insana her şeyle baş edebileceğini gösterir, mutlu zamanlarımızın kıymetini bilmemizi sağlar, gelecekteki olası aşk acılarına karşı direncimiz inanılmaz yüksek olacağı için hiçkimse veya hiçbirşey tarafından üzülmeyiz, ayrılık olgusundan korkmamaya başlarız çünkü ayrıldığımızda çekeceğimiz acının nasıl bir şey olduğunu ve er yada geç geçeceğini biliriz, aşk acısından kimsenin ölmediğini görürüz ve en en önemlisi bizi öldürmeyen herşeyin güçlendirdiğini farkederiz. acımız dinip ayağa kalktığımızda çok güçlüyüzdür artık.
olgunluktur herşeyin başında. amma velakin bir noktadan sonra daha fazla olgunlaşamadığın da sana vereceği tek şey acı olacaktır. ya da tam tersi hissiz bir adam olmana sebep olacaktır. ikisi de gayet kötü. en azından daha sonrasında hayatına girmeye çalışan herkes için zor biri olacaksın. çünkü birilerinden vazgeçebilme eşiğin her seferinde daha da daralacaktır ve sen o eşiği atlamak için hiç çaba sarf etmezken karşındaki uçurumun kenarında "hayata yeniden tutunulabilir mi ki senden sonra"yı düşünüyor olacaktır.
aşk acısı öyle bir şey ki, acıyı tattıkça insanı başkalaştırır. belki en başında acılara boğar, sonrasında ise kendine " başkaydım, şimdi ise bambaşka oldum" dedirtir.
yaşadığını hissedersin. sen acıyorsan bu demektir ki; sen hakkıyla sevmişsin. birtek sen acıyorsan bu demektir ki; yanlış adamı sevmişsin. eğer ikinizde acıyorsanız bu demektir ki; yanlış yerde bitirmişsin. ve eğer ara sıra ansızın geri tepiyorsa o acı, murathan mungan'ın da dediği gibi; umarım geri teper,yoksa gerçekten bitmişsinizdir.
bir aşk biter ve acısı kalır. öyle de puşt bir acıdır ki o, o insanlayken bu acıyı taşıyan kalbin 10da 1ini hissetmemişsindir. kalbin nasıl da büyüktür oysa farkettiğin andır.