böyle insanların olduğu, yetiştiği yönetimler en iyisidir.
çocuğun acizliğini ve yardıma muhtaç olduğu durumu karşısında olan insana yük, bir zorunluluk, o insanın yapmakla mükellef olduğu görev olarak sunmaması...
çocuğun yardım isteğine karşı davranış sergileyen-tutum içinde olan insanın davranışı vücut dili hareketleri...
böyle insanların olduğu toplumun yönetimi hangi adla anılırsa anılsın, ne olursa olsun o sistem en iyi yönetim şeklidir.
en iyi yönetim şekli diyerek...
konuyu ideoloji veya rejim ya da hukuk, din, ırk, kültür açısından yaklaşım yapılıp konuyu kişisel-bireysel bazda tartışmak, konuyu bir insana - anlayışa indirerek bir siyasi lider ya da idareci, buna peygamberleri de katarak hatta; tanrı-allah-rab diye yaratıcıyı da katarak "şu yönetim, bunun yönettiği, onun altında, falanca yerde" diye coğrafya temelli (örn: ülkenin avrupa veya asya kıtasında olması) gerekçelerle temellendirerek "bu yönetim şekli en iyi" demeyi aptallıkla bile açıklayamazsınız.
Napolyon bonapart için en bilinen sözü "para para para" görülebilir ama aslında mealen napolyon "en iyi yasaları da yapsanız, en iyi sistemi de kursanız sistemin sağlıklı işlemesi için bu yasalara ve sisteme tabi olan insanlar ahlaklı ve erdemli olmalı.
bu yasalar ve sistemde ki insanlar ahlaksız ve erdemsiz ise kanunlar bir işe yaramaz" demesini hatırlarsanız (Code Napoleon - Code civil des Français konusuna girmeden) bir sistemi, rejimi, idareyi, hukuku mükemmel yapan toplum ve birey olarak ahlaklı ve erdemli insanların bir araya gelmesidir.
tüm bu rezilliklere neden olan insan doğasında olan kötülüğü hangi kanun-yasa, hangi sistem, hangi, rejim, hangi din, hangi tanrı-yaratıcı, hangi peygamber yok edebilir-bastırabilir?
ahlaklı ve erdemli insanlar değilseniz hiç bir rejim sistem din lider ideoloji size etki edemez.
yozlaştırıcı sınıfsal ayrılıklara ve gelir adaletsizliğine,
hastalıklara,
savaşlara,
ölümlere,
insanlığın ve tabiatın varlığını tehdit eden gerici cehalete,
ırkçı, mezhepçi ve dinci kavgalara son veren ideal düzen. https://youtu.be/PV4Oze9JEU0?t=1
demokrasi bile aslında eksiktir. insan hakkı kavramıyla desteklenmelidir.
gene bir örnek verelim.
diyelim bir kesim %60 la seçimi kazandı. ne yapıyor, kendisine yakın olanlara her türlü kaynağı fazlasıyla ayırıyor diğer kesim bu haklardan mahrum kalıyor.
bu demokrasinin gerçeği.
mahrum kalan kesime sen, ifade özgürlüğü, gösteri, eleştiri haklarını ver, demokrasi ya. değişen hç bir şey olmuyor. bir sonraki seçime kadar 4-5 sene hakkın yeniyor.
diyelim ifade özgürlüğü haklarını kullanarak bu durumu kitlelere iyi anlattın ve iktidara geldin. aynı şeyi bu sefer sen yapıyorsun, kaybeden kesime.
EN GÜZEL YÖNETiM ŞEKLi DEMOKRASiDiR, HALKIN EGEMENLiĞiNE DAYANAN, HALKIN DUYGULARINA, DÜŞÜNCELERiNE,iSTEKLERiNE,GEREKSiNiMLERiNE ÖNEM VEREN YÖNETiM ŞEKLiDiR.
dini söylem olan hak kavramı dışında söylüyorum.
hak.
bu yönetim şekli ne kanuna gerek bırakır ne kolluk gücüne.
her şeyin bir hakkı vardır. aslında eski bir anlayış ama çok güzel. bence hala geçerli.
