bugün

kısa ve net konuşucam, sana olan sevgimin gölgesinde kalmış reddedilmek.

(bkz: kaltak)
(bkz: yakışmıyordunuz zaten)
(bkz: farklı dünyalardanda değildik halbuki)
Zaman geliyo onu karşılıksız seviğimden dolayı kendimden nefret edıyorum zaman gelıyo onu sevdıgımden mutluluk duyuyorum.Şuan mesela iyi ki onu sevıyorum dıyorum ama yarın hatta 2 saat sonra keşke onu sevmeseydım diyecem vazgeçmek istiyorum bazen bazen istemiyorum . Onu katıca seviyorum lakin vezgeçmek istedigim zamanlarda oluyo şuan onu sevmekten son derece mutluyum iyiki onu sevıyorum dıyorum hatta beni sevmesede benim sevmem yetiyo diyorum yüregim de bir ferahlık mutluluk var şuan ama 2-3 bilemedin 5 dk sonra nefretle sevecem.
En sevdiğim havalar bunlar! Gerçi sonbahara girdik denemz henüz ama şöyle ufaktan bir fragman da güzel olmadı diyemez bu bünye. Hava griye çalacak ve zaman zaman ıslanacak kirli avuçları insanların.

Yağmura hep bir anlam kattım küçüklüğümden beri. Şimdi ise "sadece ıslatıyor" diyorum. Zaten ben de sadece ıslanıyorum. Güneş ışığından uzak kurutmalı beni kullanma talimatımda öyle yazıyor. Belki kışın başını sıcak tutacak bir bereyim belki de ayaklarına geçirdiğin bir çift turuncu çorap. Ben üstüne olmuş muyum? Kelime oyunu kurmuş muyum? Prensesin kabusu olmuş muyum? (esinlenmek) Bir eldiven olmamışım ellerini ısıtmamışım biliyorum çünkü ufak ellere büyük gelirim ve parayı benimle tutamazsın doğru düzgün; yazıyı ise hiç yazamazsın!

Bir gözlük olsaydım mesela dünyayı numaralı gösterirdim. Yakındaki yalanları görürdün ve uzaktaki doğruları bulandırırdım sana. Hile yapardım!

Cam diye gözlük mü olmalı bu herif illa? Bardak olurdum içinde her istediğini içtiğin. Bir adamla sevişmeden içtiğin şarap, masum uykuya dalmadan önce süt, hayat seni şişirdiğinde soda!

Çok şey olurdum. Kendini gördüğün ayna, aynada kendine yalan söylediğin makyaj malzemesi, zamanı anladığını sandığın kol saati... Bi bok olmadım ama!
Tekil yalnızlıkların çoğul acısıydı bu suratlarımıza yapışan karanlık...
Müptelası olduğumuz ruhların terketmesiydi şehrimizi...
Ellerimize bırakılan bir küçük not kağıdıydı, içi hüsran dolu iki üç cümleydi...
Karanlık; terkedilişti... Karanlık; terketmekti...
Keşmekeş ortamların sancılı yüzüydü karanlık...

Mütemadiyen ağlamak
mütemadiyen yalnızlıktı...

insan dolu bir yolda yürürken, tek başına kalmaktı.
Siyah beyaz bir fotoğrafı izlemek içinde kaybolmak, üşümek ve yanmaktı aynı zaman...
Gayriihtiyari hep siyah giyinmek, hep siyah konuşmaktı.

Sabahı akşam yapmaktı...
Karanlık; en çok yokluğun demekti.

Karanlık; gidişin demekti...
aşkımıza 6 ay ömür biçtim sevgilim..ne yazık ki uzatmaları oynuyoruz ..böyle devam ederse hakem düdüğü çalıcak ve biz oyuncular soyunma odasına gidemeden herşey bitmiş olcak.
sevgilim, işte eylül
ve işte senin usul usul seğiren yüzün.

zaman ki sonsuzdur
bitmemiş şiirler gibidir.

bazı hüzünleri
bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.

biz ki zamanı tırnak arasına alıp yaşadık
(isteğin bulanık kıyısında).

bundan değil midir bizim aşkımızda
sürekli bir akşam hüznü vardır...
yüz kadının yüzünü gördüm ve yüzüm yüz kadının toplamı….
ben bu yazıyı ikinize yazdım; ilkbahar ve sonbahar.

