bugün

kafam güzelken oluyo genellikle, hatta sırf bu deneyimi daha çok yaşamak için her zaman kafam güzel oluyor. eheheh.
büyük bir ulus olarak Türk ulusu dejavunun kara köküne ulaşmak üzere.
tekerrür tek odak noktamız ders alıcı ıslah edici ve bilinçlendirici * )
(bkz: levh uzayında dejavu etkisi)
Beynimizin geçmiş bir hatırayı şuan ki duruma benzetmesine denir.
Dejavu

Dejavu, tam olarak "ben bu anı daha önce yaşamıştım" hissi.
Kavram olarak 19. YY da literatüre girmiş olsa da aslında varlığının keşfedilişi antik çağlara kadar dayanır küçük bir araştırma sonucu bunu görebiliriz.
Ama nerden gelir, nasıl gerçekleşir, aslında tam anlamıyla nedir bunu çok bilmiyoruz.
Öncelikle bu zihinsel durumu açıklayabilmek için birkaç teori öne atılabilir, tıpkı önceleri de yapıldığı gibi.

Bunları incelersek şu şekildedirler:

1.Mitler, toplum inanışları, dini anlayışlar

Bu başlık aslında biraz daha metafizik
alanda açıklanabilirliği olan bir konu ayrıca görece içerir.

Eğer örneklerle açıklayacak olursak: mitleri ele alalım. Bize antik çağdan miras kalmış bir görüşe göre insan ruhu kendini yenileyebilir bir bedende öldükten sonra başka bir şekilde var olabilir argümanıdır.
Bu reenkarne bir anlayıştır. Yani sizin ruhunuz aslında bir önceki hayatta bir başkasının ruhuydu ve o bir hatta birçok olay yaşadı, sonrasında bir bedende öldü.
Tekrardan başka bir bedende yaşaması gerekiyordu, bu beden siz veya bir başkasının bedeniydi ve bir şekilde ona birileri sahip oldu. Yani belki de siz ikinci el bir ruha sahip oldunuz.

Bu anlayışla dejavuyu açıklayanlar şunu öne sürer: "bedenin yaşamadığını ruhun yaşamış olması." Yani anlatılmak istenen daha önceki hayatta kullandığınız ikinci el ruhun, bedeninizin yaşamamış olduğu deneyimleri yaşaması ve siz bedeninizle buna benzer veya aynı bir aktivite içerisindeyken o andaki tanınmışlık hissi.

Toplumsal inanışlarsa bu ve benzeri şekildedir.

Dini inanışları açıklayacak olursak:
islam dinine tabii müslümanlığı ele alalım.
Bu inanışta ruhların bedenden önce yaratıldığı ve bu sayede kaderimizin azami derecede şekillenmiş oluşturulmuş olduğuna inanılır. Önce ruhlar yaşamış sonra bedenlere üflenmiştir. Yani ruhlarınız sizden daha eskidir.
Reenkarne anlayıştakine benzer bir şekilde bu da açıklanır. Yalnız buradaki tanınmışlık hissi kavramı biraz farklılıkla kendini gösterir.
Bu da şu demektir: ruhlarınızın çok önceden yaşadığını yaşıyor ve yine de çoğu yerde özgürce kararlar alabiliyorsunuz. (Burada biraz daha düşünmek ve araştırma yapmak gerekiyor)

Diğer bir teori ise tamamen sinirsel ve psikolojik araştırmalarla açıklanmıştır.

2.Nöropsikolojik araştırmalar

Bu görüşte insan beyni üzerinde birçok araştırma, deney yapılmış ve beynin bu olaylarla ilgilenen eş iki lob arasındaki etkileşimin anlık fonksiyonel kopukluklar yaşamasıyla açıklanmıştır.
Bu kısa süre de dejavunun gerçekleşme süresidir. Aslında bu anda beyin gerçeğin şüphesine düşecek zayıflıktadır, ve şizofrenik hastaların karşılaştığı halüsinasyon durumlarıyla benzerlik gösterir.

3.Psikolojik (psikanalitik) Yaklaşım

Psikolojik yaklaşım daha önceki başlıkta bahsettiğimiz verilerden yararlanarak bu anlamdaki görüşün temelini psikanaliz kuramın kurucusu freud atmış ve psikanalizle açıklamıştır.