şimdi uygulamaya çalışalım.
işçi kesimi için uygulayalım.
asgari ücret falan belirlenmez. patron işin ücretini belirler. işine gelen girer çalışır.
ilk bakışta işçi ezilecekmiş gibi geliyor ama hayır ezilmez. sen 5 kuruşluk işe 2 kuruş değer biçersen kimse gelip çalışmaz. işin gerçek değeri olan 5 kuruşu verirsen, işi yapacak adam bulursun. piyasa bu şekilde dengelenir.
işi ucuz yapacak yabancı işçi getiremezsin çünkü hak devreye girer. o iş ilk önce o ülke vatandaşının hakkıdır.
örnekler çoağltılabilir.
illaki hakkını alamayanlr olacaktır. bu oran epey düşük olacaktır. onlara da devlet, o ülkenin vatandaşı olmaktan ve ğlke kaynaklarının kullanılmasıyla elde edilen gelirlerden, sefil olmayacakları kadar verecektir. hakkıdır çünkü.
paranin adilce dagitildigi ve takip edildiği, fakirligin olmadigi, esya ve paranin ilk amac sayilmadigi, halki yönetenler olursa sorgulanabildigi ve ustlerinde hicbir korumanın olmadigi, calismanin zorunlu oldugu, zam denen şey olacaksa limitinin oldugu, askerin hükümet ile bir olmadigi vs vs bu sekle uyan hangisiyse o en iyisidir.
en iyi yönetim şeklinin ne olduğunu araştırmakta ve bu araştırmama devam etmekteyim. kanunlar ve konulan kuralların insanların özgürlüklerini kısıtlama anlamına mı geliyor yoksa genel anlamdaki "bir kişinin özgürlüğü, bir başkasının özgürlüğüne müdahle ettiğinde biter" özgürük tanımının oluşturduğu bir yönetim şeklinin esas olması mı gerekiyor hala kesin bir fikrim oluşmadı. Doğa felsefesine tam olarak katılıyor olmasam da doğanın her şeye verebileceği bir cevap olacağını düşünüp doğadaki işleyişi araştırdığımızda; doğada sadece güçlülerin hayatta kaldığını, hırsızlıkların olduğu, ölmemek için ya da oteritesini kaybetmemek için kendi cinsindeki hayvanları öldüren hayvanların olduğunu görmekteyiz.
Tüm bunları düşündüğümüzde ve ülkemizdeki yönetim şeklinin cumhuriyet olmasına rağmen, güçlü olanların her zaman daha iyi bir yaşama sahip olduğunu görmekteyiz. Bu bağlamda dünya da "en iyi yönetim şekli" ni bulsak dahi insanın içerisindeki hayvani dürtüler nedeniyle tüm yönetim şekilleri bir zaman sonra doğada olduğu gibi olacak ve güclünün egemen olduğu, güçsüzün ezildiği bir hal alacaktır. Bu yüzden en iyi yönetim şekli diye bir şeyin olmadığını düşünüyorum.
Denilse ki güclü olduğu için huzuru bozan insanları daha çocuklukta belirleyip yok etsek sadece iyi insanların kalmasını sağlasak bu iş olmaz mı diye, yine olmayacaktır. Zira insan gücsüz olduğunda herkesin kendi hak ettiği şeyi kabul etmesini isteyecektir ama gücü elde ettiğinde (mevki-makam) eşitliği adeleti unutup mevkinin gücüyle değişecektir.
dünyada uygulanan sistem "menfaatine hangisi en yakınsa" sistemidir. parası olan birisinin komünist olması beklenemez, aynı şekilde maddi durumu kötü olan bir işçinin kapitalist olması beklenemez.
genel olarak düşünürsek en iyi yönetim şekli komünizm' dir. komünizm bir ütopyadır ve ulaşılması imkansızdır. uygulanabilmesi için tüm dünyanın komünist olması gereklidir. bu ütopyaya en çok yaklaşabilecek sistem sosyalizmdir ve bu nedenle insanlar sosyalizmi benimserler.
onaylayıp onaylamamak insanlara kalmıştır lakin iyice araştırmalarını öneririm. şirinler çizgi filmi komünizme güzel bir örnek teşkil eder.
bu arada platon gibi eski yunan düşünürleri genellikle monarşiyi savunurlar. o zamanın şartları ile günümüzü kıyaslarken gerçekçi olmak lazım.
anne: oğlum gidemezsin dedim bu saatte.
vatandaş: ya karışma sen anneeaa rahat bırak. hadi ben kaçıyorum.
imparator baba: otur oturduğun yerde pezevenk.
vatandaş: ihi. timim bıbıcığım. ihi.