şimdi eğri oturup doğru konuşalım (açın önünü çok dolmuş bu yazar) ben sizin kadar karaktersiz mevsim görmedim. ben o duygusal insanlara da benzemem oğlum 'ay ilkbahar ne güzel ağaçlar çiçek açıyor' 'ay sonbahar en güzel mevsim; kuru, sararmış yaprakların sanki doğanın gözyaşları gibi yere düşmesi ve sevgili ile basmanın keyfi o yapraklara' gibi saf ve temiz duygularla cümleler kurmuyorum sizin hakkınızda. ben ikinizin allah belanısını versin diyorum. evet...

ikinize de söylüyorum beni dinleyin: bakın gençler bir gün insana tişört giydirip öbür gün mont giydirerek çok büyük bir şerefsizlik yapıyorsunuz. kusura bakma ama öyle. bir gün tişört giydirip öbür gün mont giydirerek insanları maymun etmeyin. yaz ve kış gibi dürüst, efendi, karakterli mevsimler olun.

hele sonbahar senin götün iyice kalktı bu yıl. lan oğlum 31 ağustos saat 24.00 dan sonra hemen bastırmak kendini göstermek nerden çıktı, onu bi' söyler misin bana? bekle bir insanlar adapte olsunlar, sonbahara hazırlık yapsınlar. götünde beş karış bok 1 eylül geldiği gibi yapıyorsun ama artizliğini.

neyse... akıllı olun, adam olun, kendinizi sevdirip, saydırın bizlere.

tamam, sinirli değilim ben.
ne üzdüğünde özür dilemeyi bildin, ne de ağlattığında sarılıp kucaklamayı. "haklı" olmak uğruna düelloya girmiş varsayıp kendini savaştın benimle gücünün son zerresine kadar. derdin hep ezmekti beni, çünkü eziktin sen, senle eşit olmalıydım sen benim seviyeme çıkamadığın için.
tamam çok zekisin, çok görgülüsün kabul. ama seviyeleri denkleştirmek için aşağılamak ve küçümsemek nasıl bir görgüdür ben bunu bir türlü çözemedim.
burnun kaf dağında beni hep ezmeye çalıştın. evet ben köylüyüm. annem babam köyde doğup büyümüşler. senden öğrendiklerim de yok değil, o da kabul. ama öğrenmeseydim de senden daha insandım.
yemek yemesini, oturmasını kalkmasını, nerede nasıl davranmam gerektiğini yeterince biliyordum zaten.
1. salak değilim, hatta birçok insana kıyasla çok daha akıllıyım.
2. mühendis olmasam da senin gibi, dandirik bir bölüm bitirmedim. 4 yıllık ingilizce taban puanlı üniversite mezunuyum.
3. iyi bir işim var.
4. işimde oldukça titiz ve başarılıyım.
5. evim var.
6. arabam var.
7. param var.
8. güzelim.
9. şımarık değilim.
10. kaprisli değilim.
11. nazlı değilim.
12. asla(!)yalan söylemem.
13. aldatmam.
14. oldukça evcimenim.
15. giyinmesini kuşanmasını bilirim, bakımlıyım.
16. küçük emrah abim gibi sevdim mi tam severim, gözüm başka kimseyi görmez.
17. adam gibi yemek pişiririm, aç bırakmam.
18. erkeğime hizmet etmeyi severim. gocunmam. su iste getireyim, sana bakayım, gerekirse ayaklarını yıkayayım, masajını yapıp seni gevşeteyim. yeter ki sen mutlu ol.
19. parada pulda, şanda şöhrette gözüm yok. "az olsun bizim olsun" dedim hep. aç kalmazdık açıkta kalmazdık. senin ve benim kazancımız, şu anki yaşam standartlarında yaşatmaya devam ederdi bizi.

