bugün

yaşanan tüm hüzünlerden sonra kaskatı kesilmektir. herşeyi içine atmakla da ilgilidir. belki omzunda ağlayacak bir dostunuz olsa bu hale gelmezdiniz ama şu var ki, o birikimler bir gün fena çıkıyor sizden. bugün ağlayamazsınız, yarın ağlayamazsınız. patladığınız zaman da sizi kimse durduramaz.
ağlamak için bile ortam bulmanız gerekir. çocuğunuzun yanında ağlayamazsınız, o na kıyamazsınız, anne babanız zaten gözünüzün içine bakar yapamazsınız. iş yerinde ağlasanız deli zannederler. taş gibi olursunuz. katılaşırsınız. aslında bir ağlasanız şöyle bağıra bağıra salya sümük, içiniz boşalacak bütün sıkıntılarınız gidecektir belki.günümüz de ağlayabilmek bile lüks olmuştur vesselam...
kişinin kendisini boşlukta hissettiği durumlarda olur, içi doludur ama göze gelen yaşlar kuruyordur boğaz düğümlenir ama yine de dışarı atamazsın... işte o anlarda sevdiğin bir dostun gelip neyin var dediğinde durduramazsın bu sefer gözünden akan yaşları... çünkü o dost o boşluktan kurtarır sizi ufacık bir ilgiyle, hislerinizi geri getirir iç dünyadan çıkmanızı sağlar dış dünyaya döndürür.***
ağlayacak bir yer bile bulamamakla ilgili de olabilir. iş yerinde herkesin içinde ağlayamazsın. işten dönerken bir toplu taşıma aracında ağlayamazsın. Kendi arabanla dönsen gitmeyen istanbul trafiğinde bütün meraklı gözler sana döner ağlayamazsın. bir sahil kenarına gideyim de yalnız kalayım dersin, tam ağlamak istersin yanına bir tinerci yanaşır "cigara var mı abi" der ağlayamazsın. eve dönersin ailenin kalabalıklığından mutsuz görünemezsin, gelecek sorulardan çekinirsin, ağlayamazsın. Gece yatağına yatarsın, yalnız kaldım zannedersin. Odanı paylaştığın bir kardeşin vardır, ağlayamazsın. Sabah kalkarsın, duş alırken ağlamak istersin, kapıya birisi tıklar: "hadi çabuk çık bizim de işimiz var". Velhasıl yalnız değilsen ağlayamazsın.
insanların başına hayatın belirli dönemlerinde gelmiş bir durumdur. Kötü bir rüya görürsün, ağlamak istersin, beceremezsin.

Berbat bir haber alırsın, ağlamak istersin, hüngür hüngür, durmamacasına...

Ağlayamazsın.

Bunun için bazen erkek olmak yeterlidir. "Erkekler ağlamaz" mış ya hani. Ağlayamazmışız. Öyle görmüşüz babamızdan.

Sevgilinizden ayrılırsınız. Uzun uzun ağlamak istersiniz. Ağlayamazsınız. içinizden bir ses "ağlama" der. "Canı cehenneme onun. Onun için gözyaşı dökmeye değer mi? Ne hali varsa görsün." Bu duygu bile ağlamanızı bastırmaya yeter.

Halbuki bir ağlasanız öylesine deşarj olacaksınız ki. Öylesine sıyrılacaksınız ki hayatın gerçeklerinden.
mide bulantısına karşı oluşan kusma refleksi gibi, bazen duygu karışıklığına karşı da ağlanılır ya; aynı şekilde kusulamadığı zaman nasıl daha kötü olunuyorsa , bu da öyledir. aynı zamanda uyuyamamak gibi. bir şeyi yapmayı engelleyen uykusuzluk.insanıarafa koyan uykusuzluk..
insanin kendini 'acaba duygusuz muyum?' diye sorgulamasina sebebiyet veren olaydir. zaten aglamaya sebep olan konu insani yoruyorken bir de bu dusunce mahvedip durur iste insani.
Erkeklerin sünnet olduğunda başlarına gelen olay.**
Ağlamak; öfke, delice nefret,
Doruklarda aşk, doyumsuz sevinç,
Kahreden keder, kısaca hayat
Ve nefesin ve nefesindir...
Ağlamak güzeldir,
Süzülürken yaşlar gözünden
Sakın utanma!
http://www.youtube.com/watch?v=4GFM1etwVDQ
Zor bir durumdur. Böyle başın ağrır her şeye gözlerin dolar kulakların euro. Tamam tamam iğrençti o son söylediğim. Ağlayamıyorsam aynada kendime bakarım ben. Kendimi görünce üzülüyorum galiba halime. O zaman başlıyorum işte ağlamaya. Etkili bir yöntemdir bende. Deneyin derim.
ağlayamıyorum, buz gibi artık içim hiçbir şeye üzülemiyorum ama ağlama hissini de yenemiyorum. öyle lanet öyle acımasız bir olay bu.
'Bu kadar tesadüf olamaz' dedirtmiştir.

Daha bugün bi arkadaşla bunu konuşuyorduk.
'Ulan' dedim 'uzun zamandır şöyle hıçkıra hıçkıra ağlamadım. Bi ağlasam da rahatlasam'.

