evrim'in akıllı tasarım iddiasını zayıflattığını da düşünüyorum. Yine de bence bir Müslüman'ın evrime inanmasında aykırı bir şey görmüyorum. Bunu Hıristiyan arkadaşlar için söyleyemem mesela.
aslında sanıldığından çok şey anlatır, biyolog bunu tabi türlerin değişimi olarak okur ama doğa bize aynı zamanda bir şey anlatır ve evrimin sistemi ya da o süreci açıklayan şey: bir sistemdir.
evrim teorisi bize akılsız doğanın nasıl kendi dışında bir açıklamaya ihtiyaç duymadan doğanın açıklanacağını gösterdi. bu haliyle önemlidir.
çünkü ne kadar farklı açıdan yaklaşılırsa yaklaşılsın doğada iki temel düşünce vardır. birincisi olanı olanla olduğu gibi açıklayan düşünce. ( yane materyalizm)
ikincisi ise olanı başka bir şeye bağlayarak onun üzeriden açıklayan düşünce. ( yaratılışçılar) ayrıca bunlar olayları uhrevi şeylere bağlayarak da olayı çok farklı yerlere çekmişlerdir.
ikinci farklı nokta ise: akıllı tasarım ve akılsız tasarım üzerinedir. teist kafa sürekli olarak evrenin bir öngörü ve tasarı şeklinde yaratıldığını ileri sürmüş ve her şeyin plan dahilinde, kusursuz işlediğini söylemiştir.
oysa evrim teorisi buna da darbe vurmuştur. hiç öyle planlanmış şeyler üzerinde değil bildiğin olasılık üzerine her şeyin gerçekleştiğini ortaya koymuştur. yani bir öngörü veya tasarı olmadığı gibi bir akıl aramaya da gerek yoktur. ( zaten bu akıl tanrı oluyor)
yani olaya sadece türler değişiyor gibi bakmak sıkıntıdır, kimse türler değişiyor diye bu kadar tartışmamıştır. evrimin anlattığı şeyler çok derindir ve tartışma yaratılan kısmı da burasıdır.
Evrime inanmıyoruz derler; ama neye inanacaklarını şaşırmışlar.
Niye inanmıyorsun? diye sorarsın,
Mantıklı değil derler,
Aksini kanıtla dersin,
Bön bön bakarlar,
Çünkü ellerinde birşey yoktur.
bilim, insan aklının sorularını yanıtlar. gerçekleşen herhangi bir olayın arkasındaki sır perdesini aralamaya yönelik atılan cesur adımların adıdır. bilgi gerektirir. çağın en büyük sorunlarından biri hiç kuşkusuz cehalettir. ve de haliyle cehaletin örgütlü bir çekilde atağa geçmesidir. tıpkı evrim denilen ve an itibarıyla yeryüzündeki canlılığı en net açıklamaya yönelik çözümler ortaya koyan yüz yılı aşkın süredir gelişmeye devam eden yöntemi "biz şimdi maymundan mı geliyoruz?" gibi hayli trajikomik bir önermeyle çürütme teşebbüslerini seyretmek gibi.
darwin, türlerin kökenini yayınlarken daha radikal bir görüşü aslında ortaya koymaktaydı. hepimiz, aynı ortak atadan geldiğimizi düşünüyordu. ki bu düşünceye iten şey ise bilimin ta kendisiydi. doğal seçilim, mutasyon, dna, genetik, kalıtım, gibi kavramlar literatüre kazandırıldıkça bu önerme, giderek yaşamı okuyan değerli bir yönteme dönüşüyordu.
Oysa darwin yazdığı makalelerin hiç birinde ne din, ne de tanrı hakkında bir görüş ortaya koymamaktaydı. Peki o zaman kökten dincilerin neden bu denli tepkisini almıştı? Yanıt basitti. yaradılışçılara göre dünya, yaklaşık 7000 yıl önce, tanrı tarafından yaratılmıştı. ve her canlıyı birbirinden bağımsız bir şekilde yarattığına inanıyorlardı.
oysa bugün bilimsel veriler ışığında dünyanın yaklaşık dört buçuk milyar yaşında olduğunu biliyoruz. ve bilinen en eski atalarımız afrikada yaklaşık 200 bin yıl önce yaşadıklarını bilimsel verilerle ortaya koyduk. bugün NASA ve benzeri birçok kurum ve kuruluşun birbiri ardına yaptığı keşifler neticesinde evrenin merkezinin dünya olmadığını görüyoruz.
darwin'in en büyük suçu tabulara savaş açmasıydı. bruno'yu italya'da diri diri yakanlar, şimdiler de o meydandaki bruno heykelini görebiliyorlar mıdır bilinmez. bilimin açtığı yolda ilerleyenler insanlığın zihinsel sıçramalarına büyük ölçüde katkı sağladıkları gün gibi ortadadır
"canlıların yaşadıkları şartlara uyum sağlamak için başkalaşmaları" olayıdır.
her şey canlıdır.
yaşadığım dünyadaki insanlara baktığımda afedersiniz sizin geçireceğiniz evrimin te dibine ...