Freud'a göre bu da tıpkı rüyalarımız da olduğu gibi çeşitli anlamlara gelmektedir ve burada da bastırılmış duygular, travmatik nedenler ön plandadır.
Aslında tanınan ve bilinenin bir süreliğine ayırt edilememesi durumudur. Ve bu beynin sinirsel etkileşim sırasında o birkaç saniyelik kopuklukla dışavurur.
Ama tabi ki asıl önemli olan freud'un tüm bunların temelinde yatanı açıklama şeklidir.
Geçmişte yaşanılan bir olayın detayları sonraları başka bir olayda benzerlikler içeriyorsa kişi dejavu hissine kapılır.

Örneğin: kısa süre önce bir konsere gitmiş bir genç, orada çoşku ve heyecan içindedir. Bu sevdiği bir müzik grubuysa çok eğlenir mutlu ve zevkli hisseder.
Bu duygular düşünceler mekanın her bir detayıyla ve zamanla özdeşleşir, bir tür kodlama yapılır. Akabinde onun farkında olamadığı bir algı oluşmuştur.
Bu genç bir süre sonra sevdiği başka bir grubun konserine gittiğinde o günki duyguların benzerini hisseder ise bir dejavu yaşayabilir.
Tanınan ve bilinen de bu şekilde açıklanır.
initial d animesinin müziklerinden en meşhuru. bu ara çok memeleri dönüyor redditde.
Bütün teorileri çürüttüm. Her dejavu olduğumda şaşkınlıkla donup kalırdım. Geçen sefer çok sevdiğim ve uzun zamandır görüşemediğim arkadaşımla görüntülü konuşurken dejavu hissine kapıldım ve içimden birazdan bunu diyecek dedim ve gerçektende dedi. Sadece beyinsel bir yanılma olsaydı, o zaman arkadaşımın söyleyeceği cümleyi nasıl önceden bildim?
geçen ay, dejavu lerin bize bazen bir şeyleri haber veren rüyaların kalıntıları olabileceğini farkettim. Bilirsiniz ki rüyalar gerçekten yaşanıyormuş/yaşanmış hissi verir. çoğunu uyanınca unuturuz. unuttuğumuzu sandıklarımız bilinçaltında duruyor gibi. biz rüyayı hatırlamasak da rüyadaki anı yaşayınca ben bunu daha önce yaşamıştım gibi oluyor. bilimsel bir açıklaması olana kadar benim teorim bu yönde.

bunu bir anı, konuşmayı yaşarken o anda tamamen unuttuğum bir rüyanın zihnimde parlayıp sönmesi ile farkettim. ilginç kısmı, berbat bir rüyaydı ve ben bunu birine anlatmıştım. anlattığım kişiyi aradım hatırlıyor musun sana anlattığımı, sen beni bir yere gönderecektin ve ben çok rahatsız olacaktım diye. şimdi gönderdiğin yerdeyim ve burası sana rüyamda anlattığım yer dedim. işle ilgili aracı olduğu bir yerdi ve iş görüşmesi sonrası sohbet ederken bile çok huzursuz oldum.
paralel evrenlere kanıt niteliğindedir. belki!
"Çok eskiden yaşadım bu ânı ben"
Dersiniz şaşkınlık içinde.
ilk girdiğiniz bir ev, bir merdiven
Birden güneş vuran pencere,

Ve tam sırasında tren düdüğü...
işte böyle gelmişti siz dünyada
Değilken bir gün öğle üstü
Bu renklerle bu sesler bir araya.