Sahi böyle ağlamak istersin için dolu olur ama ağlıyamazsın.
Boğulur gibi olursun.

Sonra geçer. Ama hevesi kalır içinde.
Dün gece sırf bunun için aklıma bütün kötü anları, hayal kırıklıklarımı, hatalarımı, isteyip de yapamadıklarımı, bilerek yapmadıklarımı, üzdüğüm kırdığım tüm insanları,kalbimi annesinin çeyizindeki son parçayı kırmış gibi darmadağan edenleri düşündüğüm halde yapamadığım olay

Halbuki her zaman çok kolaydı benim için ağlamak, bu sefer olmadı. Bu daha çok koydu. Savaşın ortasında silahsız kalmış asker gibiyim etrafımda savrulan okların hangisi beni vurur onu bekliyorum....
gerekli ortam bir türlü oluşmuyor. ya yalnız olmuyorum ya da yalnızken şen şaklak oluyorum. içimden ağlamak geliyor ama sebepsiz yere ağlıyamıyorum. bazen dua ederken aklıma günahlarım geliyorum onda da ağlamayı gururuma yediremiyorum. varsın derdim olmasın bende ağlamayayım. Allah hiç bir insanı ağlatacak kadar dert vermesin.
yetmişlikle mümkündür.
Kendini zayıf biri olarak görmek istememe sebebidir.
hayatım boyunca en nefret ettiğim huyum mu desem, karakterime işlemiş bir obsesif bozukluk mu desem bilemedim. eskiden böyle değildim, hele de küçükken. sulugöz bile denilirdi lan bana.
sonra büyüdüm, büyüdüm düğümlenmeye başladım işte.
ailemden ayrıldım ağlamadım. yalnız kaldım ağlamadım.
en yakın arkadaş dediğim kazık attı ağlamadım.
dostum olan dayım öldü günlerce ağlamadım.yani ağlayamadım. çok geç çözüldüm.
sonra sevdiğim adam terk etti, kimsenin haberi olmadan ağladım. gizli gizli, yalnız başıma.
diyeceğim o ki sözlük, artık ağlamak yerine gülümsemeyi, ya da donuk donuk bakmayı tercih eder oldum. hala bazen çok ağlamak istediğim zaman, üzüldüğüm her neyse onların ardından ağlamayı gururuma yediremediğimden kendime başka bahaneler buluyorum. kimseler görmeden kötü şeyler düşünüp ağlıyorum. çocukken de kendimi böyle üzerdim.
hala içinden geldiği an ağlayan insanlara çok özeniyorum, onların düğümleri yoktur kesin.
gözyaşları tarafından terkedilmek olarak tanımlanabilecek durumdur. aslinda bu olayi tamamen babama bağlıyorum ve bi çok kişinin de durumunun aynı olduğunu biliyorum. neden diye sorarsaniz benim babam hiç aglamadi yani ben 22 yildir babami taniyorum onu hic aglarken gormedim bir suru kotu olay yasadik ,ölenler oldu ,kötü zamanlar gecirdik, büyuk babam öldü ve daha bir sürü şey ama nafile babam asla aglamadi. ha belki aglamistir ama ben gormedim sadece ben degil kimse görmedi. demem o ki sözlük babam bana ağlamayı öğretmedi ağlamayı bilmem ben. istesemde ağlayamam. insanın böyle sağlam duruşlu bir babası varken ağlamayı düşünmez bile.
teşekkürler makina.
Gerçekten insanda vicdan azabı da yapıyor bazen. Örnek olarak kendimi vereyim
Dört Yıldır kavga gürültü ile yürüyen bir ilişkim vardı. Belki elli defa ayrılıp Barıştık ama bir türlü bitmedi. Sonunda bundan üç hafta önce bitti. Evlilik hayalleri kuruyorduk. Ben onu ailemle tanıştırdım, o beni ailesi ile tanıştırdı. Birlikte bir çok şey yaşadık, bir çok zorluğu zor günlerimizi birlikte atlattık. Yani say say bitmez arkasından ağlayacağım çok şey varken ben hala ağlayamıyorum. Bu da beni düşündürüyor acaba gerçekten sevmedim mi? Once yaşanan her şey yalan mıydı? Ben dört yıl boyunca hem onu hem kendimi mi kandırdım? Bunu nasıl yaptım, bu nasıl bir ikiyüzlülük? Vs vs .
böğre oturan bir öküzdür.
bir sene boyunca uğraş didinip de olmayan hiçe gitmiş bir kız ilişkisi, aile bireyleriyle kopukluğum, ilkokul,lise arkadaşlarımla aramın iyice açılması , okuduğum bölümle alakalı hiçbir şekilde çaba göstermemem hepsi birden pişmanlık üstüne pişmanlık... Üstümde o kadar ağırlık var ki ağlamak istiyorum, üstümden atmak istiyorum ama ağlayamıyorum, beceremiyorum. Yok olmuyor, sanki bu benim lanetim gibi hissediyorum. Ne adam akıllı üzülebiliyorum ne de sevinebiliyorum. Hayat böyleyken çok ağır oluyor. Sıkıntılarımı atamıyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar