neler diyolar adama be, yok akıl ve ruh sağlığında şüpheleniyorlarmış, yok çok kötü durumdaymış, yok bitmişmiş.
istediğini vermiyosun ki bu rezil jenerasyona reis, böyle olur tabi. ibret-i alem olsun diye bunların instagram fenomeni diye taptığı boş beleş tipleri aleni aleni sıradan skip atacaksın (öyle serenay mevzusu gibi çekingen çekingen gizli saklı değil ama), göstere göstere, erkek olanlarını da çağırıp kameralar önünde tiye alacak, adam yerine koymayacaksın, bak nasıl tapıyorlar sana.
iğrenç insanlardan oluşuyor günümüz toplumu, ne kadar ilgilenirsen seninle ilgili düşünceleri, hisleriyle, ne kadar hassaslaşırsan o kadar etinden etinden kemirecekler, akbaba sürüsü babam bunlar, sen de bi kez açık ettin elini, sevilmek, anlaşılmak istediğini falan biliyorlar artık. cesedinin üstünde tepinirler daha! böyle olmalarının sebebi? sorsan, niye olmayalım ki. safi kötülük bu işte.
derin düşünceli olmak hastalık bu zamanda, son 20 yıldır falan bu böyle, işleri tıkırında giden dalyarağın birisi olsaydın tapmaya devam ediyorlardı sana reis. bak nusret'e, konuş desen iki cümle kuramaz ama gençlik tapıyor! bu da böyle bi gençlik anasını satim.
erşan kuneri 10 numara yapım olmuş, bayıldım. kahkaha mahkaha atmadım ama tam olarak izlemek isteyeceğim şey, çek bin bölüm izleyelim. mesela bi sahne var, bizanslı kızan aksanlı elemanla arasında geçen cem yılmaz'ın; "ben de yiğit miyim?", "yiğitsin", "öyle mi?", "yiğit dersem ne olacak"...
en çok güldüğüm kısmıydı dizinin. bir erkeğin başka bir erkek tarafından kendisine yürünüldüğünü düşündüğü, bunun tedirginliğini yaşadığı o anın kusursuz bi tasviri. e cem yılmaz yıllardır bu ülkenin zirve starlarından biri, çok yaşamıştır böyle şeyleri. 19 yaşında bebe, köyünden yeni kalkmış gelmiş istanbul'a, ankara'ya okumaya etmeye, daha ne bişey görmüş, ne yaşamış, hangi "an"ı anımsatacaksın da güldüreceksin böyle bi dalyarağı, onun dünyası twitter'da okuduğu saçma salak muhabbetlerden ibaret. "böyle baksam ne yapabilirsin ki", "yarrak kürek yapıyorumdur", "siuu", "var bi hayalimiz" falan filan. o sahne gibi binlerce detay, hayat bilen insan tad alır, dünyası elindeki telefondan ibaret olana bişey ifade etmez.
istatistikte bi kural var arkadaşlar; leonar euler buldu, 1700'lerde falan, adı büyük sayılar kuramı. standard normal dağılımı açıklar; belli bi popülasyondan yeterince örneklem aldığınızda öyle ya da böyle sample özellikleri averajı yansıtacaktır. 3 kez yazı tura atınca 3'ünün de yazı gelme ihtimali gayet yüksekken 1000 kez attığınızda %50'si yazı, %50'si tura gelir.
bu dalyarak kitlede sorun şu; kimsenin sizin averaj diğer bir deyişle vasat olmanızla bir sorunu yok, zaten aksi mümkün değil, doğanın kanuna aykırı ama vasat olduğunuzu, örneklemin ortasında yer alan devasa %90'lık kitleyi oluşturduğunuzu da bi anlayın be. hiç bişeyden anlamıyorsan senin gibi düşünen bu kadar kalabalık bi kitle olmasından anlıyor olman lazım ama nerde.
cem yılmaz tepedeki %1'lik belki yüz binde birlik algı, bilinç düzeyinin temsilcisi. tabi ki onun kafası sana uymayacak. uysaydı zaten olduğu yerde olamazdı. eskiden nasıl genele, halka hitap ediyordu peki? eskiden de etmiyordu, yazının başına döndük. eskiden dalgasına bakan, kimseyi adam yerine koymayan, fırlama tiplemesine uyduğu için sana sempatik geliyordu, adam da o durumda senin düzeyine inmekte bi beis görmüyordu. ama şimdi işler değişti, senin olduğu yere inmek için bi sebep göremiyor, inmeyecek de. senin de onun olduğu algı düzeyine ulaşman zor. e sus o zaman bi mk.
not: erşan kuneri'ye puanım 6,9. öyle aman aman öldüm bittim değil, mildly tatlı bi iş, keyfli vakit geçirttirdi, beklentim de bu bi kısım diziden filmden. öyle beklentilerimi karşılamak için giderim green knight izlerim, last duel izlerim, tarkovsky izlerim. derdim bu adamın işlerini itin götüne sokmaya kalkışan dallamaların beğendikleri şeylere bakıldığında ortaya çıkan abdürd görüntüyle.
son notum: makyaj yapan damla diye gereksiz özgüvenli bi tombalak varya, ondan başla. 2 aya hızaya gelir bu beyinsiz kitle.
Dün izledim tamam yine güldüğüm yerler var ama genel itibarıyla artık o eski cem yılmaz yok gibiydi spoiler vermek istemiyorum o yüzden daha fazla konuşmayacağım.
Yılmaz Erdoğan yıllar önce Organize işler ile iyi para kazandı adından söz ettirdi. Filmin ikincisini yapmak yerine bu kurşunu sonra yani pilim bitmeye yakın atarım dedi. Aynısını Cem Yılmaz yapacak anlaşılan. Yahşi Batı fena değildi güzeldi filmin sonunda devamı yapılacak izlenimi verse de Cem Yılmaz hala devam filmi yapmadı.