Yaşamak anımsamak mıdır yoksa?
Sanmam, biz de bir sestik belki
Birileri için yıllar önceki
Şaşırtıcı karşılaşmada

M. Cevdet.
Yorgunluk, uykusuzluk, halsizlik vb. nedenlere bağlı olmakla ortaya çıkan, beynin iki lobunun girdiyi nanosaniyelik zaman farklarıyla iki defa algılaması durumudur. Bu durum insanda dejavu hissi yaratır. Bir de jamais vu denen bir olay vardır ki dejavunun tersi olarak nitelendirilir. Ki bu da dejavuyla yine aynı sebeplerden dolayı ortaya çıkma ihtimaliyle birlikte, içinde bulunduğun ya da alışık olduğun bir durumu, sanki daha önce hiç yaşamamış hissi verir.
Sık sık başıma geliyor ya neden acaba
Ne olduğunu bilmiyorum. Ne olacağını biliyorum. Ancak ne olacağı ve olanlar üst üste gelince kendimi kaybediyorum. Bu nasıl olabilir? Aynı anı tekrar yaşamak değil bu. Canım acıyor benim, çünkü anlayamadığın bir şey bu. Ne yapıyorsunuz orada? Neyi bekliyorsunuz?
osho'ya sorarlar:

"sevgili osho, zaman zaman o an içinde bulunduğum durumun tam olarak daha önce tekrarlanmış olduğu hissine kapılıyorum. başkalarının da aynı hissi yaşadıklarını ve bunun dejavu olarak tanımlandığını duydum. her zaman bu deneyimin ne olduğunu ve meditasyonla bağlantısını merak etmişimdir. bunu anlamama yardımcı olabilir misiniz?"

osho'nun cevabı:

