Şu saatlerde kaç tane kürt ölüsü geldiğini merak ettiğim tarihsel süreçte latinlerin, rumların, arapların ve türklerin olmuş ama sikiklerin hiç olamamış kent.
Türkmen beyi uzun hasan'ın ve yine türkmen fikir adamı ziya gökalp'in memleketidir. Türk toprağıdır. Maymundan az önce evrilen canlı türleri üzerinde hak iddia edemez!
Er ya da geç arınacak ve gelecekte türk dünyası kültür başkenti olacaktır. Son gülen iyi güler. Afşin bey'in torunlarıyla başa çıkılmaz.
italyan tv haber programlarında Kürdistanın başkenti olarak geçen, türkiye Cumhuriyetinin için de bulunan bir ilimiz, rahmetli gaffar okkanı hatırlatır ayrıca da bizlere.
Miting alanları önceden yetkililer tarafından kontrol ediliyor.ki hdp daha önceden arama yapabilirdi.görüntüleri izleyenler için patlama olduktan hemen sonra elinde mikrofon olan kişi hemen ambulans diye bağırıyor.hemen anında polis,itfaiye de değil ambulans.
bunlar daha önce yaptıkları eylemlerde kameraları da söküyorlardı.büyük ihtimal orada kameralar da yoktur.
bir zamanlar taşladığınız,yaktığınız ambulanslar ne işe yarıyor gördünüz mü?
--spoiler--
Diyarbakır, tarih boyunca iki Türk devletine inaloğulları ve Akkoyunlular'a başkentlik etmişti. Diyarbakır, Dicle kenarında önemli ticaret ve ulaşım yolları kavşağında kurulmuştu. Bu yüzden tarih boyunca önemli bir şehir oldu. Diyarbakır, 639'da Halid bin Velid tarafından fethedilince şehirde Müslüman hakimiyeti başladı. Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah zamanında Mayıs 1085'te Diyarbakır Türk hakimiyetine girdi.
iNALOĞULLARI'NIN BAŞKENTi DiYARBAKIR
Anadolu'nun Türkleşmesi sürecinde Selçuklular'ın yanı sıra birçok Türkmen beyliği önemli roller üstlendiler. 11. yüzyılın sonu ve 12. yüzyılın başlarında Güneydoğu Anadolu bölgesinde, Hasankeyf ve Mardin merkezli Artukoğulları, Erzen ve Bitlis merkezli Dilmaçoğulları, Siirt ve çevresinde Kızıl Arslanoğulları ve Diyarbakır merkezli inaloğulları (Yınaloğulları) kurulmuştu. Bölgede 1095'ten 1183'e kadar hüküm süren inaloğulları Beyliği'nin başkenti Diyarbakır'dı. Türkiye'nin genç ve çalışkan Ortaçağ tarihçilerinden Dr. Adnan Çevik'in Yınaloğulları ve Ortaçağ'da Diyarbakır üzerine önemli araştırmaları vardır.
Selâhaddin Eyyubî 1183'te bölgeye hakim oldu. 1240'ta Türkiye Selçuklu Sultanı ikinci Gıyâseddin Keyhusrev Diyarbakır'ı zapt etti. Daha sonra Moğol hakimiyetine giren Diyarbakır, 14. yüzyılın ortalarında Celâyirliler'in eline geçti.
AKKOYUNLU TÜRKLERi'NiN BAŞKENTi
Nisan 1394'te Timur tarafından zapt edilerek yağmalanan Diyarbakır 1401'de Güneydoğu Anadolu'nun önemli Türkmen beylerinden Akkoyunlu Karayülük Osman Bey'e verildi. Akkoyunlular devletlerini kurduktan sonra Diyarbakır'ı kendilerine başkent yaptılar.
Bölgenin diğer güçlü Türkmen beyliklerinden Karakoyunlular Diyarbakır'ı birkaç defa kuşattılar, fakat alamadılar. Akkoyunlular'ın en önemli hükümdarı Uzun Hasan Karakoyunlu ülkeleri tamamen fethedince Akkoyunlular'ın başkenti Tebriz'e nakledildi. Bununla beraber Diyarbakır Akkoyunlular'ın önemli merkezlerinden biri olmaya devam etti.
iran ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da hüküm süren Akkoyunlu Devleti'ne son veren Safevi Türkmenleri bölgeye hakim oldular. Şah ismail, 1507'de Diyarbakır'ı elegeçirip, valiliğini Ustaclu Muhammed Han'a verdi. Osmanlılar, 23 Ağustos 1514'te Çaldıran Savaşı'nda Safevîler'i mağlup ettikten sonra 1515'te Diyarbakır ve çevresi Osmanlı hakimiyetine girdi. Osmanlılar, Diyarbakır merkezli bir beylerbeylik kurarak bölgeyi idare ettiler.
