ben de bir sağlık çalışanıyım. evet ön planda doktorlar ve hemşireler var evet en ağır işleri onlar yapıyor fakat bu savaşta arka da çalışan ekipleri de unutmayın derim. bir bilgi işlem elemanı mesela bugün günlük aldığınız sayıların hepsi bilgi işlemcilerin emeği, hastaya müdahalede kullanılan bilgisayarların tamiri, hastaya yapılan tahlillerin sonuçlarının doğru aktarımı vs. uzar gider. ya da bir biyomedikal teknikeri solunum cihazı bozulsa anında tamir eder. temizlik görevlileri hastaların olduğu odaları temizler, servisleri temizler. yemekhaneci her gün o hastaya 3 öğün yemek getirip verir. radyoloji uzmanı hastanın tomografisini çeker. laboratuvar teknikerleri o hastalardan sürüntü alır. şoförler pcr testi başka bir yerde yapılıyorsa sürüntüleri taşır. kat sekreterleri hastaların üstüne işlemlerini yapar hasta dosylarını hazırlar.
bu bir savaş sizler dışarıda dolaştıkça, önleminizi almadıkça bu kadar insanın hayatından çalıyorsunuz. bizler ailemizle görüşemiyoruz. doktorlar hemşireler çocuklarına sarılamıyor otellerde yaşıyor. ben bahsedilen 30 büyükşehirden birinde hastanede çalışan bir bilgisayar teknikeriyim. ailem +1 denilen zonguldakta. 5 aydır görüşemiyorum ailemle. salgın ne zaman biter bilmiyorum. her gün birlikte çalıştığımız tanıdığımız bir personelin bu illet hastalığa yakalandığını duyuyoruz. artık psikolojimiz bozuldu. sinirlerimiz gergin bir halde. lütfen evinizde kalın. lütfen kurallara uyun. lütfen birlikte en kısa sürede yenelim şu salgını.
sanırım pozitifim. bugün çıktım dısarı bişeler almaya ve mecburen temas halinde oluyorsunuz bazen. ateşim var öksürük yok. ama ishal oldum.zaten normalde de nefes darlığı olan biriyim yarrağa gelebilirim her an çok tırsıyorum
Yakında daha uzun incubition periyotuyla daha ölümcül bir sekilde ortaya çıkacak milyarlarca kişi kör kötürüm bırakacak dünya ekonomisine bir felaket olarak çökecek içilen suya bile yayılacağı için insanlığın umutsuzca marsa kaçıracak virüs.
ayrica viruse maruz kaldiginda, maruz kaldigin virus miktarida olumcullukte etkili birsey.
ornegin siyanur fevkalade zehir bir molekul cunki vucudtaki oksijene tutunup (ch+ o2 = co2+h20) oluyor. butun bitkilerin icinde mevcut 100 gram fistik yersen hicbisey olmaz sana neticede aldigin siyanur co2 ve suya donusur ve bir ziyani zarari yok ama 2 kilo fistikla yada icinde cok ch bulunduran baska biseyle mideni doldurmayi becerebilirsen cigerlerine giden oksijeni siyanur kapacagi icin bogularak olursun.
dozaj viruslerde de onemli olabilen bisey, bazi ulkelerin digerlerine gore daha kabarik olum rakamlari ayni zamanda insanlarin maruz kaldigi dozajlada ilgili olabilir.
virusun newyork kentindeki olumculluguyle yandaki newjerseydeki olumcullugu arasinda bayagi fark var cunki newyorklular apartmanlarda yasayip hep birlikte metroyla seyahat ediyolar newjerseyliler mustakil evlerde yasiyolar cogunlukla kendi arabalari var yada otobuse biniyorlar.
hindistanda yada artvinde koy evinde yasayip suyu cesmeden icen ekmegini kendi evinde yapan dis dunyayla baglantisi fevkalade kisitli biriyle milanoda yasayip ekmegini bakkaldan suyunu marketten tuvaletini yapmaya bile disari giden bir adamin maruz kaldigi virus birbirinin ayni degil ayni isi yapiyor olsalar bile. dolayisiyla kentten kente insanlarin yasam stiline gorede virus degisik olumculluk oranlari gosterebilir. italyada fransada ingilterede yada istanbulda bulastigi her 10 kisiden birini olduren virusun konya gibi kirsal kesimi genis bir kentte 100de 1 olum orani vermesi mumkun... iran cin ve turkiyenin olum oranlari niye boyle dusuk diye tartisirken bu ulkelerde nufusun %40-50sinin koylerde yasadigini.
Bu tip salginlarin koy gibi yerlerde daha az oldurucu oldugunuda goz onunde bulundurmak lazim. Bu ulkelerin dusuk rakamlar gostermesi %50 gibi yuksek koylu oranlari, fransa ve italya gibi ulkelerdeki kabarik olu rakamlari %97 gibi yuksek bir sehirlesme oranindan da kaynaklaniyor olabilir...
türkiyenin bu virüse karşı stratejisi zaten kontrollü yayılma... acele etmene gerek yok.
haftasonu sokaga cikma yasaginin sebebi virusu durdurmak falan degil gunesli havada bir anda 30000 kisinin kapip birgunde yogun bakimlari doldurmasi gibi bir olayin olmamasi yoksa virusu durdurmak yada azaltma gibi bir dusunce kesinlikle yok anladigim kadariyla...
türkiyenin bu virüse karşı stratejisini acilen kontrollü yayılma şeklinde değiştirmesi gerekiyor. çünkü bu hızla yayılması durumunda sağlık sisteminin çökme riski oluşacak. aslında covid-19 dünya genelinde korkutan bir pandemi olmasının sebebi ölüm oranı değil bulaşma hızı. bulaşma hızı yüksek olduğu için hastalığın aynı anda bir çok insana bulaşması demek belkide tedavi olup iyileşebilecek bir hastanın yeterli tedavi(ilaç)ve bakımı alamaması sebebiyle hayatını kaybedecek olması.yani siz hastalığı ağırda geçirseniz yeterli tedavi ve yoğun bakım ile hastalığı atlatabilecekken ilaç ve tedavi desteğinin yapılmaması yada geç yapılması sebebiyle belkide vücut direncinizi kaybedeceksiniz.yani evde kalmanın önemi bu noktada tahmin edilendende cok büyük. iki hafta sonra bu hastalıga yakalanmakla mayıs sonunda hastalıga yakalanmak arasında cok büyük farklar olacagını düşünüyorum. mayıs sonuna kadar ne yapıp edip hasta olmayın. bu virüs mutlaka eninde sonunda herkese mutlaka öyle böyle bulaşacak onemli olan hastalıgın mutasyona ugradıktan sonra yada bir cok insan enfekte gecirdikten sonra yakalanmak bizim için en iyisi olucak. hali hazirda yakin zamanda en iyi ornegi domuz gribi gibi ..
Sosyal medyada Kahvenin Koronavirüsü (Covid 19) uzak tuttuğuna ilişkin bir paylaşım dolaşıyor. Bana da özel mesaj yoluyla geldi. Kesinlikle yanlış. Öyle bir şey olsaydı, Kahveyi seven ve dünyaca ünlü bir kahve kültürü olan italyanlar bu kadar kayıp vermezdi. Aman ha... Sakın böyle saçma şeylere inanmayın. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2008719/+
Kötü haber, italya'da 31. günde 27.980 vaka vardı, bizde ise 47.029. Yani neredeyse iki katı.
iyi haber ise, oradaki 31. gündeki vefat sayısı 2.158 iken, bizde 1.006. Yani yarısı kadar.