dejavu olarak tanımlanan deneyim kendine ait bir gerçeklik taşır çünkü bu sizin dünyaya ilk gelişiniz değildir. başınızdan bir çok yaşam ve ölüm deneyimi geçti. ve doğal olarak binlerce yaşamın içerisinde aynı yerlere gelmemek, aynı yüzlerle karşılaşmamak, bir ağaç görüp aynı ağacı daha önce kesinlikle görmüş olduğunuzu hissetmemek olanaksızdır. bu his şüpheye yer bırakmayacak denli kesin bir histir: sizin hayal ürününüz değildir, o kişiyi daha önce görmüş ya da en ince ayrıntısına kadar o durumun içinde daha önce bulunmuştunuz. bu çok tuhaf bir histir; insanın başını döndürür. ama aynı zamanda hindistan'ın dışında doğmuş olan bütün dinlerin eksik olduğunun da kanıtıdır çünkü bu dinler dejavu deneyimini açıklayamazlar. reenkarnasyon fikrine sahip olmadıktan sonra dejavu deneyimine açıklık getirmek olanaksızdır. bir kasabaya varıyor ve bir anda daha önce orada bulunmuş olduğunuzu hissediyorsunuz. sağa saparsanız nehre, sola saparsanız tren istasyonuna ulaşacağınızı biliyorsunuz ve bunu denediğiniz zaman da gerçekten nehre ya da istasyona varıyorsunuz. yoldaki ağaçları, nehri daha önce bir filmde ya da rüyada görmüşçesine tanıyorsunuz. dejavu geçmişten gelen ve bir şekilde şimdiki zamana karışan küçük bir kesittir. bir gerçekliktir. ve bu gerçeklik, dejavu, yani geçmiş yaşamlardan kalma anılar, defalarca kanıtlanarak reenkarnasyon teorisini yalnızca dini bir teori olmaktan çıkarıp, bilimsel bir gerçekliğe dönüştürür. tabii bilimin daha açık fikirli olacağı, beklenen o zamanın gelmesini bekleyerek... sorun şu ki, bilimde tüm ilerlemeler yalnızca tek bir yaşamın varlığını kabul eden ve bu konuda önyargılı olan batı'da gerçekleşiyor. yine de dünya her geçen gün biraz daha küçülüyor. er ya da geç bilim, insan gelişimi, meditasyon ve bilincin dönüşümü için hayati önem taşıyan bu olguyu dikkate almak zorunda kalacaktır. kişi geçmiş hayatlarını anımsadıkça ölümden sonra da bir geleceğe sahip olduğunun kanıtını bulmuş olacaktır. geçmiş yaşamları anımsamak, aynı zamanda buraya farklı bir cisme ve isme sahip olarak dönecek oluşunuzun da kanıtıdır. bilim tek bir yaşama dayalı musevi, hıristiyan ve müslüman inancından sıyrılıp farklı bir yön aldığı zaman, ki bunun gerçekleşeceğinden hiç kuşkum yok, reenkarnasyon bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçeklik kazanacaktır. bu tek yaşam inancı zaten oldukça saçmadır çünkü varoluşta hiçbir şey ölmez; her şey varolmaya devam eder, yalnızca şekilleri değişir. yaşam sözkonusu olduğunda neden bunun tersi olsun ki? insanlar aynı tür bir yaşamı binlerce kez sürdürdüklerinin farkına vardıkları zaman, ki reenkarnasyon teorisi böyle bir fayda sağlamak üzere harekete geçirilmiştir, aynı şeyleri tekrar tekrar yapmış olmanın ne kadar sıkıcı, bıkkınlık verici olduğunu ve bunlardan bir ders çıkaramamış, bir kazanç sağlayamamış olmanın ne kadar korkunç olduğunu göreceklerdir. binlerce yaşantınızda aynı iktidar ve para hırsıyla mücadele ettiniz ve hala bunu sürdürmektesiniz. demek ki her yaşam deneyimi siliniyor ve her seferinde sıfırdan başlıyorsunuz. bilimsel olarak kanıtlandığında, aynı aptalca oyunları tekrarlamanız da çok güçleşecektir. yeterince oynadınız, artık değişme, bilincinizi yüceltme zamanıdır; bu, adeta bir tekerlek gibi bir yaşamdan diğerine tekrar, tekrar dönmeye devam eden vahşi çemberin ötesine geçme zamanıdır.
şu ana kadar yaptığınız her şey bilinç dışıydı. artık olgunlaşıp, bilinçle hareket etmenin zamanı geldi. artık farkındalıkla hareket edin; yeteri kadar bilinçsizce yaşadınız. reenkarnasyon tekerleğinin dönmesini sağlayan şey bilinçsizliktir. bir kez bilincinize kavuştuğunuz zaman çabalarınızın yersiz olduğunu göreceksiniz; başarıyı bir çok kez elde ettiniz ama ne için? ölüm zaten her şeyi silmedi mi? bu tıpkı kumdan kaleler yapmaya benzer, rüzgar gelip kalenizi yerle bir eder. siz de yeni bir kale yapmaya tekrar tekrar devam edersiniz ve sonuç hep aynı olur. bilimin doğu'lu milyonlarca insanın yaşadığı deneyimlerin gerçeğini gözardı etmekten vazgeçmesi sonsuz bir önem taşımaktadır. bu bir batıl inanç değildir; yaşamın bizim farkına varamadığımız gizemlerinden biridir yalnızca. bilim bu konuda keşiflerde bulundukça, siz de olup bitenler karşısındaki tutumunuzda büyük değişimler olduğunu göreceksiniz ve amacınız da değişip bu çarkın dışına çıkmaya dönüşecektir. bu çark sizin esaretinizdir, ve bu esaretten kurtulmak, gerçeğin ve özgürlüğün peşinde olanların tek arzusu olmuştur. varlığınızın bedensiz, cisimsiz olarak da evrenin içinde kalabileceğini, cisimsiz olarak da varolabileceğini, tüm varoluşa yayılabileceğini anladıktan sonra tüm çabanız bu yüce özgürlüğe erişmek üzerine olacaktır. biz doğu'da bunu başarmış insanların yaşadığı bu en yüce deneyimi moksha, yani mutlak özgürlük olarak tanımlarız. bu, bedenden, zihinden, etrafınızdaki her türlü zincirden, cisimden bağımsızlaşıp yalnızca saf bir bilince dönüşmektir. bu durumda hala bir bireysellik, görünmez bir merkezde "ben" olunduğuna dair bir bilinç vardır. aslında bu, "ben ilk kez olarak gerçek özüme kavuştum" bilincidir. beden olmadığında hastalık da olmaz, beden olmadığında yaşlılık ve ölüm de olmaz. bedensiz bir bilinç doğal olarak her zaman taze, genç, özgürdür ve tüm evren ona açıktır. onun imparatorluğu sınırsızdır. bir gün gautama buda'ya şöyle sormuşlar, "mutlak bir bilince dönüşürsek yeniden dünyaya gelmeyeceğimizi ve tüm varoluşun bizim imparatorluğumuza dönüşeceğini tekrar, tekrar söylüyorsunuz. peki ya bizden önce aydınlanmış onca insan ne olacak? ben nasıl tek başıma tüm evrenin efendisi olabilirim?" soru mantıklı görünebilir ama varoluşa ait değildir ve buda'yı güldürmüştür, ki o çok ender olarak gülermiş, hatta yaşamı boyunca belki toplam üç-dört defa güldüğü söylenir. buda şöyle yanıt vermiş, "senin mantığını anlayabiliyorum ve sana bir şey anlatacağım; bir karşı-tezle değil yalnızca bir örnekle yapacağım bunu: karanlık bir evde bir mum yakarsan tüm ev ışıkla dolacaktır. bir mum daha yakabilirsin. bu durumda iki mumun ışığının birbiriyle çatışacağını mı düşünüyorsun? ikinci mumun ışığı da tüm evi dolduracaktır. üçüncü bir mum da yakabilir, tüm evi mumlarla doldurabilirsin. hepsi kendi alevleri içinde bireyselliklerini koruyacak, ama yaydıkları ışık sözkonusu olduğunda, hepsi tüm odaya sahip olacaklar. hiçbir ayrım olmayacak. bu benim alanım, bu senin alanın diye bir şey sözkonusu değildir. ışık bir nesne değildir ve binlerce mumun ışığı birbiriyle çatışmadan tüm evi doldurabilir." o haklıdır. karşı-tez oluşturmak mümkün olmadığı halde onun verdiği örnek mükemmeldir. durum tam olarak budur: bir kez cisminizden kurtulduğunuz zaman tüm evrene yayılmış olacaksınız. aydınlanmış olan milyonlarca başka kişi de ışıklarıyla, bilinçleriyle tüm evreni doldurmaktalar. merkezlerinde kendilerine ait birer alev taşırlar ama yaydıkları ışığın sınırı yoktur. ışıklar birbiriyle çatışmaz çünkü onlar cisimsizdir. aynı mekan herhangi bir mücadele ya da tartışma gerekmeksizin farklı ışıklar tarafından doldurulabilir. ve bilinç de bir ışıktır. ~ osho