şimdi de bana. sen kimsin ki ulan beni beğenmiyosun lan? ne zannediyosun sen kendini?! benim peşimde koşması gereken, beni kaybetmemek için çaba sarfetmesi gereken sen iken hep beni reddeden sen oldun.

kim sevdi bugüne kadar seni benim seni sevdiğim gibi? ve bundan sonra kim sevebilir seni bu huysuzluğunla, bu aksiliğinle benim seni sevdiğim gibi?
kafası hiçbi boka basamayan kızlar belki senin peşinden ajanlık yapmayı öküz altında buzağı aramak olarak nitelendirebilir, ama ben senin ne kadar bir erkek olduğunu biliyorum. ha fiziksel olarak aldatmamış olabilirsin o ayrı, ama orospu fetişin var bu da kesin. nerde göt meme görsen trendy diye savunursun üç kuruşluk müsveddeleri bana. trend görmesek yicez a.k.

ailenle tanışmak istedim, olmaz dedin. paşa soyusunuz ya layık göremedin beni herhalde.
annenle milano'ya tatile giderken kaptana uçakta olacağınızı söylediğim için koskoca kaptan kokpitten çıktı kabinin ortasına kadar geldi senin elini sıktı. annenle ve seninle tanıştı. kime yapıldı bu jest de bakayım bana? onur duyman gerekirdi.
asla kafaya kakmak için yapmadım yaptıklarımı, ama hak etmedin. asla hak etmedin sana olan sevgimi. bu sevgi sana çok geldi.
doğum gününde annen sana cep telefonu almak istedi. ama ben zaten almıştım senin beğendiğin, ne zamandır istediğin o telefonu. teknoloji delisi kılı kırk yaran sevgilim seneler sonra nihayet bir telefon beğenmişti ve o telefonu istiyordu. annen baban hiç mi merak etmedi senin kadar huysuz, asabi ters oğullarını hangi kızın bu kadar sevdiğini, içine aldığını? eminim merak ettiler. eminim annen beni merak etti. ama uzak tutma çaban var. sebebi de bir şeyleri olmadığı gibi aktarmış olmandır muhtemelen.
annen üniversitede okul daire başkanı, baban avukat, sen mühendissin, kardeşin pit10'dan tut ceza'ya kadar besteler yapıyor. ne kardeşinin bir eğitim masrafı olmuş ailene ne de senin. zeka küpü ailesiniz. tam burslu okuyun senelerce ama elde avuçta hiçbir şey olmasın. inanmıyorum. aksini görücem ya tanışırsam o yüzden de tanıştırmaya götün yemiyo tabi, sen de haklısın. gücünün son zerresine kadar devam yalana; boka batmak var, yalandan geri dönmek yok.

ben sana nişanlanalım dediğimde reddedeceğine, "ulan 2 sene oldu, yaş geldi geçiyo, evlenemiyoruz.. bu hatun da devamlı iş ciddiye binsin istiyo. evlenemiyorum bari nişanlanayım. hayatımda en çok sevdiğim kadına sahip çıkayım, onu elimde tutayım." diyemedin ya, paran olunca bu yaptıklarını yok sayıp kendini erkek yerine koyacaksın ya ona şaşıyorum.
ya aslında bakma sana bu kadar kızdığıma. muhteşem bir şey bu. evet erkek dediğin onurlu olmalı, gururlu olmalı.
--spoiler--
"senin sıfır kazanan bir insan olduğun varsayımıyla
benim çoluk, çocuk, eşim, evimin kirası, faturalar, mutfaklar ne sikim masraf varsa bi ailede tek başıma karşılayabilecek birisi olmam lazım. bana kira yok çocuk yok benim maaşım var fln gibi şeylerle gelme. ben evime bakabilecek bir erkek olmazsam evlenmem."
--spoiler--
demeli. evet evet böyle olmalı erkek dediğin. ama erkek dediğin "ben en çok seni sevdim" dediği kadının gitmesine izin vermemeli. erkek dediğin, adam dediğin iki yıllık sevgilisi, hele ki en çok sevdiği, en aşık olduğu sevgilisi terk etmesin diye bir alyans alabilmeli. ama işte sende o göt yok. parayla erkek olunmaz sadece. biraz da göt ister erkeklik. sende göt yokken, paran olduğunda da erkekten saymam ki ben seni.

