israil'li nso group tarafından 2010 yıllarında çalışmalarla ortaya çıkardığı casus yazılım Pegasus skandalı sonrası bu sefer de yine israil'li 2020 yıllarında paragon solutions tarafından sunulan casus yazılım graphite skandalı patladı.
pegasus veya graphite olsun bu casus yazılımlar özel veya tüzel yapılar-kurumlar, şirketler yanı sıra devletler de buna dahil olup bilinen, kullanılan hiç bir güvenlik ve antivirüs yazılımları programları bu casus yazılımları fark edemiyor.
bu casus yazılımlar özel laboratuvarda yılları bulan incelemelerle anca çözülebiliyor ve telefon, tablet, bilgisaray vb cihazlar (cd, hdd vb depolama birimleri, anakart, grafik kartları, ram, işlemciler) maalesef bu yazılımdan tam olarak temizlenemiyor.
güvenlik adına bildiğiniz her şeyi unutun.
artık "bu casus yazılımlar ram, anakart, işlemci vb donanımlara zarar veremez bulaşamaz. örn; bios yeniden kurulumunu yaparım, anca hdd veya ssd de virüs olur. bunlar da değişince virüs kalmaz" demeyin.
işlemci güvenlik yamalarını devamlı güncel tutsanız bile hiç bir güvenlik yazılımı ve programı bu casus yazılımları fark edemediği tanımlayamadığı için işlemci anakart vb donanımlar tamamen savunmasız olmakta.
bir kişinin kullandığı tüm cihazlara erişim için sadece onun telefon numarasını bilmeniz yeter.
sosyal medya - iletişim hesabınıza gelen bir mesaj ile bu casus yazılım cihazınızı ele geçiriyor.
örn: WhatsApp kullanıyorsunuz.
size whatsapp mesajı geliyor. sizin mesajı okumanıza, açmanıza gerek yok. sıfır tıklama denen bu gelişme casus yazılımı telefonunuza yüklüyor.
tabi ki telefonunuzu tablet veya dizüstü masa üstü vb kullandığınız cihazlarla eşleştirmiş, telefonda kullandığınız mail ve sosyal medyanızı bu cihazlarla eşgüdüm içinde kullanıyorsanız artık tüm cihazlarınızda casus yazılım kontrolündedir.
2021 yılında ilk olarak ortaya çıkan 2022 de italya'da muhalif gazeteci ve isveç'te yaşayan bir aktivist ile yüzlerce gazeteci sivil toplum çalışanının bilgisaray korsanlarının saldırısında paragon solutions şüphesi üzerine yine şirket yetkilisi bu tür yüksek teknoloji ürünü casus yazılımları alan ülkeleri açıklamış ve en başa amerika'yı koymuştu.
amerika'da binlerce federal yapıyla çalıştıklarını paragon zaten açıklamış ve bu biliniyordu.
sır falan değil, microsoft, apple bile paragon ile çalışmakta.
paragon kuruluşu 2019 israil olsa da daha önceleri de israil hükümeti ile çalışma grubu içinde olduğunu tahmin edersiniz.
herhalde 2019 yılında kurulup 2020'den itibaren amerika hükümeti ve Microsoft, apple gibi vb şirketlerle çalışmak için gerekli programları ortaya çıkaracak, uluslar arası ölçekte hükümetlerle iş yapmak yanında hiçbir güvenlik ve antivirüs Programlarının fark edemediği, engelleyemediği bir casus yazılımı sunacak ve de bunu 1-2 yıl içinde mi yapacaksınız?
italya örneğinde olduğu gibi veya nso tarafından Pegasus, paragon tarafından graphite eğer hükümet devlet ekranına veya çevresine yaılmış bir dinleme izlemede kullanılmış ise bu tartışılıyor.
en korkunç olan da içerden bilgi sızıntısı olmasa bu casus yazılımları asla bulamayacağız.
ya da bireysel olarak şüphelenerek bizzat gidip iletişim cihazını ve tüm bilgilerini bağımsız laboratuvarlara teslim ederek araştırma yapılmasını isteyen arkasına The Washington Post, Le Monde, The Guardian ve Uluslararası Af Örgütü'nün de bulunduğu 16 medya ve sivil toplum kuruluşunun ortak desteğini alan kişiler sayesinde bundan haberimizz oluyor.
bu telefonlar ve içindeki yazılımlar sözde amerikan markası değil miydi? adaletli bir dünya olsa israil'e yardım itirafından ağır yaptırım uygulanırdı bu şirketlere.
daha önce de birkaç defa yazmıştım...
dünya'nın teknoloji borsası nasdaq da işlem gören şirketlere (teknoloji, biyoteknoloji ve internet sektörleri) bunlar "hangi ülkelerin şirketleri, kuruluş yeri neresi?" diye bakarsanız nasdaq da en fazla şirketi olan 3. ülke israil.
bu teknoloji yazılım şirketlerinin kuruluş yeri israil olmayan ama israil ile inorganik bağı olan Teknoloji, biyoteknoloji ve internet alanında faaliyet gösteren şirketleri de bu hesaba kattığımız zaman dünya'nın teknoloji borsası nasdaq'da işlem gören şirketleri en fazla olan ülke israil'dir.
bir de mevduat, katılım, kalkınma ve yatırım, tarım, kooperatif, ipotek, perakende, toptancı, evrensel, onshore, offshore, kıyı bankacılığı alanında faaliyet gösteren dünya'da finans ve ticaret sistemi içinde yahudi-israil gücünü düşünürseniz...
paragon ve nso vb adlı şirketleri duymuşsunuzdur.
ya duymadıklarımız?
bundan 10 yıl önce avrupa ve amerika müthiş bir skandalla sarsılmıştı. bazı devlet başkanları, bakanlarla iktidarı muhalefeti siyasetçiler, sivil tolum kuruluşları, aktivistler, gazeteciler hepsi dinleniyor, izleniyor ve cep telefonları kopyalanmış, şifreleri mailleri dosyaları ele geçirilmişti.