AKKOYUNLULAR
Osmanlılar gibi Oğuz Türkleri'nden olan Akkoyunlular, Bayındır boyuna mensuptular. isimleri besledikleri koyunlardan geliyordu ve yine besledikleri hayvanlardan aşiretlerinin adını alan Karakoyunlular ile düşmandılar. Akkoyunlular Diyarbakır ve civarında yaşarlarken, Karakoyunlular Muş bölgesinde hüküm sürüyorlardı.
Akkoyunlular, Moğol istilasından kaçarak 14. yüzyılın ilk yarısında Diyarbakır bölgesine gelip, yerleşmişlerdi. 1402'de Ankara Muharebesi'nden sonra Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da hakim olup, Akkoyunlu Devleti kurdular.
1450'lerde en büyük hükümdarları olan Uzun Hasan tahta geçti. Doğu Anadolu'yu tamamen fetheden Uzun Hasan, ezeli düşmanları olan Karakoyunlular'ın üzerine yürüdü ve 1467'de Karakoyunlu hükümdarı Cihanşah'ı mağlup ederek, Karakoyunlu Devleti'ni ortadan kaldırdı. Daha sonra Kirman ve Bağdad'ı ele geçirdi.
Osmanlılar, Doğu Anadolu'da yayılmaya başlayınca Uzun Hasan'la karşılaştılar. Uzun Hasan, 1473'te Otlukbeli Muharebesi'nde ilk defa bir mağlubiyete uğradı. Bu muharebe Akkoyunlu Devleti'nin sonunu hazırladı. 1478'te Uzun Hasan'ın ölümünden sonra taht kavgaları ve Safevi Türkleri ile mücadele bitmek bilmedi.
1500'de Akkoyunlu Devleti, Elvend ve Murad beyler arasında ikiye bölündü. Şah ismail, 1501'de Elvend'i mağlup ederek, Tebriz'e girdi ve Safevi Devleti'ni kurdu. Daha sonra diğer Akkoyunlu hükümdarı Murad Bey üzerine yürüyen Şah ismail, onu da yenerek Akkoyunlu Devleti'ni sona erdirdi.
DiYAR-I BEKR
Diyarbakır'ın ismi Diyar-ı Bekir'den gelir. Araplar'ın bölgeyi fethinden sonra, Rebîa Araplar'ının iki büyük kabilesinden biri olup Dicle kenarlarında yaşayan Bekir bin Vâil kabilesinin yayıldığı topraklara Diyâr-ı Bekr şeklinde ismini vermiştir. 8. yüzyıldan itibaren Diyâr-ı Bekr ismine rastlanır. Osmanlı döneminde Diyarbekir şeklini almış, 17. yüzyıldan sonra şehir için kullanılmaya başlanmıştır. 1937'de ise Diyarbakır şekline çevrilmiştir.--spoiler--
Evlad-ı fahişelerin "k*rd" şehri ilan ettigi, uzun hasan'ın başkenti.
Şu siralar Türkiye'de, batı azerbaycan eyaletinde, ve irak-suriye'de bir kürt şehirleri projesi var sanırım. Önüne gelen şehri kurd ilan ediyor bazı andavallar. Yazık tabi onlara da, ne ülkeleri var, ne şehir kurmuşlar ne de medeniyete bir katkıları var. Anca boyle sahipleniyorlar.
işin komik yani bu şehre aslı yunanca olan amid, amed demeleri ve bunu kürtçe sanmalari.
Üzerinde hiçbir zaman kirli oyunların bitmediği yetim bir kürt şehridir.
Zamanında Peygamberlerin , sahabelerin , kralların ve daha birçok maddi manevi zenginliğin bulunduğu vilayettir .
insanın zulme göz yummayı gururuna yedirmemesi ve bu huylarının bilinerek sürekli suiastimale uğramış olmasından dolayı gidilmeye korkulan şehirdir .
Diyarbakırlı olmayıp batıda kendini Diyarbakırlı olarak tanıtması ayrıca şehre kara bir leke olarak sürülmüştür .
(bkz: zaza ali)