hani twitter'da yazmışsın ya bitmek tükenmek bilmeyen mide bulantıların, bağ ağrıların varmış. daha beter ol emi. hem sana şu kadarını söyleyeyim; ailen anlattığın gibi meteliksiz değilse, o konuyla ilgili bana yalan söylediysen ahım onlara da yeter. benim dünden beri döktüğüm göz yaşının yanında senin mide bulantınla baş ağrın nedir acaba?
mutlu olama, mutlu o-la-ma!
bitti! evet bitti! mutlu musun şimdi ha? söyle iyi mi oldu?
"sözlük dedin forum çıktı" haklılığının arkasında durarak, o hiç okuyamayacağımız bilgi içerikli entrylerin rüyasından uyanıp, yeni bir troll sayfası açıyorum. zaten ekonomik çıkarlar doğrultusunda, içerik değil maddi yönde ilerlettiğiniz uludağsözlük bu vesile ile daha çok getiri sağlar. e forum yani, hakkını vermek lazım.
Sen, bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye?
Ben ki; 'çayı bile iki şekerli içerim, birlikte erisinler diye'.
seninle en sevdigimiz saatlerdeyim. belki sen simdi bu saatleri baskasiyla seviyosun. kulaklarima nefeslerin degil tamamen kuralsizca dizilmis yiginla sarki yerlesiyor yavas yavas. hatta simdikinde gozumun onune geliyosun. dedin ya sahteyim, uzdu ya seni cok gulebilisim, ciddi olmayisim, bastan belirledigimiz kurallara uyusum, yalandim hani, kandiramadik birbirimizi. olsun, yalan da olsa bizimdi masallar. komik olan su ki bunu yazarken sarki degisti ve stripped calarken beraber gayet de icten ve gercek guluslerimiz, ustume basima pasta dokusun geliyo aklima. sadece eglence ve sadece sinirsiz mutluluk, sinirsiz paylasim, sinirsiz hazdan kurulu 'biz'.

neyse.
en sevdigimiz saatlerden birindeyim. belki sen simdi bir baskasiyla seviyosun bu saatleri. onu bilmiyorum ama tipki seni duyamayisim gibi, sen de beni duymuyosun. en sevdigimiz saatlerde simdi kendime sonunda itiraf edebiliyorum ki, seni seviyorum. yakismazdi, kizardin bana ama, su anda beni goremiyorsun amina koyim. bolca koyarim simdi amina koyim. kizma bana, sen yoksun ki amina koyim.
bi derdim var bu gece cikiyo ortaya. tutamiyorum icimde ama bu sefer de sen yoksun.

hayatimda bircok kisiyi ozledim, bircok kisiye asik oldum ama hicbirinde bu kadar bozulmamistim. kendi kendime hem de. sevmedigimi saniyodum. cok iyi anlasiyoduk. hayatimda en cok deger verdigimi sandigim insanla en sonunda rahatca ayrilabilecek kadar iyi anlasiyoduk. herkesten uzaktaydik. oysaki alakamiz bile yoktu. oyle buyuk bi askimiz falan da. bu yuzden kazandik ya aslinda * boyle kazancin amina koyim.

seninle cok sevdigimiz saatlerdeyim.
sen belki simdi bu saatleri baskasiyla seviyosun.
lafi uzatasim yok ama biri simdi yalnizlik paylasilmaz falan diye otuyor kulagimda. bok paylasilmaz. neyse.

seninle cok sevdigimiz ssatlerdeyim.
olsan yine sevsek daha guzel olurdu. gecti. hos, o zaman bile belki hersey icin gecti.
simdi bunlarin hicbirini duymuyosun biliyorum, gormuyosun. senden baska herkes biliyo ki seni seviyorum. dedim ya herkesten uzakta benimle kalabilen tek kisiydin, nerden haberin olcak ki?
sevmek isterdim bu saatleri yine senle. saclarim daha da uzadi. hatta su an en sevdigin halde. savasirdin ya hani bazen, sevmezdin oyle yumusak olmasini, tam istedigin gibi. ama hicbir sey istedigim gibi degil.
birkac kez tiksindigimi gorunce kestigin bebek taklitlerini bile ozluyorum amina koyim. oysaki hersey kontrol altindaydi, sevgi falan soz konusu degildi sexgilim. hani sorumluluk derdi olmadan, sinirlar olmadan mutluyduk. neydi o klasik sevgililer gibi tavirlar? neydi o sacmalik. gecmislerimize dair hicbir sey yokmuscasina hayat guzelken nereden cikti ki gecmisim? neyse amina koyim ya. cevap veremeyecegini bilmeme ragmen soruyorum oyle. sanki buradasin lan.