özellikle nso group tarafından üretilen casus yazılımla tüm android ve ios telefonlar izlenebiliyor, dinlenebiliyor, telefon içeriklerine uygulama ve depolama alanlarına ulaşılabiliyordu.
dinlenen izlenen telefonu kopyalanan siyasetçi, yönetici, muhalif, gazeteci, aktivistler çadır devleti değil amerika, almanya, ingiltere, fransa vs. ve Avrupa birliği yapısında kalbur üstü takımındandı.
ilk önce basit bir sivil toplum kuruluşları, muhalif kişiler, gazeteciler dinleniyor izleniyor diye bilgi sızıntısı oldu.
korkunç olan bu casus yazılımı hiç bir güvenlik yamaları, taramaları, duvarları, antivirüs yazılım ve programları vs. fark etmiyor ve engelleyemiyordu.
bu casus yazılımın ne olduğu bağımsız özel araştırma laboratuvarında 2 yıl boyunca incelenmesi, araştırılmasıyla ortaya çıktı.
elde edilen tanımlama işlem bilgileri ışığında yeniden yapılan taramalarda sadece muhalif sivil toplum örgütleri, gazeteciler, muhalif siyasetçiler değil de ülke yöneticileri idarecileri bile birbirini bu yazılım ile dinlediği ortaya çıkmıştı.
bizim basın, iktidar, muhalefet bu rezaletin üzerine gitmemiş, kapsamlı bir araştırma yapılıp söz konusu kişiler kurumların iletişim araçları güvenlik incelemesinden geçirilmesi için citizenlab gibi bağımsız araştırma laboratuvarlarından destek talep edilmemişti.
oysa dünya'da kıyamet kopmuştu, bu casus yazılımı yapan ve satan nso group iddiaları doğrular mahiyette "biz bu yazılımı terör ve kara para vb güvenlik operasyonları için sadece devletlere sattık. özel veya tüzel ya da kişilere bu yazılımı-programı satmadık." demiş; almanya, fransa, ingiltere, Avrupa birliği organizasyon yöneticileri başta olmak üzere bu vb ülke liderleri, bakanları yöneticileri tıp diye susmuştu.
şu an bile çıkıp liderler bakanların telefonları dinlenmesi haber yapılmakta ama bizleri kendi zeka seviyesinde gördüklerinden utanmadan çıkıp bu dinleme olayının kaynağını rus veya çin diye ya da amerika diye gerekçelendirip saçmalıyorlar.
"Eski Türkiye'de telefon bulabiliyor muyduk?"
Netenyahu aslında israil'in bir parçasına sahipsiniz diyor. Akıllı ol netenyahu yoksa israil'in kalan parçalarını da alırız. Akşam bir coca cola alıp dökerim bak sabrımı taşırma.
sadece bizim gibi ulkelere degil, aslinda amerikalilara da verilen gozdagidir. hatta bu yontemle "bana karisamazsin, tasma benim elimde" diyor bakan rubio'ya.
"kaçabilirsiniz ama saklanamazsınız, sizi bulacağız" diyor yani. nasıl? elimizdeki telefonla. ayrıca algı kasmıs pis siyonist. üstü kapalı tehdit ediyor Yahudilerin yüz karası alçak. ee, yani? teknolojinin elinde olması israil'in soykırımcı katil ve terörist bir devlet olduğu gerçeğini değiştirmiyor netanyahu. bu aynı zamanda israil'in sonunun gelmeyeceği, onu kurduğu teknolojinin koruyacağı anlamına da gelmiyor. bilakis o teknoloji sonunu getirecek.
boykot meselesine gelince: şu anda Türkiye'de yurt dışından gelen siyonist menşeli malların çoğu serbest ve hali hazırda satışta. maalesef. evet..
Seksen yıldır sağcılık-solculuk zırvalığı ile uğraşmak yerine bilim ve sanayi de ilerleseydin bugün adam çıkıp her şeyin sahibi biziz demezdi. Aq ök..leri
sadece telefon değil.
yani boykot ederek alışveriş ytapıyoruz ama mesela a kolasını meyve suyunu alıyosun. okey boykot listesinde değil ama şişesi, içeriğindeki kimyasallar, patent hakları, onu taşıyan araç vs vs hepsi doğrudan israil ile ilişki firmalara ait.
adamlar dünyanın her alanını derinden işgal etmiş.
çin kaynaklı hammaddeler dahil dünyadaki ham madde üretiminin yüzde 60 70den fazlası israilin kontrolünde malesef.
bizim boykotla beraber acilen hammadde teminine ve üretimine geçmemiz lazım acilen.
yerli tohum, yerli ham madde, yerli yakıt çözümleri gibi bir çok adımın acilen atılması lazım.
mesela siirt üniversitesinin rektörünün odasına yaptğı 16 küsü milyon liralık yenileme üniversitenin ilgili bölümlerine laboratuvar kaynağı olarak aktarılsa çok iyi olur. ya da melih gökçekin ankaradan çaldığı paralarla ankarada üretim tesisleri kurulsa ülke kalkınırdı.
ya da gemiciklerle uyuşturucu taşımak yerine bu paralar yerli çelik üretim tesislerine yatırılsa ülkenin yer yerinde transatlantik gemilerimiz olurdu...
Adam açık açık sistemi biz kurduk biz yönetiyoruz demiş. Yani israil tarafından adım adım izleniyorsunuz diyor * . Boşuna demiyoruz milli yazılım ve çip konusunda başarılı olalım diye.