bir otobüs var... boş dediğime bakmayın, iki kişi var... birisi benim diğer ise dolgun göğüslü, yuvarlak popolu ve makyajsız bir dilber. arkalarda bir yere oturmuş zaman gazetemi okuyorum. o da ne?! bomboş otobüste kız yanıma oturuyor.
yukarıda belirttiğim eylemi yapan kızın niyetidir azizim.
hafif bir gerginlik... hugo boss marka parfümüm mü çekti kızı yoksa etrafa yaydığım seksi auram mı bilemedim... biraz daha sessizce yola yolculuğa devam ettik. birden kız bana 10 lira uzattı...
kız- şuradan bir öğrenci uzatır mısınız?
Albay- yahu yanımda oturuyorsunuz zaten. siz uzatsanıza... hem neden boş otobüste yanıma oturdunuz? yoksa kötü bir niyetiniz mi var? acaba beni evinize götürüp çılgınca seks yapmak mı istiyorsunuz? eğer niyetiniz buysa lütfen hemen söyleyin. aksi takdirde yanlış anlayacağım.
kız- aaa deli misin be! otobüs soğuk sen de kalorifer yanını kapmışsın... başka yere oturayım da götüm mü donsun?
Albay- temmuz oldu azizem. Ayrıca otobüsteyiz dolmuş değil. bu havada tayt mı giyilir be! bahane yarattın benimle sevişmek için değil mi? seni aşifte senii.... leş seni leşşş... leşitooo seniiii...
kız- ay korktum... müsait bir yerde çabuk... ineceğim.
işte böyle azizim. meğersem kızın beni yatağa atmak gibi bir niyeti yokmuş. hava soğuktu zaten 30 derece falan. kolay kolay havaya da giremezdim. sonra ne mi yaptım? otobüsle abonesi olduğum body salonuna gidip bu kötü hadiseyi unutana kadar kas çalıştım. sonrasında bir puro ve türk kahvesi. oh la la...
şimdi bir de kıssadan hisse olayına geçelim. bazen hayatın size nimetler sunması bu nimetlerin süreli olacağı anlamına gelmez. offf ne laf ettim be... bugün sevişemedim ama çogentel bir laf ettim.