seninle en cok guldugumuz saatlerdeyim. biseyler eksik. ne mi? omzum uyusmuyo. uyusmadigi icin seni rahatsiz edip duzeltemiyorum basini. kufredemiyorum sana. bana pic deyip arkani donemiyosun. e dogal, yoksun amina koyim. ezan okunuyo simdi de. kufretmiyim ayip olur degil mi? * eksikleri sayiyodum, tam su saatte olmasi gereken gulucukler ve abuk sabuk nefes alisverisleri yok. o yari suursuz yari mantikli diyaloglar yok. gunlugumuzdeki gibi. daha dogrusu diyalog defterimiz. hersey o gunluk bokundan cikmadi mi zaten? neyse. yine.

turkcell 3g ile baglaniyorum hayata. amina koyim hayatin, seninle bagli ciksaydik ya bu gece gokyuzune? simdi bunlar ask cumleleri saniliyo. ismimiz neydi bizim? *

her neyse. saygi duydugum, daha dogrusu neye ugradigimi sasirtabilen tek kadin, duymasan da seni seviyorum. pic falan deme oralardan. bu sefer gercekten love you lan.

seninle yorgun argin gozumu acmam gereken bir sabaha dogru ilerliyorum simdi. vucudumun alakasiz yerlerindeki kizarikliklarin hepsi gozlerime yerlesti simdi. asik bile degildim sana lan. sen sevilebilecek biri bile degildin ki. ne ara oldu ki bu? amina koyim senin ya. ozledim amina koyim, kalk da yiyecek bisiler yap be *
seni seviyorum. gayet kufurlu, gayet soguk, gayet ciddi-cok istedin ya hani- be.
kizardin bana cok.
kizardin bazen sonradan sarilsan da.
kizardin sana sexgili dedigimde.
x'in altini kaybettigimi yeni fark ettim. alt yarisi yok artik, sevgili.
kizardin bana kufrettigimde.
olsan da kizsan.
uzun sure oldu, olabilecegini asla dusunmezken biri alt ust etti herseyi. ama niye bilmiyorum. ne bi sinir var ne de nefret.
asktan mideme agri da girmiyo bak.
ama oldu iste. senin gibi, bi anda.
duyamayacak kadar uzaktasin, yine de, seni seviyorum.
amina koyim.
ya arkadaş celişkilerle dolu bi admsın sen söylediğin şeylere tanrı aşkına inanıyomusun ki ben sana inanayım?..
söylediğin şeyler bir diyer söylediğini tutmamakta kelime oyunu yapmaya calışıyorsun oysaki laf ebeliği yapmaktan ileriye gidemiyorsun.
yok nişanlına guveniyormuşsun yok efendim başkalarının söylediği şeyler umrunda deyilmiş peki neden hala soru sormaktasın?.
nişanlın ve senin haklında bişi dediğim yok sizler beni tahrik edip bişiler söylemem icin zorluyorsunuz.
ilk yazımda da fillen herşeyi dile getiridim sen anlamadıysan benim sucum deyil. *senin sucun*"
bir insan başka bir insanı canından cok sevebilirmi? evt sever yapılan herşeye karşı sevdiğinin mutlu olmasını isteye bilmi evet ister..
ben bunu yapmaya calışıyorum şimdi senleyse seninle mutlu olmasını istiyorum..
unutmak istiyorum, unuturmuyorsunuz cokmu duymak istiyorsun senin nişanlın bir zamnlar beni hic uğruna birr zevk uğruna sattı.
korkma onun bir kere ellini tutum bir kere gözlerinin icine baktım. bir oldu ve son oldu.
zor gunler gecirdim gidin arkadaş ayda bir kere kendinizi hatırlatmaktan vaz gecin.
şah damarıma basmayın yarama tuz sermekten vaz gecin*
gidin mutlu olun benden uzak olun.. kurduğum yapay bir dunya var orda yer yok size.. birdaha aynı filimde aynı seneryoda aynı acıları yaşama gibi bir niyetim. yok..
okulum,idalerimi,hedeflerim gelecek yarınlar icin yapmam gereken cok işim var değerlerimi ayaklar altında kurtarmışken yeniden onları yok etmesine izin vermicem..
ve jiyan hewalı bu oyunlarınıza alet etmekten vaz gecin.
gidin be arkadaş...
ben size git demeden siz kendiniz gidin...
aferin sana prozacinsani. seni tuttum harbi. akıllısın, zekisin ve hepsinden önemlisi allah seni gözetiyor. tırnağın varsa başını kaşı derler ya sen kısa mısa uzatmışın tırnak az da olsa kaşıdın başını, gördün işini. özelsin sen özelsin, kimse bilmese kıymetini sen bil lan sen bil. siktiret başkasını. sen sana yetersin.
Sevgilim neden gittin?

