inançlı insan dua eder ve işe yarayacağına inanarak eder. bu sebepten böyle bir soru sormaz. inanmayan insan kendinden büyük bir güce de inanmadığı için kime el açıp yakaracak. e o da dua etmeyeceğine göre. başlık kendisiyle çelişir.
istenen şeye göre değişkenlik göstermektedir. misal kendine veya sevdiklerine sağlık dilersen çoğu zaman kabul görüyor. mal mülk istersen onlar pek olmuyor. çünkü zaten en baştan bize buyrulan "istediğime veririm" şeklinde gelmiş. sen çok paran olsun malın mülkün olsun çok iyi olacak zannedersin ama aslında belkide bunlar sana verilse hayatın mahvolacaktır. bunu biz bilemeyiz ancak o bilebilir.. misal mutluluk istersen kabul olabiliyor. ama içten içe her gün öbüşeyim koklaşayım alt teması ile beraber "mutluluk" istersen olmaz.
eğer ki olsun veya olmasın diye istenmez "hayırlısı ne ise o olsun" diye istenirse kabul görüyor bence. çünkü her şeyin senin için bir olumlu bir de olumsuz seçeneği var. sen senin görüşüne göre olumlu olanı istiyorsun ama aslında olduğu zaman senin düşündüğün gibi olumlu değilde olumsuz olacak. o yüzden her şeyin hayırlısını istemek lazım. çok kaderci gibi görünüyor biliyorum ama hayat tecrübeniz arttıkça anlayacaksınız ne demek istediğimi. bir şeyi istiyorsanız "hayırlısı olsun" diye dua edin gerisini dua ettiğinize bırakın.
duanın islamla hatta dinle bir alakası yoktur. bir tanrıya ya da evreni kontrol eden varlığa ulaşma, iletişim kurma biçimidir. sen işine geldiği zaman dua edip , işine gelmediğinde dua ettiğini unutursan, kazanımların için şükür etmeyi bilmezsen, başkalarının dualarına mazhar olmazsan. senin duanın kabul olmasını nasıl beklersin?
yarasa islam coğrafyası bu halde olur mu demiş adam. islam coğrafyasında kuran'ın k'si, sünnetin s'si mi kaldı da dua kabul olunacak çok afedersin? bak endülüs zamanına, osmanlı'nın yükseliş zamanına dualar nasıl kabul oluyordu. duası kabul olunacak ağızlar vardı çünkü. ülkenin en dindarı geçinenin bile yanmaz kefen satmadığı bir ortamdı mesela.
Dua sabır sebat ve mücadele işidir. Yürek meselesidir. Yani düşünün şimdi siz basit bir makama gelirken bile kimlerle muhatap olmak zorunda kalıyorsunuz. Ne tavizler veriyorsunuz. Ne diller döküyorsunuz. Kimlere ne kadar ne taklalar atıyorsunuz. Birisinden borç alırken bile ne şekilden şekile giriyorsunuz bi düşünün. insanlardan isterken bile böyleyse kul kendi üzerinde en çok hak sahibi olan rabbinden isterken yalvarması gerekmez mi? Ama insanoğlu işte, asli vazifesini unutup kullara eyvallah ediyor. Onu görmüyor da öte yanda duadan ictinap (kaçıyor) ediyor. Halbuki dua kulluğun özüdür. ibadetin aslı ve esasıdır. Hiç muhtaç olmayacağınızı mı sanıyorsunuz? Hayır. Eğer bir kul allahtan istemiyorsa muhakkak kullara yüz suyu döker muhtaç olur. Muhtaçlık ihtiyaç ve zaruretler mecburi ise ki öyle, O halde akıllı bir insan rabbine döner kullardan yüz çevirir. Zaten Kullarının kendisine yüz çevirmesini murad eden mevla kader ağlarını öyle bir örer ki eninde sonunda huzurda bulursun kendini. Allahtan kimse kaçamaz. Bari dünyadayken ona yönel de ahirette mahcup olma ey insan. Nasıl olsa yüz yüze geleceksin. Karşısına geldiğinde Sana "ey kulum niye benden kaçtın" derse ne cavap vereceksin? Hiç düşündün mü?
vereceğim örnekle seçiminizi yapın. kolay zor bişey değil.
diyelim ana ya da babasınız.
iki çocuğunuz var.
biri, her seyi sizden istiyor. anne yemek, baba para, anne pasta getir, limonata yap.
diğeri de bunların hepsini kendisi yapmak için çabalıyor, gerekirse manevi desteğinizi istiyor ya da nasıl yaptığınızı, gözlüyor, soruyor.
şimdi bu iki çocuktan hangisini daha çok takdir edersiniz. hangisi doğrusunu yapıyor?
Deveyi bağla ve tevekkül et demişler yani sen önce çabalicaksın sonra dua edip Allah a bırakıcaksın sonra Allah ya istediğini verir ya da daha güzelini.
Yaratıcı kimliği adına cevap verilemeyecek sorudur. Yanıtı bu sayfalarda, yazarlarda arıyorsan zaten biliyorsundur. (bkz: ateist avi) herşeye rağmen kişisel görüşüm ise benim için işe yaramadığıdır. Umarım senin için yarar.
dua, insanın inancına olan imanın neticesidir. tüm dinler ortak paydadır. inandığı yaradan'a verilen bir dilekçe gibidir. maddi güçleri harcadıktan sonra yetersiz kalan insanın inandığı metafizik alemden yardım istemesidir. insanı motive eder, ayakta tutar ve atacağı adımlarda güç verir. işe yarar. işe yaramayan batıl bir inanç olsa binlerce yıldır geçerliliğini korumazdı.
ne istediğine ve gönülden isteyip istemediğine bağlı değişkenlik gösterir. öyle üzerine mermi gelirken edeceğin dua zaten yetişmez. en temizi dua edene kadar kelime i şehadet getirmeye çalışmak *
mal mülk olayları duadan ziyade genelde yaradanın takdiri ile olan şeyler. kendisi de bildirmiş zaten istediğime veririm diye. bunun haricinde sağlık veya bir şeylerin olmasına dair dualar gönülden istenirse kabul edilir derler. kendimden yola çıkarsam çok fazla kabul edilmedi ancak dediğim gibi her şeyin hayırlısı gönülden istememişim demek ki.
öncelikle inanç işi.
sonralıkla da kesin bir ispatı veya aksi ispatı yok diyebiliriz.
fekat şu gerçektir ki ileri zamanlarda olmasını istediğiniz bişey için büyük motivasyon sağlıyor.