not: osho islam'da reenkarnasyon olmadığını söyler lakin bu konuda ona katılmıyorum.

#osho
#dejavu
Özellikle hastalık grip gıbı ağır enfeksiyon geçirdiğiniz ateşinizin yükkseldiği dönemlerde gördüğünüz saçma sapan rüyalar vardır. Nu gün yaşadığım dejavu sürecinde beynim yaşadıklarımı bir kaç gün önce hastayken gördüğüm o sanrılarla eşleştirince inanılmaz bir hasta olma nefes alamama terleme moduna fırlattı beni oturduğum yerde sandalyeden yığılacaktım aslında hiç bir neden yokken birden o ana geri döndüm böyle pis de bir tarafı varmış.
güzel film.
bir dönemlerin popüler filmidir genel olarak kurgu olarak oldukça iyi bir yapımdı.
bir olayı yaşarken daha önce yaşamış ben bunu hatırlıyorum sanki yapmıştım gibi hissetme olayıdır.
uyuyordum.
ve rüyamda anne ve baba kanaraya hariç 3 yavru kaçıyordu.
gerçek olacağını hiç düşünmedim, yaklaşık yarım saat sonra balkona gittiğimde ise anne ve baba dışında diğer 3 ü kaçmıştı...
neyse ki iki yavruyu apartmanın balkonlarından bulup alabilmiştik. *

not: bizim kanaryalarımız balkonda bulunmaktadır, evetı.

(bkz: dejavu dediğin böyle olur)
2000'lerin başında 'can't stop' adlı single ile döneme damga vurmuş olup sonra hızlıca unutulmuş olan elektronik müzik sanatçısı.
daha önce yaşanmış bir olayı ya da anı tekrar yaşamaktır.
aynı yerde 2 kez karşılaşmak buna bir örnek olabilir.
"ben bu anı daha önce de yaşamıştım" demektir.
Tam az önce ana sayfayı yenilerken hissettiğimdir, ekleyeyim dedim...
yaşadığı anı daha önce de yaşamış olduğunu hissetmek.