Sağ elimin tırnaklarını kesemiyorum
Sağlak olduğumdan değil
Hani sen benim sol tarafımdın ya
Komple.
anlayabilsem seni, anlatsan bana madem şimdi böyle o kim o zaman ya da kimdi niye geldi niye gitti?
bir kadin bir erkege elini uzattigindan butun benligiyle uzatir. elini tuttugunda o erkek onun bir parcasidir. o erkegi optugunde onsuz nefes alamamaya o erkekle sevistiginde onsuz yasayamamaya baslar. ve bunlar o kadar hizli olur ki o erkekgin algi kapasitesi bunu anlamaya asla yetmeyecektir. cunku kadin coktan sevmistir… cok once iliskiyi hayallerinde canlandirmis kafasinda bir cerceveye oturtmustur. erkek cerceveye girmektense olmeyi tercih eder. ozgurluk dedigimiz ugruna savastigimiz su sey var ya iste o iliski icinde kavga sebebi olmaya baslar. oysa cerceve kadinindir. oradaki o erkek bir siluetten ibarettir ama erkek bunu anlamaz. cerceveye hapsolmus gibi hircinlasir yipratir once gulumsemesini calar kadindan sonra yavas yavas her seyini. cerceve kadinindir oysa ki.. orda yarattigi yasam alani icinde erkek, kadinin oksijenini emer, somurur, yasam enerjisini yok eder. hatta daha da ileri gider o kadindan bu kadini yaratir bastan ayaga ve neticesinde yarattigi kadini sevmemeye baslar. o erkek hep o olarak kalir ama kadin… gozunde yaslarla cercevesini yeniden yapmaya baslar. o cerceveye girecek diger bir erkek gelinceye kadar mutludur da aslinda ama eksiktir niyeyse. hayat basladigi andan itibaren kadinlari ikinci plana birakmaya ant icmis gibi… son defa yenilgi yasayip bir kurtulus savasiyla devrim yaratabilir belki bu kadin. belki her sey inanmaktan geciyordur. inanmaya basladigi anda degismeye de baslayacaktir belki. belki sifatlardan kurtulup kadin olarak yoluna devam edecektir. belki…
bugün aynı mekanda karşılaştık seninle. gözlerinin sonsuz mavisine baktım doya doya. fakat ne kadar zorla kendimi görmeye çalışsam da, göremedim. sonra derin bir iç geçirdim. gözlerinde artık ben yoktum çünkü, bunu farkettim.

ama göz göze geldiğimizde sadece el sıkışabildik. tıpkı bir dost gibi. ya da öyle görünmeye çalışarak...

donuk suratlar, yarım kalan hikayeler.. bu muydu bizim hakettiğimiz sevgi?
sanırım sözlükte seninle karşılaştım bugün.
çok garip,tıpkı sen gibi.
pinokyoyu da seviyordum senide sanırım yalanlarını özledim.
--spoiler--
disarisi ispiyon..disarisi ihanet
seni bir gören olmasin, dikkat et
--spoiler--
(#5302497)

ben de bu yazıyı sana yazdım:*
tanımadım etmedim ama ölüm haberin gelince içim burkuldu. hele bir de şimdi ben bu yazıyı sana yazdım başlığındaki yazını okuyunca daha bi kötü oldum. "adam öldü ama ne güzel bir yazı bırakmış arkasından be!" diye geçirdim içimden. ben de bu yazıyı sana yazdım dostum. mekanın cennet olsun.
ben bu yazıyı sana yazdım, önceki okumadan attığın mektuplar gibi, umrunda olmayan şiirler gibi.