Ayrıca doğal seleksiyon anlamında çok hızlı bir dönemden geçmekte bizim maymunsular açısından. O kadar hızlı tükettiler ki bizim maymunsular şimdi kara kara ne yapsak da şu nüfusu biraz azaltsak diye düşünüyor tepe kadro.
Kendi kendini tüketerek çoğalma mücadelesi veren her yapı gibi sonu hüsran olacak.
ASlında ne garip şey lan evrim, medeniyet, devrim, matematik, bilinç gibi yüce kelimelerin bu maymunsular tarafından icat edilmiş olması. Bazen diyorum lan yoksa biz ciddi ciddi özel miyiz?
Allah'ın bu pis maymunsuları sevme ihtimali var mı? Hem bu kadar acımasız, sadist, bencil, ilkel hem de bu kadar iyi, akıllı, uslu, merhametli, alçakgönüllü insanlar nasıl aynı türden hem de bir maymunsu türünden çıkıyor? Babam böyle puding yapmayı...
Sonra işler boka sarmasın diye yarıda kesiyorum, mistizmle kendi kabuğunu örmüş hücremin içinde varlık mücadelesini sürdürürken huzura, matematiğe açılıyorum.
Doğa bilimleri ve mühendislik çok zor alanlar, hala çok fazla belirsizlikleri var. Evimde gibi hissettirmiyorlar beni. Matematiğin yüce gölgesindeki kadar hissedemiyorum ata yurdunda gibi.
Geçen gün kuantum mekaniğinde kullanılmak üzere icat edilmiş bir formülün evrimsel bir yorumla birlikte psikolojik analizlerde de pekala kullanılabileceğini fark ettim.
Şöyle ki insan evriminin asıl dinamosu gen kopyalama kapasitesindeki artışı sağlamaktır. Arada da hatalar verip durur, yani biraz daha zeki olsun biraz daha zeki olsun derken bir de bakmışsın fazla zeki biri çıkmış ortaya sonuçta (bkz: newton) adam evrimsel sistemin dışına çıkıyor. Bu tip durumlar direk birikimli doğal seleksiyonla açıklanamıyor. Bildiğim kadarıyla da bu saçılmaları açıklayacak kadar kompleks formüllere genetikçilerin matematiği yetmiyor. Ben burdan bir nobel çıkarırım gibi geliyor bana ilerde. Bir de patlamalı evrimdeki veri analizlerini yapabilrsem.
birdenbire olmayan, zaman içinde ve doğal biçimde, kendiliğinden ve sürekli olarak, evre evre olan gelişim, ağır ağır ve kendiliğinden olan niteliksel ve niceliksel değişme süreci olarak tanımlanır.
Buna en güzel ve görebildiğimiz örnek elimizden düşmeyen telefonlardır.
Öncesinde kablolar ile birbirine bağlı dev kutular iken daha sonra biraz kuculduler, kablolarindan kurtuldular, aracimiza koyabilecek duruma getirildiler, cebimize sigdilar, ses kaydı, kamera mp3 çalma özellikleri geldi, şu an ise nerdeyse tüm ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir araç haline geldi.
asıl adı Transcendence olup türkçeye evrim diye çevrilen* bilim kurgu aksiyon gerilim türündeki film. Filmin başrollerinde Johnny Depp, Rebecca Hall ve Morgan Freeman oynamaktadır.
filmin ana fikri ; teknoloji bizim yaptığımız en iyi şeyde en son şeyde olabilir tarzında birşeydir.
insan zekasından çok daha güçlü bir yapay zekanın işlendiği film alt metinlerinin yetersizliği yüzünden resmen çöp olmuş.
edit: ilk eksiyi atan okuduysa mahlasim prayerfuk olsun.
yahu dunyada olusan butun canlilar zaten evrimle olusmustur. evrimden daha mantikli bir teori henuz yoktur. ancak evrim muslumanliga zit degildir. ademin sudaki parcalardan yavas yavas gelisen proteinler dnalarla olusmus olmasi ve dunyada can bulmasi allahin yapabilecegi bir seydir ve genel yaratilis tarzina da uygundur. evrim deyince aklina sadece maymun ve ateizm gelen tenekecikler fazla yanki yapmasin. evrim ateizm veya gayri muslimlikle gram alakali degildir gosterge degildir. muck.