çok sevmiştim seni. hayatımı değiştirmeye razıydım. şu geçici dünyada benim kalıcı dünyam olmuştun.

sen haksızsın.kendince doğruydu; nasıl o kadar aşık olabilirsin ki? oldum ama bir kere bile inanmadın.

üzüldüğüm tek şey bunca geçen senenin, akan gözyaşlarımın,uyuyamadığım gecelerin ardından.

-seni yeteri kadar sevemedim özür dilerim-
birlikte geçen yedi yıl bir anı bile bırakmamış zihnimde. bu demek değil ki hiç olmamışsın. benimle yaşamanın ne kadar zor olduğunu bir tek sen bilirsin. ve teşekkür ederim; sürekli arkamı toparladığın için, bir kere olsun aldatmış mıdır diye düşündürmediğin için. biliyor musun? sadakatine ve benim için çırpınmana hayrandım. sana karşı aşk beslememiş olsamda seni çok seviyorum. hoşçakal.
bir geri dönüş seziyorum sanki sende.
yine bu yıl ada sensiz, içime hiç sinmedi
dilde yalnız dolaştım hep, gözyaşlarını dinmedi
ben de şaştım, nasıl oldu, yüreğime inmedi
dilde yalnız dolaştım hep, gözyaşlarını dinmedi.

yalnız bırakıp gitme bu akşam yine erken
öksüz sanırım kendimi ben sensiz içerken
en neş’eli demler bu gece sazla geçerken
öksüz sanırım kendimi ben sensiz içerken.

bir adımlık ömür benim ömrüm. uçurumun kenarında, ha düştü ha düşecek yüreğim. geceleri yürüyorum rüyalarımda. sonu gözükmeyen bir sahil, uçsuz bucaksız ve sensiz. attığım her adımda sana yaklaşacağımı düşünürken, daha çok uzaklaşıyorum. yine, hiçbir şey bilmiyorum.

oysa ve keşke ile başlayan cümlelerimin devamını getirmekten korkuyorum. bir labirentte dolanıp duruyorum 11 aydır. sanki her kapı sana çıkacakmış gibi, sanki orada beni bulup çekip çıkaracakmışsın gibi. ama ben yine uzaklaşıyorum. yine, hiçbir şey bilmiyorum.

eylül soğuğu ile geldi yine. oysa ben hiç eylül de üşümezdim. hatırlıyorum da, geçen sene yine sensizdim ben bu aylarda. sensiz idim. yoktun sen, gitmiştin. bir binanın çatısında seni bekliyorum. bir adım atsam sonsuzluk, bir adım geri gitsem sensizlik. ama ben yine üşüyorum. yine, hiçbir şey bilmiyorum.

gözlerimi dünya'ya açtığım günden bu yana kapanması için yalvardığım günleri sayıyorum. üç oluyor, beş oluyor, on oluyor ve sonu yine sensizlik oluyor. okul çıkışı minibüs yolculuklarında arkamda otururdun. gözlerinin içine bakardım, fısıldardım seni seviyorum diye. sende gülüp, bende seni derdin. ben seni özlemedim. bana seni seviyorum derken parlayan gözlerini özledim. ama ben hala sayıyorum günleri. yine, hiçbir şey bilmiyorum.

zaman geçecek yine. sen geldiğin gibi tekrar gideceksin, ben ise seni bekleyeceğim. kah hatalar ile, kah yanlışlar ile. gözyaşlarım yine yanağımdan süzülecek saat her 02.20'yi gösterdiğinde. her saat başı biraz daha ağaracak saçlarım. belki ömrümün son deminde tekrar geri geleceksin. ama gideceksin eskisi gibi. ben, yine üşüyeceğim.

gözlerime seni çizdikten sonra boyama kalemlerini kaybetmiş çocuk üzüntüsü ile kesik kesik damlalar akıyor gözlerimden. her biri volkandan süzülen bir lav. yanağımdan dudaklarıma yol alıyor, kan revan oluyor yorgun ve gülmeyi unutmuş yüzüm.

sen, yine gideceksin eskisi gibi.

ben yine üşüyeceğim.

günlerden 10 ekim olacak,

saat 02.20'yi vurduktan sonra,

yine o açı şarkıyı içeceğim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar